Doksanlı yıllardı.
Görevli olduğumuz seneler.
Yerimizde duramadığımız yaşlar.
Mobiletli günlerimiz.
Ceb telefonunun kırkta bir olduğu yıllar.
Hattâ küçük anteni vardı o telefonların.
Bir esnaf arkadaşımın vardı ordan biliyorum.
Tabii'ki imrenirdik.
Gaffar isminde bir amca evinin bodrum katını sohbet evi olarak tahsis etmiş.
Allah'ım rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun inşallah.
Yer ikinci istasyon yolundaydı.
Bir İmam Hatip arkadaşımla sohbete başladık.
Kırka yakın insan geliyordu.
Şoföründen polisine kadar.
Politika hariç her konu konuşulabilirdi.
Fakat her politik görüşten insan vardı.
Harika çay yapan dostlar biz'i sohbet aralarında çaylıyorlardı.
Her kovanın bir arı beyi olurmuş ya;
bizim arı beyimizde gırılan Ahmet abiydi.
Ve gençlik arkadaşı ben'imde aziz dostum bir beyefendi biz'im bodrum katın kahrını çekiyorlardı.
İşte bugün, o gün sorulmuş saydığım sorular hazırladım.
Onlara cevaplar vermeğe çalışacağım.
Soru:
Hocam mü'min kelimesinden ne anlayalım.?
İnsan anlayın.
Güvenilir, Emin insan.
Kandırmayan, çalmayan, aldatmayan insan.
Edebli, nazik, kibar, güler yüzlü, cömert insan.
Yük olan değil, yük alan insan.
Çevreye duyarlı, kirletmenin günah olduğuna inanan insan.
Ahiret inancı olan, hesaba inanan insan.
İki kelime ile:
Zararsız ama faydalı insan.
Çünkü: "İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır." buyuran bir peygambere inanır mü'min.
Soru:
Rızık nedir.?
Yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz, yâni faydalandığımız herşey denebilir.
Toplum hayrına harcadığımızda rızık tır.
Helalden olanın hesabı, haramdan olanın azabı vardır.
Biriktirdiğimiz ise; mal yığınıdır.
Onunda hesabını biz vereceğiz, faydasını başkası görecek.
Allah'ımız dilediğine bol,
dilediğine ölçülü verdiğini Kuran'da açıklar.
Nice çok malı olan insan vardır ki, pek azını tüketir.
Doktor bir perhiz yazar,
o'da genellikle fakir sofrasının tarifidir.
Allah'ım bizlere helal rızık, Salih amel nasip buyursun inşallah.
Soru:
Ecel nedir.?
Ecel biz'de ölümle eş anlamlı kullanılır.
Her canlının bir eceli vardır.
Evveli olanın, ahiride mutlaka olur.
Ve o bellidir.
Biz ona inanırız.
Şöyle düşünün.
Her biletin bir biniş yeri, bir'de iniş yeri olur.
Ve o yazan durakta inersiniz.
Ben sürekli misal veririm.
Vehbi Koç'un torunu 56 yaşında vefat etti.
Hem de hastahanesi, özel doktoru, helikopteri varken.
Dünyalık adına eksiği yokken.
Ömründe bir defa olsun özel bir yemek isteği olmayan babam doksan yıl yaşadı.
Ölüm gelmiş cihane.
Baş ağrısı bahane derdi eskiler.
Rabbim bizlere hayırlı ömürler hayırlı ölümler versin inşallah.
Soru:
Tebliğ nedir, kim yapmalıdır.
Tebliğ; doğrunun söylenmesi, hakikatin duyrulmasıdır.
Ehli yapmalıdır.
Dürüst, donanımlı, söylediğini yaşayan kişiler yapmalıdır.
Diliyle, haliyle, malıyla, yapmalıdır.
Malıyla tebliği açmak isterim.
Kedi etle, beygir otla tutulur.
Çağırmakla yalvarmak la tutulmaz.
Aç İNSAN'A nasihat etmek, resmen eziyet etmektir.
Anlatabildim mi bilmiyorum.
Son olarak demek isterim ki:
Dinleyeceğiniz kişiyi iyi seçin.
Ses çıkaran herkes konuşuyor sayılmaz.
Lafa değil işe bakın.
Ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğne olduğunu unutmayın.
Cennet için değil, Allah rızası için iyilik yapın.
Cehennemden korkmayın,
hak yemekten, gönül kırmaktan korkun.
Allah'ın rızasını fakir duasında arayın.
Varlığınızı yoksulla bölüşmenin hazzını tadın.
Tek bir hurma ile de olsa yüz güldürün.
Liyakate önem verin.
Tır şoförü lazımsa, dinini, mezhebini değil ehliyetini sorun.
Yolunuz da alnınız gibi açık olsun dilerim.
Sağlıcakla kalın.
( NOT: Soru ve cevaplara HUTBE olarak bakabilirsiniz. Vazifeli iken kendi hazırladığım hutbemi sunuyordum özenip gelenlere.)