İşini çok seviyor.
On yıldır aynı heyecanla çalışıyor.
Ben'i görünce yakınmaya başladı.
Kırk civarında personel varmış.
Tayinimi isteyeceğim diyor.
Hayırdır dedim.
Kırk kişiyiz yirmi beşi yatıyor ense yapıyor hocam dedi.
Nereye gideceksin dedim.
Nereye olursa diyor.
Yâni Türkiye içinde bir yeremi diye sordum.
Tabii'ki memur bir adam başka nereye gidebilir.?
Doğru söylüyorsun dedim ben'de.
Hayır hocam haksızlığa dayanamıyorum diyor.
Her Türk vatandaşının dediği gibi.
Biz'de bilirsiniz hic kimse haksızlığa dayanamaz.
Sanırsınız ki arkadaş Lahey adalet divanı üyesi.
Adalet vs. denince akan Dicle nehri tak durur.
O konuda yüzde yüz katıksız dürüstüz.
Fakat ilginçtir herkes haksızlıktan şikayet eder.
O zaman bu haksızlığı kim yapar.?
Ve haklıdır şikayetçiler.
Çünkü bu ülkede haksızlık üstüne sanki herkes özel ders almış gibi.
İtilip kakılmak dayısız adamın alın yazısı sanki.
Fakir yolunu düz yolda şaşırır.
Her Türk bilirki kanun fakire işler.
Ne zamandır.
Kâluu belâdan beri diyeceğim ama çok kaçacak.
İkiyüz (200)yılla anlaşalım.
Çünkü haksızlık, adaletsizlik yıkımın baş sebebidir.
Osmanlı'da yıkılmışsa mutlaka bir arıza olmuştur.
Çünkü adalet mülke temeldir.
Memura DEDİM'Kİ:
Yani şimdi sen Türkiye içinde bir yere gideceksin.
Vardığın yerde kırk kişinin otuzu ense yapıp yatıyorsa.
Olurmu öyle şey dedi.
Oğlum Türkiye de "olurmu öyle şey" diye sorulmaz.
Çünkü olur.
Bu memlekette Ankara'nın bir ilçesinde kağıt oynayanların masasına inek düştü.
Yaz internete görürsün.
Oyunculara bir şey olmadı kenarda bir seyircinin üç adet eğe kemiği kırıldı.
Canının sıkısını unuttu gülmeye başladı.
Sen Almanya'ya İsveç'e gitmiyorsun ki.
Tencerenin bu köşesinden öbür köşesine gidiyorsun.
Aynı insan ordada var.
Tencere aynı,ateş aynı, yalnızca köşe değişik.
Başka yerin somunu büyük sanıp elindekinden olma.
Sen'in işin neyse onu yap.
Eşeğe ne yaparsan yap İngiliz tayı olmaz ondan.
O öyle gelmiş öyle gider.
Bir gün bir'i o eşeğin farkına varır.
Sen dürüst ol doğru ol eğri bulur belasını.
Bu ata sözü biliyorsun.
Biliyorum dedi.
Hayırlı hizmetler diledim vedalaştık.
Şimdi aşkla şevkle çalışıyor diye biliyorum.
Ailesini tanıyorum.
Ben görevliyken o çocuktu.
Evlenmiş bir çocuğu olmuş.
İki yıldan sonra ayrılmışlar.
Hocam böyle böyle ne yapayım dedi.
Yapacağını yapmışsın bir şey yapma dedim.
Sordum.
-Aile zoruylamı evlendin.?
-Hayır kendim istedim dedi.
-E bir'de meyve olmuş daha ne.
-Hocam hep ters davranıyor.
-İyiya işte kurtulmuşsun.
-Ama hocam kem küm kem küm.
-İstiyorsun yâni.
-Yâni evet hocam.
DEDİM'Kİ bu herif-i nâ şerife...
-Sen şimdiye kadar hiç düştünmü.
-Elbette.
-Ne yaptın düşünce.
-Toparlandım çırpındım devam ettim.
-Niye orada yıkılıp kalmadın.
-Peki elbisen hiç kirlendi mi.?
-Tabii'ki.
-Ne yaptın orayı kesip attın mı yoksa temizleyip devammı ettin.
-Tabii'ki temizledim.
-Bunu niye kesip attın da düzeltmedin.
-Oldu bir kerre.
-Çocuk nerede.?
-Annesinde.
-Niye verdin sen bakaydın.
-Kızım ana kuzusu hocam o daha iyi bakar.
-Sanada annenmi bakıyor.?
-Yok ben kendi evimdeyim.
-Rahatsın yâni.
-Eh işte ne kadar rahat olunursa.
-Pişman gibisin.
-Belki anlaşırdık diye düşünüyorum.
Bak aslanım.
Memlekette pekçok genç senin gibi.
İlk tökezlemede hemen ayrılık.
Evlilik hayatı mevsimler gibidir.
Baharı var.
Yazı var, güzü var, kışı var.
Yağmuru var, karı var, fırtınası var.
Doğru söylüyorsunuz hocam.
Biz bilemedik.
Bak bu yalnız senin başında değil.
Düzelir.
Fakat acele etme biraz burnunuz sürtülsün ondan sonra birileri düzeltir.
-Hocam siz yardımcı olun.
-Kayınpeder sizi sever.
-Kayınpederin ben'i severde sen'i severmi.?
-Aslında doğruyu söylemek gerekirse benide severdi.
Ben biraz öfkeme yenik düştüm.
-Tamam ben bir düşüneyim.
Bacımlada bir konuşayım.
Sen'in adam olacağına inancı varmı bir sorayım.
-Hocam siz ben'i tanıyorsunuz.
-Ben seni yeni yeni tanıyorum.
Aile reisi olarak görmedim ki ben seni.
-Doğru söylüyorsunuz hocam.
-Tamam tamam.
Fakat şunu unutma.
Bundan sonra aileni falanın kızı olarak görme.
O biricik kendi kızıyın annesi olarak gör tamam mı.
-Tamam hocam.
Bugün hanımına davranışını yarın kızında görürsün.
-Doğru söylüyorsunuz hocam.
Yeni nesil kusursuz kul arıyor.
Bulsakta başımıza muşambalasak gezdirsek.
Dünya böyle aziz dostlar.
Ne diyelim gün bulduğunu harcıyor.
Kalın sağlıcakla.