Bir saat önce sınavdaydım.
İsterseniz önce resimlere bakınız.
Nasıl?
Kaliteli kalemler.
Leke bırakmaz silgim.
Kalem kırmaz traş makinam.
Ve harbe hazır bendeniz.
Mutluluğun resmidir desem yeridir.
Ne sınavımı?
Ne önemi var.
Sınav sınavdır.
Hem de her gün iki sınav.
Bugün cuma diye galiba, birdi.
Ama tefsirdi.
Sorular mı?
Heyecan vericiydi deyim, siz anlayın.
Şu kadarını söyleyeyim.
Abese suresinin ilk on ayetinden anladığınızı yazın.
Yâni bir tebliğci nasıl olmalıdır?
İşte ben ömrüm boyu bunu bekledim.
Gönül ister ki, bizim üniversitenin 3000 kişilik dev salonu hınca hınç dolsun.
İşte günümüz Tebliğcisi, şöyle şöyle şöyle olmalıdır diye ehil bir arkadaş anlatsın.
Hem de hançeresini yırtarcasına.
Sağır değil ama duymazlara duyururcasına.
Benim İmam Hatipten sınıf arkadaşım, Muhiddin Uysal hocam bu iş için biçilmiş kaftan.
Şu andaki pek çok hocamın da Konya'dan hocasıymış.
Geceler uzun, zaman müsait.
Neden olmasın?
Fazla rehavet vebaldir diye düşünüyorum.
Sizde internetten abese ilk on ayetin mana ve tefsirini okuyun derim.
Ve illâ üstünde düşünün.
Yâni anlayın.
Benim yarın yine sınavım var.
Bulduk yitirmezsek.
Fakat Dünya'da hayat varmış kardeş.
Etrafa bir bakıyorsunuz, her taraf kültür yumağı.
Okumuş çocuklar.
Benimki geç oldu ama inanın iyi oldu.
Bu pazar, okulun 5/16’sı bitiyor.
Bu hızla gidersek tadı damağımda kalacak.
Neyse son sene ÖSYM'nin sınavına girerim.
İnşallah diyelim.
Tabi o zamana Ahiret sınavım başlamazsa.
Herkese sağlık sıhhat diliyorum.