Mezaristanı diyorum.
Arada bir dolaşıp gelmek gerek.
Meselâ on günde bir.
Çok mu yakın oldu?
Yirmi gün de bir olsun.
Odamı yakın.
O zaman ayda bir ziyaret lazım diye düşünüyorum.
Ben'i daha aralıklısı kurtarmaz.
Ama öyle Karamanpark’ı gezer gibi değil.
Millet parkını hiç değil.
Ya nasıl?
İbret nazarıyla elbette.
Kimler kimler yok ki orada.
Sayıları öyle çok ki, hepsi toprak altında.
Ara sıra şöyle diyesim gelir.
Kimisi ağaydı, kimisi paşa.
Adamları derdi, paşam çok yaşa.
Tutmadı dualar, kalmadı kışa.
Şimdi tümü birden, toprak altında.
Yarın bizim olacağımızda o.
Bugün onlara yarın bize.
Rabbim imanla göçmek nasip buyursun cümlemize.
Ancak nasıl yaşarsak, öyle ölürmüşüz.
Peygamber efendimiz sav öyle söylüyor.
O zaman istediğimiz gibi ölmek istiyorsak,
istenildiği gibi yaşamak gerek diye düşünüyorum.
Yâni yaradanın istediği gibi.
Onu da özetlersek şöyle;
Zararsız adam olacağız.
Faydalı adam olmaya çalışacağız.
Haramlardan kaçınacağız.
Farzlara eksiksiz riayet edeceğiz.
Bunları ev ödevi olarak düşünelim.
Öğretmenin merhameti bizi tembelliğe sevk etmesin.
Yoksa görevi ihmalden...
Anladık sanırım.
Dolaşalım mı mezaristanı?
Şu biri, meydanda nutuk atardı.
Şu da gariplere, çalım satardı.
Şoo öteki, her dem atar tutardı.
Şimdi tümü birden toprak altında.
Çalgıcısından müftüsüne kalk borusunun ötmesini bekliyorlar.
Niçin mi?
Şu dağdağalı dünyanın hesabını vermek için elbette.
Yahu bu dünyada bile nereye girip çıktık ta hesap ödemedik.
Hem de çıkışta ne yiyip içtin demiyorlar mı?
Aynen öyle işte.
Koskoca seksen yıllık ömrün hesabı olmaz mı?
Ben olacak diye biliyorum ve inanıyorum ama.
Hadi tekrar dolaşalım isterseniz.
Haaa, bak şunlara bir şey diyelim.
Burnu yere düşse, almazdı bunlar.
Servetin hesabın, bilmezdi bunlar.
İşretten beriye, gelmezdi bunlar.
Şimdi tümü birden toprak altında.
Kanun bunlardı, yasa bunlardı.
Para bunlardı, kasa bunlardı.
Döviz bunlardı, borsa bunlardı.
Şimdi tümü birden toprak altında.
Mezarda bile, doymaz gözleri.
Dün gibi aklımda, yalan sözleri.
Eli boş, cebi boş koydu bizleri.
Şimdi tümü birden toprak altında.
Bunlardan bazıları öyle böyle hinoğlu hin değildi.
Onları gördükçe şöyle diyesim gelirdi.
Yalanına kıran girsin, mendebur.
Bir ömür şeytanla, birsin mendebur.
Allah belanı, versin mendebur.
Görüşürüz senle, toprak altında.
Doydu mu gözlerin, paraya pula.
Neler neler ettin, yetime dula.
Ver şimdi hesabı, mazlum yoksula.
Kaçamazsın gayri, toprak altında.
İşte böyle kıymetli dostlar.
Mezarlıkta fazla trafik vs.de yok.
Emin sakin dolaşabiliyorsunuz.
Uzattım biliyorum.
Rabbim son vaktimiz de imdâd eylesin bizlere.
Kalın sağlıcakla.