Hz. İsa’ya iman eden Müslümanları yok etmek için, Yahudi padişahı ile vezirinin kurdukları tuzağı anlatır Mevlana.
Kendilerini gizlemeyi bilen Müslümanları ortaya çıkarmak için Yahudi vezir, padişahına der ki: "Sen beni Hıristiyan oldu diye burnumu, kulağımı, dudağımı, ellerimi kes. Asmak için darağacının altına getir. Biri af istesin, sen de afvet ve beni sürgüne gönder.
Hıristiyanlar bana sahip çıkar. İsa için canını, vezirliğini/başbakanlığını feda edenden kimse şüphe etmez" der ve plan uygulamaya koyulur.
Mesnevi’nin birinci cildinin 350’nci beytinden 768’inci beyte kadar vezirin hilelerini, Hıristiyanları nasıl paramparça ettiğini ve Hıristiyanların şimdiki ayrılıklarının ta o zamandan geldiğini anlatır.
Avcı, keklik avına giderken kafesteki kekliğini dağda uygun bir yere koyar. Kafesteki keklik ötmeye başlayınca dağdaki keklikler gelirler ama av olurlar.
İnsanları değerlendirirken, dava uğrunda candan, maldan ve makamdan geçmeyi ölçü almayın.
Söyledikleri ve yaptıklarının Kur’an’ın ve sünnetin özüne uygun olup olmadığına bakınız.
Arkasında Yahudi sermayesi olan Yahudi vezir, o fakir Müslümanlara, trilyonlar veriyor.
İncil’i tefsir ediveriyor.
Bu dava için vezirlik/başbakanlıktan vazgeçmiş, ağzı, burnu, kulağı ve eli kesilmiş ama içi hâlâ çıfıtlık dolu.
En sonunda kendini öldürdü ve Hıristiyanların azizi oldu.
"Böl ve yönet", "parçala ve yut" felsefesiyle ayakta kalmaya çalışanlar, uzun zaman içinde ayaklar altında kalmıştır.
Yakarak yok etmeye çalışanlar, kendileri yok olmuşlar. Dünyanın en eski milleti olmalarına rağmen Yahudiler, dünyanın en az milletidirler.
Mevlana diyor ki:
"Birinci Yahudi hükümdarın neslinden, diğer bir hükümdar da İsa kavminin, yani Hıristiyanların mahvine çalışmaya başlamıştı." (Mesnevi, Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 734)
"Eğer bu huruç hakkında bilgi almak istersen vessemai zatil Büruc Sûresi’ni oku" (Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 735)
Kur’an-ı Kerim’deki Büruc Sûresi’nde, imanlarından dolayı ateş çukurlarında yakılan mü’minlerden haber verir.
Birinci Yahudi padişahı Müslümanları parça parça etmiş, ikincisi ise parçalar halinde ateşte yakmaya çalışmıştır.
Kadınları ve çocukları da yakmıştır.
"O çıfıt hükümdar, kucağında çocuğu bulunan bir kadını putun önüne, ateşin kenarına getirtti. Ateş alev alev yanıyordu." (Mesnevi, Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 781)
"Çocuğu kadından aldı, ateşe attı. Kadın da korkup imandan çıkacak oldu. (Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 782)
"Putun önünde secde etmek istedi. Fakat çocuk ateşin içinden seslendi. Anne, ben ölmedim" (Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 783)
"Anne, içeriye gel. Görünüşte ateş içindeysem de ben burada hoş bir haldeyim" (Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 784)
"Bu ateş, basit görüşlülere perde olmak için bir göz bağıdır. Yoksa gayb-ı ilahiden zuhur etmiş bir rahmettir." (Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 785)
"Anne, içeriye gel ki, ateş içinde servi ve yasemin bulan, yani ateş kendisine gülistan olan İbrahim aleyhisselamın sırlarını gör." (Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 788)
Enbiya Sûresi’nin 79’uncu ayetinde İbrahim aleyhisselamı yakmak için hazırlattıkları ateşin yakmadığını haber verir.
Ateş içinde Hz. İsa’nın diriltici nefesini ve saadeti bulduğunu,
Manevi nimet sofrası kurulduğunu çocuğun diliyle söylettikten sonra,
Olayı gören insanların iman ettiğini,
İçi kin ateşiyle dolu Yahudi’nin kininin arttığını,
Daha fazla ateş yaktırdığını,
Ateş kırk arşın kadar daha uzayınca Yahudi padişahını da üzerlik otu gibi yakıverdiğini,
İçi ateşle dolu olanların Karia Sûresi’nde haber verilen Haviye cehennemine gittiklerini haber verir. (Mesnevi, Amil Çelebioğlu tercemesi 1/905)
"Ey rütbesi ve makamı dolayısıyla halka zulmeden, kendin için kuyu kazmış olursun. (Mesnevi, Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 1310)
"İpek böceği gibi etrafına dolanma, yani elini, ayağını kendin bağlama. Yaptığın zulümlerle kendine kuyu kazıyorsun. Bari boyuna göre ve dayanma gücüne göre kaz." (T.M. 1311)
"Her zayıf olanı kimsesiz sanma. Kur’an’da "İzacae Nasrullahi" Sûresi’ni oku." (Mesnevi, Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 1312)
"Eğer sen fil gibi isen ve hasmın senden ürküp kaçıyorsa da mağrur olma "Tayran Ebabil" cezası sana yetişir." (Mesnevi, Tahir-ül Mevlevi tercemesi beyit: 1313)
Kuşların filleri ve sahiplerini yendiğini anlatan "Elem tera" (Fil) Sûresi’ni oku.
Büruc ve Fil sûrelerinin tefsirini, benim telifim olan "Şifa Tefsiri"nden bir okuyuverin.