Genel Müdürken Kastamonu B. Müdürü geldi. Bir işletme şefinden şikayetçi, “Bu genç şef herkesle kavgalı, işini iyi yapmıyor, herkesle dalaşıyor, kaba davranıyor, bölgede patlamaya hazır bir bomba gibi. Bu arkadaşı bölge dışına tayin edin efendim…” diyor.
Soruyorum? Arkadaşı kazanma ihtimali yok mu? Diye. “hayır kesinlikle iflah olmaz bir vaka…” diyor.
“Peki arkadaş bir bomba ise, bu bombayı tayin edeceğimiz bir başka B. Müdürünün eline vermemiz ahlaki mi?..” diye soruyorum, cevap yok!..
Neticede arkadaşa bir şans daha verme konusunda anlaşıyoruz. Ve akabinde işletme şefini Ankara’ya çağırıyorum…
Genç işletme şefi büyük bir stres içinde odama giriyor. Oturttum, bir çay ısmarladım, rahatlattım. Anlatmaya başladı; yarım saate yakın dinledim. Sorun; kendisini dışlanmış hissetmesi ve buna karşı isyan etmesi!..
Kendisine hitaben, “geçmişi unut, bak ben de unuttum. Şimdi seninle geleceği, yani senin geleceğini tartışalım… Şimdi sen B. Müdürüne gideceksin, bir büyüğün olarak kendisinden özür dileyeceksin, vereceği her görevi yapmaya hazır olduğunu heyecanlı bir şekilde kendisine söyleyeceksin…” dedim kendisini gönderdim. Benim yanımdan çok mutlu bir şekilde ayrıldı, beklentilerinin tam tersi olmuştu, bundan etkilendi…
Bölge müdürünü aradım, olayı anlattım, bu gence sahip çıkmasını ve kazanmamız gerektiğini anlattım… Olay tatlıya bağlandı, genç eleman tamamen değişti, istenilen moda girdi…
Üç ay sonra bölgeyi ziyaretimde genç eleman yanıma geldi, elimi öpmek istedi, sonrada “efendim, beni yeniden hayata döndürdünüz, size çok şey borçluyum, mesleğimi ve meslektaşlarımı çok seviyorum ve çok mutluyum…” dedi. Asıl ben çok mutlu oldum; affetmenin ne büyük bir erdem olduğunu yaşayarak gördüm. Yıllar sonra aklıma geldikçe hala mutluluk duyarım…
Yorumlar
Kalan Karakter: