Biz sonsuz ihtiyaçlıyız.
Allah'ımız sonsuz zengindir.
Bu durum Kur'an'ı Kerim'de ifade edilir.
"Allah zengin, siz fakirsiniz" diye.
Ve zengin olan rabbimiz biz'im kendinden istememizi sever.
Teşbihte hata olmasın,
torunların biz'den bir şey istemesini biz'im sevdiğimiz gibi.
Ancak biz'im Allah'tan isteklerimiz meşru ( dinen haram olmayan) olmak zorundadır.
HELÂL olan isteğimizi Rabbimiz,
dilediği zamanda dilediği kadar verir.
Veyâ hiç vermez.
Biz her halükarda,
biz'im için hayırlı olan budur demek durumundayız.
Çünkü peygamber efendimiz sav.
"Olanda hayır vardır" buyururlar.
İnanırız ki, Allah kullarına zulmetmez.
Ama kullar şer Murad ederse, rızası olmasada onu yaratır.
İsteklerimize gelince:
Neler yok ki listede.
Aslında bunları siz'in ben'den daha iyi bildiğinizi biliyorum.
İlk aklıma gelen:
Nikah sırasında bizim arabça yaptığımız duadaki isteklerimiz.
Allah'ım bu merasimi mübarek eyle.
Bu iki gencin arasına ülfet, muhabbet ve uyumlu geçim ver.
Aralarına nefret, fitne, fesat ayrılık verme.
Hz ademle Hz Havva,
Hz Ali ile Hz. Fatıma arasındaki uyumdan geçimden bunlarada ver.
Bu iki gence.
Uzun ömür,
geniş rızık ve Salih evlat ver.
Ve böyle devam eden isteklerimiz.
Biz isteriz ve sonucunu tevekkül ile bekleriz.
Ancak yalnızca beklersek olmaz.
Mutlaka ve mutlaka:
O yönde gayret ederiz.
Veya o istikamette çalışmamız, ŞARTTIR.
EVET DUAMIZ İSTİKAMETİNDE GAYRET ETMEMİZ ŞARTTIR...
Bu cümleden olarak,
Meselâ Konya'ya bilet alıp,
ardından serin bir ağaç gölgesinde uykuya dalmak :
Gayretsizliktir.
İhmaldir.
Biletim yansın, duam kabul olmasın demektir.
Bizler dua ederken genellikle her şey bol ve sorunsuz olsun isteriz.
Halbuki peygamber efendimiz sav. dualarında:
Allah'ım Muhammedin ailesine kifayet miktarı (muhtaç olmayacak kadar) rızık ver diye dua etmiştir.
(Allahümme-erzuk âle Muhammedin gûtâ.)
Geniş rızık istemek günah değildir.
Bilelim ki biz'im için hayırlı olan gelecektir kaşığa.
"Eli ayağı düzgün,
Canı içinde sağlıklı olsun da,
Kız oğlan farketmez"..
Bizim Anadolu'da yaptığımız dualardandır.
Ve çok güzel tevekkül yüklü bir duadır.
Belki aklınıza geliyordur.
Hocam adamın inancı yok,
Allah, peygamber tanımaz,
Duaya muaya inanmaz ancak, hiç de sıkıntısı yok.
Milyonluk araba,
Denizde yatlar, etilerde katlar var.
Adamın sofrasında bir kuş sütü eksik.
Belki oda vardırda biz görmüyoruz.
Eveeeet,
İşte ihtiyaçsız herşeyi tamam gibi duran arkadaşın ruh tarafı yokmudur.
Vardır elbette.
Ruhsuz adam olurmu hiç.
Ruhî ihtiyacı yokmudur.
Vardır şüphesiz.
Yukarıdaki sayılanlar ruh ihtiyacını karşılar mı.?
Hayır onlar mide ve bedensel ihtiyaçlardır.
Bizim inançta, secdede, duada, tevekkül de, cemaatte, zikirde, tesbihat ta, evrad'da,
Yani huzurda bulduğumuz huzuru;
O arkadaş:
Amerikan barda,
Pahalı şarapta,
Sahil şeridinde,
Maldivler de,
Yoga da veya bunun gibi kendine göre huzur kaynağı gördüğü şeylerde aramaktadır.
Peki Allah bunlara inançsız ve duasız oldukları halde niye verir.
Rahman olduğu için verir.
Onların da yaratıcısı olduğu için.
Sen çocuğunu camiye gitmiyor diye sofradan kovuyormusun.?
Aynen öyle de Allah'ımız da yarattıklarını dünyada nimetsiz bırakmaz.
Yarın kim ne olacak belli değil.
Ama Allah CC. durumu bilir.
Bitirirken:
Allah'ımızın biz'den isteği yokmudur.?
Vardır elbette.
Nedir peki.
"EMROLUNDUĞUMUZ GİBİ DOSDOĞRU OLMAK".
Detayı nedir derseniz.
Yarım saatlik bir tefekkür biz'i detayına götürecektir diye düşünüyorum.
Sağlıcakla kalınız.