Mustafa UYSAL
Emekli İmam Hatip
Bize az gelişmiş ülke diyorlar.
Petrol ve doğalgazımız yok.
Suyumuz kıt.
Elektrik enerjimiz yetmiyor.
Doğal kaynaklar yönünden yetersiz durumdayız.
Buna rağmen müsrif (savurgan) bir milletiz ben'ce.
En öne çıkan özelliklerimiz:
İş beğenmeyiz.
Başkalarını sürekli tenkid ederiz.
Çok tenkid, az teklif bizde yaygın.
Laf dalaşı baş hastalığımız.( Bilhassa politikada.)
Herkes bizim sahada söz söyler.
(Yani dini konularda.)
Ben'de bugün ekonomik konuda önerimi sunmaya karar verdim.
Hatırlıyorum seksenlerde ziraat mühendisi sağlık bakanlığı yapmıştı.
Eh yaklaşık elli yıldır ev idare eden biri olarak bende ekonomist sayılmam lazım.
Tekliflerim:
Yirmi gün önce Hollanda da görmüştüm.
Dört yol kavşağına gelirken kırmızı yanıyor.
Üç saniye sonra yeşil yanıyor.
Hâlbuki bizde 45 saniye bekledikten sonra yeşil yanar.
Sebebini sordum.
Diğer üç yol boşsa sistem bekleyene yol veriyormuş.
Onu algılayan bir düzenek varmış.
Gayet basit ve mantıklı.
Hele de günümüz teknolojisinin geldiği bu noktada.
Dört yolun dördüde aynı yoğunlukta olmaz doğal olarak.
Hele de ülkemizde.
Penceremden ışıklı kavşak görünüyor.
O kadar israf söz konusu ki bir kavşakta şaşırırsınız.
Bütün Türkiye yi düşündüğünüzde belki de iki günlük enerjiyi yarım günde tüketiyoruz.
Gerçi bizde gündüz bile yanan sokak lambaları görürüz zaman zaman.
Önemli gördüm aktardım efendim.
İkinci teklifim:
Bunu geçen dönem belediye başkanlığı yapan çalışkan bey'e söylemiştim.
Akıllıca demişti ama galiba bana ayıp olmasın diye söylemiş.
Netice çıkmadı.
Su meselesi.
Belki de ülkemizin baş sorunlarından biridir.
Demiştim ki başkan bey'e.
Bizim insanımız kamu malını özenli kullanmaz.
Kendi evindeki özeni kamuda göstermez.
Bütün cami şadırvanlarına bir düzenleme yapınız.
Muslukları standart su akıtan tipde değiştirin.
Belli bir su akıtsın.
Ne kadar açılırsa açılsın fazla su akmasın.
Küçük bir düzenekle mümkün olduğu nu duymuştum bir dostumdan.
Düşünün bir an için su israfının geldiği boyutu ve bu önlemle tasarrufun önemini.
Parklarda özensiz gûya çim sulama usulleri de ayrı bir bahis.
Önemli uyarımdır.
Bilinmesini isterim ki bu yazdıklarım hiç bir siyasi mülahaza taşımaz.
Benim siyasi konuya yeminim yok ama, bu dünyada burnumu
sokmayacağım tek konu odur.
Bilen dostlarım var.
Üçüncü teklif:
Geçenlerde Enerya'dayım.
Memure hanım belediyeden adres kaydı istedi.
Belediyenin ana giriş kapısının hemen solunda diye yol gösterdi.
Doğru aynı yerde camda yazıyor.
Sıradayım.
Yaklaşık yirmi dakika sonra sıram geldi.
Adres kaydı yazılı notu uzattım.
Memur arkadaş bir eyvah çekti ve,
Hocam sırada da beklediniz ancak bu adres kaydı yan taraftan veriliyor demezmi.
İyide sizin camda beş adet hizmet türü var adres kaydı da bunlardan biri.
Hocam bakın aynıları orda da yazıyor.
Baktım hakikaten aynı yazılar
Orada da var.
O sıradaki gençlere durumu açıklayıp izin istedim.
Onlar da sağolsunlar sıra verdiler orada bari beklemedim.
TEKLİFİM şudur.
O camdaki yazıların bir'i silinsin.
Üç gün önce gördüm hâlâ ikisi de duruyor.
Her vardığımda gözüm ilk oraya takılıyor.
Şekerim yükseliyor.
Bir gün belediyede düşer ölürsem sebebim bellidir duyuruyorum.
Sağlıcakla kalın.
