Şu anda, İşgalci terör devleti İsrail’in yanında yer alan ve ona destek veren, Batılı bütün devletlerden, zaman içinde sürgün edilmiş olan bu Siyonistleri seven bir tek devlet veya insan yok aralarında.
Beş milyon Yahudi’yi 1940’lı yıllarda kalorifer kazanlarında yakarak ısınmayı sağlayan Almanların verdiği destek, onları sevdiklerinden değil, bu terör devletine öyle bir destek verelim ki, buraları bırakıp tekrar Almanya’ya dönmesinler, başımıza bela olmasınlar ve onlar öyle cinayetler işlesinler ki, Hıristiyan Almanların bunlara yaptığının az bile olduğu dillerde destan olsun istiyorlar.
Zaten bütün silah, para, yeme içme masraflarını karşılayan Amerika, bunları kendisinin karakolu olarak kullanıyor.
Müslümanlardan bir kişi öldürse, ABD kazanıyor, Müslümanlardan biri bir Siyonist öldürse yine ABD kazanıyor.
Onların olmasını da ölmesini de istemiyor.
Kur’an-ı Kerim’de sözlerinden dönen, adalet sahibi insanları öldüren, peygamberlerini bile öldüren millet diye bahsedilen millet, Beni İsrail’dir.
“Sözlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere nebileri öldürmeleri ve ‘Kalplerimiz kılıflıdır’ demeleri sebebi ile lanet ettik. Hayır, onların küfürleri sebebiyle Allah, kalpleri üzerine mühür vurmuştur. Onlardan ancak çok azı iman ederler.
Bir de inkâr etmeleri ve Meryem'e büyük bir iftira yapmaları sebebiyle lanet ettik.
‘Allah'ın Rasülü Meryem oğlu İsa'yı öldürdük’ demeleri sebebiyle (onları lanetledik). O’nu öldürmediler de asmadılar da. Ancak onlara benzetildi. O’nun hakkında ihtilaf edenler şüphe içindedirler. Zanna uymaktan başka onların hiçbir bilgisi yoktur. O’nu yakınen/kesin öldürmediler.
Ancak Allah onu kendine kaldırmıştır. Allah Aziz'dir, Hâkim’dir.” (Nisa Süresi, Ayet 155-158)
Müminlere karşı en katı düşmanın bunlar olduğunu bildirilir:
“Elbette Müminlere karşı düşmanlıkta insanların en şiddetlisi olarak Yahudileri ve bir de müşrikleri bulacaksın…” (Maide Süresi, Ayet 5/82)
Tarih boyunca başkalarına kurdukları tuzaklara hep kendileri tutulduğundan iki bin yıldır devletsiz dolaşmışlar.
Halen devlet olamamışlar.
Terörist gibi davranırlar.
İsrail’den dönen bir profesörümüz, televizyonda konuşurken, “Adamlar devlet olamamışlar. Üniversitelerinin davetlisi olarak giden bizleri ülkeye girerken ve çıkarken gümrük memuru kral gibi davranıyor ve bizim külotlarımızın içine bile bakmaya kalkıyor. Bunlar devler değil” demişti.
Zaman içinde insanlık yapıp kendilerini koruyan milletlere zarar vermeye kalkmışlar ve koruyan devletler onları kovmuşlar.
Nehri geçmek üzere olan kaplumbağaya akrep rica etmiş ve karşıya geçirmesini istemiş. Kaplumbağa, akrebi sırtına almış karşıya geçirirken nehrin yarısında kaplumbağayı sokmaya kalkmış. Kaplumbağa, yardım ettiğini, niçin sokmak istediğini anlayamadığını söyleyince akrep “Huyum bu benim” demiş. Kaplumbağa başını içine çektiğiyle birlikte suyun içine dalıvermiş ve akrebin boğulmasını sağlamış.
Ford fabrikasının kurucusu olan Henri Ford, Amerika’daki Yahudilerin özelde Amerika’ya, genelde dünyaya ne kadar zararlı olduklarını “Yahudi” isimli kitabında anlatmış.
Batı’da Yahudilerden zarar gören devletler hepsi elbirliğiyle bunlardan kurtulmak için Filistin’de bir devlet kuruvermişler ve gemilerle Filistin’e taşımışlar.
Ellerine silah vermişler, ceplerini parayla doldurmuşlar. Gitmek istemeyenlere de Hitler’le gözdağı verdirmişler.
Bu günlerde aklı başında Yahudiler işin iç yüzünü anlar gibi oldular ve birkaç yıldır İsrail’e göç yapan olmadı. Kaçmaya gücü yetenler de İsrail’den uzaklaşıyor.
İsrail’deki kadınlar da doğum yapmıyor. Doğum yapanlar da Allah’ın bir takdiri çoğunluğu kız doğuruyor.
Her gün ölenin sayısı doğandan fazla olduğundan kısa zaman sonra İsrail’de silah tutacak, dolar sayacak adam kalmayacağının hesabını yapan Batılı güçler, Ortadoğu’daki Jandarma karakolunu Filistin’den kaldırıp Kuzey Irak’a kurmak için çalışıyorlar.
Filistinlinin kaybedeceği hiçbir şey kalmamış. Evini, bağını bahçesini İsrailliler almış.
Babasını yakmış anasını işkence ederek öldürmüş.
Toplama kampında büyümüş. Böylece yetişmiş milyonlarca inanmış insanı durdurabilecek silah yeryüzünde icat edilmedi.
Bizim kurtuluş savaşında yedi düvele karşı verdiğimiz ölüm kalım mücadelesini bunlar, başta Amerika olmak üzere bütün Batı yönetimlerine karşı veriyorlar.
Ne yapacağını bilemez hale gelen,
Gözlerini kan bürüyen, korkudan panikleyen Netanyahu’nun, sıhhatli karar verememesi yüzünden bu çarpışmalar sonunda Yahudiler, çok yakın bir zamanda tarihlerinin en karanlık ve sonu belli olmayan maceraya yeniden sürüklendiklerinin farkına varmaları gerekir.
Batı başkentlerinde lüks içinde yaşayan,
Bir defa olsun ağlama duvarının dibine gelip ağlamayan,
Ama İsrail’dekilerin anasını ağlatan Yahudiler ile Batılı Haçlı Seferleri komutanlarının oyununa gelmemeleri gerekir.