Bazı haberlerde çıkar, “Evlat edindiği çocuk tarafından öldürüldü.”
Trafik kazasında anne ve babası vefat eden altı aylık çocuğu evlatlık olarak alan aile, çocuğu çevrenin çocuklarının şartlarına göre yetiştirir.
Aile, varlıklı bir ailedir.
Çocuk, kendisinin evlatlık olduğunu öğrenmiştir ve ailenin servetine erken sahip olmak için onları öldürmeye karar verir ve öldürür.
“Vay beee” dediniz, hayret ettiniz; haklısınız.
Bu hayretiniz, sizin iyiliğinizin daha doğuştan getirdiğiniz, çevreden edindiğiniz, İslam’ın hava gibi hayatımızda dolaşan vefa duygusunu siz, başkasında olmadığını gördüğünüz vefasızlıklara karşı harekete geçiriyor ve “Vay beee” diye hayrete düşürüyorsunuz.
İsterseniz bu vefasızlığın bizde ne kadar olduğunu görmek için kendi içimize bir bakalım.
Kendimize karşı vefalı mıyız?
Anne ve babamıza karşı vefalı mıyız?
Akrabalara, komşulara, köye, mahalleye, şehre, ülkeye ve tüm yaratılmışlara karşı vefalı mıyız?
Başkasının ayıbını, vefasızlığını, günahını görüp de kendi ayıplarımızı, vefasızlıklarımızı, günahlarımızı görmüyor muyuz?
Onun için kendi çatlayan ar damarımızı, kızarmış yüzümüzü, eğilmiş ağzımızı, yalama olmuş dilimizi görebilmek için içimize kapanıp kendi kendimizin içinde dolaşmakta fayda var.
Ben görünenlerden hareketle sorayım, aynanın karşısına geçiniz ve saçınızdan ayağınızdaki tırnağa kadar bakınız ve saç ektirme parasının ekilen kıl sayısına göre olduğunu bilerek bir tahmini hesap çıkarınız.
Güzel gözlerinizin aynısını dünyada bulamayacağınızı ama mercek takıvereceklerini ve mercek takma parasını da hesap ediniz.
Size orijinal burun takıvermez ama üzerinde oynama parasını da ekleyiniz ve tırnağınızın size faydalarını anlatıveren tıp ansiklopedilerinden öğreniniz.
Bütün dünyadaki bankaların parasını ve teknolojilerini bir araya getirseler bir adam yapamazlar.
Hazreti Adem aleyhisselamdan beri seni bugünlere kadar Allah celle celalühe verdiğin sözü yerine ne kadar getirebildin.
A’raf süresinin 7/172’nci ayetinde haber verildiği gibi dünyaya gelmiş ve gelecek her insanın ruhundan Rab olarak yalnız Allah celle celalühü seçtiğimizi haber verir Rabbimiz.
Bugün sabah namazından bu saate kadar yaptığınız hareketler, tavırlar ve sözleriniz, kimin kriterlerine göredir?
Firavun dönemindeki Haman başkanlığında yönetilen ilim adamları, Karun başkanlığındaki zenginler, yani eğitim ve ekonominin kriterlerini Firavun koyardı, onlar da ona göre hareket ederlerdi.
Eğitim, siyaset, ticaret, hukuk… Kimin kriterlerine göre işler?
Musa aleyhisselam onları kölelikten kurtarmak için yaratılanın kriterlerine değil, Rabbimizin Musa aleyhisselama indirdiği ayetlere göre hareket etmelerini istiyordu.
Hâlbuki o Firavun, onların başını koparabilirdi, gözünü çıkarabilirdi ama tabii bir göz takamazdı.
“Vay beee, ne kadar geri zekâlılarmış” demeden önce kendimize bir bakalım.
Mekke’de zamanla yaşamış Lat, Menat ve Uzza isimli adamların koyduğu kurallara göre yaşarlarken Sevgili Peygamberimiz, onları da yaratana kulluk yapmalarını ister ama Ebu Cehil gibi adamlar, çıkarlarını korumak için, “Biz, atalarımızın izinden gideriz” dediklerini Rabbimiz şöyle haber verir:
“Onlara: "Allah'ın indirdiğine uyunuz" dendiği zaman, onlar: "Hayır biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız" derler. Ya babaları bir şeye aklı ermemiş ve doğruyu bulamamışsa.” (Bakara süresi ayet 2/170)
İçimizi ve dışımızı Allah yaratır ama ölüp gitmiş, kendini ayakta tutmaya gücü yetmemiş, hiçbir şeye gücü yetmeyen Batılıların kriterlerine göre kendimizi ve çocuklarımızı cehennem sevk işine son verelim.
İçimizin röntgenini kendimiz çekelim, dışımızın röntgenini çekenlerin gözüyle kendimize bakalım ve düzeltmeye çalışalım.
Rabbimiz yardım etsin… Amin.
Yorumlar
Kalan Karakter: