Adam harika yazmış.
Tamda beni yazmış meselâ.
Belki sizi de yazmıştır.
Belkisi yok, hemen hemen derdimiz aynı.
Öyle değil mi?
Nemi yazmış?
Şunu.
Bizim pencereler, yele karşıdır.
Muhabbet dediğin, karşı karşıdır.
Girebilsen, şu sinemde neler var.
GÜLÜP OYNADIĞIM, ELE KARŞIDIR.
Evet, aynen böyle yazmış ve söylemiş.
Öyle değil miyiz?
Bin bir dert, taşımıyor muyuz sinemizde.
Fakat ele karşı, gülüp oynuyoruz işte.
Yapacak bir şey?
Çok şey var ama..
El var âlem var deyip, sinemizde hapsediyoruz.
Belki de en iyisi budur.
Bunun müzikli söylenişini dinleyin derim.
Çok yanık söylüyor Musa Eroğlu.
Hocam müzik günah değil mi?
Gaflete ve şehvete sevk eden müzik günahtır.
Yoksa bu, dertleşmek gibi bir şey.
Ben dinledim, bir mahzuru yok.
Yine de, pek çok şey içimizde dursun.
Milletin ağzı torba değil.
Büzemiyorsunuz.
Sağlıklı günler değerli arkadaşlar.