Dana kıymanın kg. mı 500/600TL arası.
Dana sucuk satılıyor 299.90 TL ye.
Hatta 5 kg alana 1000 TL yazıyor tanıtım bilgisinde.
Üstelik adları da tarihimizden esintiler taşıyor.
Bunların resmi adı, adresi olduğu halde, bir sorup soruşturan yok mudur?
Fukara sofralarındaki sabilerin, bunları sucuk diye yediklerini düşündükçe kahroluyorum.
Bir başka gariplik.
Kırk sene, seksen sene hapislik istenen iddianameye rağmen, ilk celsede tahliyeyi ben anlayamıyorum.
Bu durum benim aklım, erdi ereli böyle üstelik.
Yalnız düne mahsus değil.
Hatta 300 küsur yıl hapis isteneni torunum duyunca sordu.
Dede 300 yıl yaşayan var mıdır diye.
Dedim ki;
Yok, kuzum o 185 günde çıkacak demektir.
Hatta salınıp, fazla tepki üzerine tekrar tutuklananlar oluyor.
İşte ben bunu da anlayamıyorum.
Bir başka gariplik.
Mübarek 50’li yaşlarda.
Herhangi bir partiden seçiliyor.
Süre dolmadan, tam aksi istikamette saf bağlıyor.
Fikrî yakınlığı anlarım ama dün Moskova aşkı ile yanarken, bugün Yüce dinimizde diye söze başlamayı bir türlü anlayamıyorum.
Buda benim aklım erdi ereli böyle.
Hatta mazbatayı aldıktan sonra döneni hatırlıyorum.
Fırıldak lakabı takılmıştı kendilerine.
Bir başka gariplik.
Böyle kişiliksiz kişileri, düne kadar sahtekârlıkla suçlayanların, bugün yeni geldiği kapıda kahraman olarak alkışlanmasını ben yine anlayamıyorum.
Bir başka gariplik.
Dinimizde farz olan sabah, yatsı namazlarında camide 13 kişinin olmasını, sünnet olan teravihte ise caminin dolmasını bir türlü anlayamıyorum.
Bir başka gariplik.
Almanya da trafik kurallarına harfiyen uyan yurdum insanının, cennet vatan dediği memleketin de trafik canavarına dönmesini tabii ki anlayamıyorum.
Altmış sene önce, yani biz çocukken, adam boyu kar yağarken, şimdi diz boyu yağmamasını anlayamıyorum.
Sudurağı’nda, iki bel boyunda,
yâni 60 cm. den su çıkarken, şimdi 200 metreden çıkmamasını anlayamıyorum.
Şimdilerde pek çok köye tankerle su gittiğini duyuyoruz.
Nereye kadar diye niye düşünmediğimizi bir türlü anlayamıyorum.
Daha saymaya gerek var mıdır?
Bunları anlayan varsa beri gelsin.
Bir itirafta bulunayım mı?
Ben bu anlayamıyorum dediklerimi anlıyorum aslında.
Çünkü ben bu toplumun içinde 73 yılımı geçirdim.
Anlamaz olur muyum?
Maksadım niye böyleyizi sorgulatmaktır.
Peki,
Ümit var mıyım?
Bir şey biliyorum.
Ümit var olmak zorunda olduğumu biliyorum.
Buna toplum olarak mecburuz.
Ümitsiz olamayız.
Yalnız ümitli olmak yeter mi?
Elbette hayır.
Ama ümitli olmak, her şeyin olmazsa olmazıdır.
Üç gün önce okumasını bitirdim dediğim okul kitabımdan bir alıntı ile bitiriyorum.
Tamı tamına 5 kelimelik bir cümle.
Cümle,
İslâm dünyasının önde gelen siyaset düşünürlerinden Farabi'ye ait.
"TOPLUM SEVGİ İLE KAYNAŞIR,
ADÂLETLE YAŞAR"
TDV. Yayını. İslâm ve toplum.
İlmihal 2. Sayfa:598. Son paragraf.
Kalın sağlıcakla.