Kendi kendime sorular sordum.
Ve cevaplar vermeye çalıştım.
Elden geldiğince objektif olmaya çalışarak.
Buyurun başlıyoruz..
Soru bir:
İslam kelimesinden ne anlıyorum.?
Cevap:
Diğergâmlık anlıyorum.
Canlıların derdiyle dertlenmeyi anlıyorum.
Merhamet yüklü olmayı anlıyorum.
Sulhu, affı, barışı anlıyorum.
Zira öğrenmiştim ki;
Kapitalist kendi eline geçene bakar.
Komünist kapitalistin eline ne geçti ona bakar.
Müslüman fakirin eline ne "geç-me-di-ği-ne" bakar.
Peki ben buna ne kadar dikkat edebildim bu güne kadar.
Çok gayretli olduğumu söyleyemem.
Koştururum, çabalarım,
onunla teselli bulmaya çalışırım.
Derde merhem olmak çoğu kez, maddi imkan meselesi.
Peygamber Efendimizin bariz vasfı:
"Rahmet peygamberi" olmasıdır.
Onun gösterdiği yolda yorulmak imanımın gereği diye düşünüyorum.
Soru iki:
Hırslımıyım.?
İnsanım ki hırslıyımdır.
Bilhassa da gençliğimde.
Ancak başkasına zarar vermeyen,
bir hırs sahibi olduğumu düşünüyorum.
Bir hadis biliyorum:
"Hırslı aldanmıştır."
Kulluğumuzu aksatacak hırsın, aldatan hırs olduğunu düşünüyorum.
Kişinin ömrü azaldıkça,
hırsı artar gerçeğini unutmamaya çalışıyorum.
Canavar en hırslı canlıymış.
Sürekli aç gezermiş.
Aç gezdikçe hırslanırmış.
Hırslandıkça saldırganlaşırmış.
Atalarımız saldırganın ömrü kısa olur derler.
Soru üç.
Kindarmıyım.?
Eskiden öyleydim diyebilirim.
Vefasızlığı affedemezdim.
Dostluk kavramına çok önem verirdim.
Törpülendim galiba.
Peygamber Efendimizin yaptığını uygulamaya çalışıyorum.
Amcasının katili Hz. Vahşi ye;
Mümkünse ben'im göremiyeceğim yere otur demiş ya.
Aynen öyle.
Kini;
sahibini kemiren bir kurttur diye biliyorum.
Affet ve o kurttan kurtul.
Kutsal kitabımız derki:
"Sulhta hayır vardır."
Soru dört:
İnsanlardan umutlumuyum.?
Hemde çok.
Bilhassa genç nesilden.
Peki etrafı görmüyormuyum.?
Görüyorum elbette.
Kuşları yemliyen,
İhtiyarların koluna girip karşıya geçiren,
Düşkünün çantasını taşıyan,
Bana etiket okuyuveren,
Vs.vs.vs.
İyi niyetli gençler görüyorum.
Peki başka görmüyormuyum.
Görüyorum tabii'ki.
Gelip geçici rüzgar misali hareketler olarak görüyorum onları.
Umutsuz olamam..
Sahabe devrinde suç işleyenler vardı.
Cezamızı uygula diye geliyorlardı efendimize.
Ağaçların tüm dalları doğru değilki.
İnsanlarda öyle.
Eğriyi ateşte doğrulturdu eski ustalar.
Allah'ım onlarada biz'i vesile kılsın inşallah.
Burası oldukça uzun.
Başka zaman inşallah.
Soru beş:
ALLAH'tan isteğim nedir.?
Kendi rızasına uygun işte kullanması.
Tembellikten, cimrilikten, bunaklıktan, koruması.
Çocuk, torun acısı görmeden, hatundan önce emanetini alması.
Ehven bir ölüm, kolay bir hesap umarım rabbimden.
Cennet vs.
Verirse lutfundan bekleriz.
Dünya'da kavuştuğumuz nimetleri, vücudumuzu vs. istediktemi verdi sanki.
Dilekçe bile vermedik.
Ayrıca istemeye yüzüm yok diye düşünüyorum.
Yunus misali;
İsteyene ver onları, bana sen'i gerek seni diyelim kâfi.
Allah'ım riyadan, benlikten, korusun.
Kalan ömrümüzü,
rızasını kazanmak yolunda kullandırsın İnşallah.
Bu testin doğruluğu ukbâda belli olacak.
Sağlıcakla kalın.