Emekli İmam Hatip
Bize az gelişmiş ülke diyorlar.
Petrol ve doğalgazımız yok.
Suyumuz kıt.
Elektrik enerjimiz yetmiyor.
Doğal kaynaklar yönünden yetersiz durumdayız.
Buna rağmen müsrif (savurgan) bir milletiz ben'ce.
En öne çıkan özelliklerimiz:
İş beğenmeyiz.
Başkalarını sürekli tenkid ederiz.
Çok tenkid, az teklif bizde yaygın.
Laf dalaşı baş hastalığımız.( Bilhassa politikada.)
Herkes bizim sahada söz söyler.
(Yani dini konularda.)
Ben'de bugün ekonomik konuda önerimi sunmaya karar verdim.
Hatırlıyorum seksenlerde ziraat mühendisi sağlık bakanlığı yapmıştı.
Eh yaklaşık elli yıldır ev idare eden biri olarak bende ekonomist sayılmam lazım.
Tekliflerim:
Yirmi gün önce Hollanda da görmüştüm.
Dört yol kavşağına gelirken kırmızı yanıyor.
Üç saniye sonra yeşil yanıyor.
Hâlbuki bizde 45 saniye bekledikten sonra yeşil yanar.
Sebebini sordum.
Diğer üç yol boşsa sistem bekleyene yol veriyormuş.
Onu algılayan bir düzenek varmış.
Gayet basit ve mantıklı.
Hele de günümüz teknolojisinin geldiği bu noktada.
Dört yolun dördüde aynı yoğunlukta olmaz doğal olarak.
Hele de ülkemizde.
Penceremden ışıklı kavşak görünüyor.
O kadar israf söz konusu ki bir kavşakta şaşırırsınız.
Bütün Türkiye yi düşündüğünüzde belki de iki günlük enerjiyi yarım günde tüketiyoruz.
Gerçi bizde gündüz bile yanan sokak lambaları görürüz zaman zaman.
Önemli gördüm aktardım efendim.
İkinci teklifim:
Bunu geçen dönem belediye başkanlığı yapan çalışkan bey'e söylemiştim.
Akıllıca demişti ama galiba bana ayıp olmasın diye söylemiş.
Netice çıkmadı.
Su meselesi.
Belki de ülkemizin baş sorunlarından biridir.
Demiştim ki başkan bey'e.
Bizim insanımız kamu malını özenli kullanmaz.
Kendi evindeki özeni kamuda göstermez.
Bütün cami şadırvanlarına bir düzenleme yapınız.
Muslukları standart su akıtan tipde değiştirin.
Belli bir su akıtsın.
Ne kadar açılırsa açılsın fazla su akmasın.
Küçük bir düzenekle mümkün olduğu nu duymuştum bir dostumdan.
Düşünün bir an için su israfının geldiği boyutu ve bu önlemle tasarrufun önemini.
Parklarda özensiz gûya çim sulama usulleri de ayrı bir bahis.
Önemli uyarımdır.
Bilinmesini isterim ki bu yazdıklarım hiç bir siyasi mülahaza taşımaz.
Benim siyasi konuya yeminim yok ama, bu dünyada burnumu
sokmayacağım tek konu odur.
Bilen dostlarım var.
Üçüncü teklif:
Geçenlerde Enerya'dayım.
Memure hanım belediyeden adres kaydı istedi.
Belediyenin ana giriş kapısının hemen solunda diye yol gösterdi.
Doğru aynı yerde camda yazıyor.
Sıradayım.
Yaklaşık yirmi dakika sonra sıram geldi.
Adres kaydı yazılı notu uzattım.
Memur arkadaş bir eyvah çekti ve,
Hocam sırada da beklediniz ancak bu adres kaydı yan taraftan veriliyor demezmi.
İyide sizin camda beş adet hizmet türü var adres kaydı da bunlardan biri.
Hocam bakın aynıları orda da yazıyor.
Baktım hakikaten aynı yazılar
Orada da var.
O sıradaki gençlere durumu açıklayıp izin istedim.
Onlar da sağolsunlar sıra verdiler orada bari beklemedim.
TEKLİFİM şudur.
O camdaki yazıların bir'i silinsin.
Üç gün önce gördüm hâlâ ikisi de duruyor.
Her vardığımda gözüm ilk oraya takılıyor.
Şekerim yükseliyor.
Bir gün belediyede düşer ölürsem sebebim bellidir duyuruyorum.
Sağlıcakla kalın.