İnsanların kimliği olduğu gibi kelimelerin de kimliği olur.
Nerede doğmuş, kim koymuş, nerelerden dolaşıp gelmiş ve en çok nerelerde konaklamış bunlar yazılan eserlerden bilinir.
Gazeteler bizi uyardılar, “Kerberos sıcakları geliyor” dediler.
Avrupa’dan geliyormuş. Avrupa’dan geldiğine göre adını da onlar koymuşlar ve “Kerberos sıcakları” demişler.
İçimden “Bir pislik adıdır” diye geçirdim ve internete sordum:
Kerberos: Milattan önce 8. Yüz yılda ortaya çıkan antik Yunan mitolojisindeki, Hades’in köpeğinin adıymış.
Eh insanlıktan çıkmış, anne ve babasının yerine köpeği koymuş bir medeniyyetin kelimelerinin de köpekten gelmesi çok normal.
Ama hocam 2823 yıl önce bu isim konulmuş. ‘Şimdiki Avrupa medeniyetiyle ne alakası var?’ demeyin.
“İki bin yıl önce Hazreti İsa’yı çarmıha germeye çalışan Yahudi ile şimdiki Yahudi’yi karıştırmamak gerekir” demek gibi bir şey.
Şimdikiler o çarmıha germenin sevincini yaşıyorsa onun gibidirler.
Haksız yere Kardeşi Habil’i öldüren Kabil’in yanında yer alan bu günkü adam da aynen onun gibidir.
Filistin’de, Doğu Türkistan’da, Meksika’da, Vietnam’da, Afganistan’da, Ukrayna’da özetle dünyanın her yerinde haksız yere öldürülen bir tek insanın haberini duyunca, içinden “Oooh olmuş” geçerse aslında onun içinin depremidir.
Yunan mitolojisine göre “Kerkebos” kâbuslara girecek kadar korkunç, üç kafalı bir yaratıkmış.
Dişleri görene korku veriyor, ağzı zehirle köpürüyormuş. Yelesinden kıvır kıvır yılanlar fışkırıyormuş. Kuyruğu da tıslayan bir yılanmış.
O kadar büyükmüş ki, içinde yaşadığı mağaranın tamamını dolduruyormuş.
Bir havladı mı yerler gökler inliyormuş.
Bazıları gözlerinin ateşten olduğunu söylüyormuş.
Yunanlı ozan Hesiodos'un aktardığına göre, o kadar ürkütücüymüş ki, bırakın üstesinden gelmeyi, tarif etmek bile imkânsızmış.
Aradan 2823 yıl geçtikten sonra o tarifi bile insana korkunç gelen, içini dışına çıkaracak derecede tiksindirici hayali bir köpek adını 2023 yılında aşırı sıcaklara ad oluyor ve dünya meteorolojileri de tartışmasız kabul ediyor.
Hâlbuki Kur’an-i Kerimde geçen “Nari Semum/Dumansız yakıcı ateş” den dilimize geçen “Sam yeli” kullanılabilir.
Kur’an’da geçtiği yerlerde hep Cehennem ateşi olarak geçmiştir.
Yaşlılarımızın bildiği “Eyyam-ı Bahur” denebilirdi. “Sam yeli” denebilirdi.
Eyyam-ı Bahur: Temmuzun sonu, Ağustosun başlarında sıcakların artmasıyla yeryüzünün altındaki nemlerin de buharlaşıp dışarı çıkmasıyla yeryüzünün tütsülenmesini ifade eden tabirdir.
Atalarımız en zor günleri bile buhurdanlıkla güzelleştirme tarafına gidivermiştir.
Sevgili peygamberimiz de sıcak günlerde,
“Sıcaklar şiddetlenince (öğle) namazını geciktiriniz ve serinde kılınız. Bu şiddetli sıcaklık, Cehennem sıcaklarından bir sıcaktır” buyurmuş. (Buharı, Sahih, K. Salat bab el-ibradü bi’z-zuuhr)
İsimlendirmeler güzel olsun ki, isim verdiğiniz çocuğunuz o ismin etkisiyle de güzelliğini devam ettirsin.
Sevgili peygamberimiz buyurur:
Çocuklarınıza peygamber adlarını koyunuz. Allah katında isimlerin en güzelleri Abdullah ve Abdurrahman’dır. En doğru isim Haris ve Hemmam’dır. Harp/Savaş ve Mürra/Acı ise en çirkinidir.” (Ebu Davud, Sünen K. Edeb, bab 69/Tağyiru’l Esma)
Sevgili peygamberimiz, çocukken vefat eden üç oğlundan birinin adı Abdullah, birinin adı İbrahim’dir. Kasim, Tayyib, Tahir gibi ikinci isimlerde verilmiştir.
Sevgili peygamberimiz, Kur’anda bildirilen peygamberlerin hepsinin adlarının konabileceğini bildirdiği gibi:
“Benim adımı koyun ama (Ebü’l-Kasim)künyemi çocuklarınıza vermeyin” (Buhari, Sahih, KMenakıb, bab 19/Künyetü’n-Nebi)
Birkaç yıl önce İngiltere bütün dünyadaki insanların isimleri arasında en çok koyulanın Erkekler için Mehmet/Muhammed, Kadınlar için Ayşe olduğunu yayınlamıştı.
Türkiye’nin dışında bütün Müslümanlar Muhammed koyarlarken Türkler ne zamandan beri Mehmet derler ben bilmiyorum.
Bellini’nin yaptığı Fatih portresi, Topkapı sarayında sergilenirken gördüm Mouhammad yazılıydı. Yani iki M’li idi.
Mahmutlar, Ahmetler, Mustafa’lar dahi birçok isim peygamber efendimizin adıdır.
Kur’an-i Kerimde bildirilen 25+3 peygamberin adını da, bu ümmet koymaya devam etmektedir.