Salı günleri otobüsle gidiyorum okula.
Araba eve lazım diyorlar.
Eh eve lazımsa, okula mekruh olur zaten.
Sabah 07.40 ta duraktayım.
Önümüzden iki hanım konuşarak geçtiler.
Yaşlıca olanı aynen şöyle dedi:
EYİ GÜN'DE DEĞİLiZ.
Belli ki, mevzu derin yol uzun.
Haydi hayırlısı.
İnancımız da uğursuzluk yoktur
Gündüzdür, gecedir, aydır, haftadır uğursuz denmez.
Hani salı sallanır vs. denir ya aslı yoktur.
İnanmayın.
İşte 1A otobüsü geldi.
Hattâ iki adet arka arkaya.
İçleri hınca hınç öğrenci dolu.
İkinciye güç bela bindim.
Tabi ben binerken içeriden denenleri tahmin edebiliyorum.
Hay hacı amca;
Sabahın köründe gözünmü seyridi.
Otur sıcacık evinde.
Çarşı bir yere kaçmıyor ya.
Bu yaşta gençler çantamdan falan mana çıkaramazlar.
Çünkü okumak genç işi onlara göre.
Birinci tokilere kadar öğrenci biniyor.
Nereye biniyorlar inanın kestirmek zor.
Buradan sayın başkandan rica ediyorum.
Sabah 07.30 1A otobüsünü üç yapın dua alın.
O zaman ayakta ancak rahat gidilebilir.
Birnci tokilerde hızla iniyorlar.
Zamane genci, 200 metre yürümüyor.
İllâ Okulun hizasında inecek.
Hastahane durağında bir daha boşalıyor.
Ama okul civarındayız.
Bir anda otobüsler arka arkaya duruyor.
İç anos yapılıyor.
Üniversite öğrencileri arka otobüse.
Öbür otobüste tersi, çarşıya gidecekler öbür otobüse.
Ben tabii'ki üniversite otobüsüne doğru harekete geçiyorum.
Şoför bağırıyor :
Hacı abi sen nereye?
Aynı tonda ben bağırıyorum.
Üniversite ye.
Ve meşhur çantamı baş üstüne kaldırarak.
Normal olarak ben çarşı yolcusuyum.
Şoför bey; hayret ederek Allah Allah diyor.
Yıllarca iç çekerek imrenipte inemediğim durakta iniyorum.
Ağır ağır yürüyorum o 100 metreyi.
Güvenliğe selâm verip sınıfıma yöneliyorum.
Tam kapıda durup, selam verip, günaydın arkadaşlar diyerek giriyorum.
Hep bir ağızdan:
Günaydın Mustafa amca diyorlar.
Sloganı tekrarlıyorum:
Sorular biz'den korksun.
Arasıra söylüyorum.
Gece gündüz farketmez.
Yurtta evde araba lazım olduğunda Mustafa amca yetiş demezseniz gücenirim.
Her türlü meselede bana derdinizi açabilirsiniz diyorum.
Yok'sa ben'im nottu, diplomaydi gibi bir derdim olabilir mi?
İşte böyle aziz dostlar.
Notlar?, diyen var galiba.
Alıyoruz sınıfta kalmayacak kadar.
İlk sene ikinci sınıftan ders alınmazmış.
Neyse birinci sınıfta dersimizi tam alalım.
Nefes darlığına sebep olabilir.
Aheste çekelim kürekleri mehtap uyanmasın.
Öyle değil mi ama.
Kalın sağlıcakla.