Dört yıldır tanışıyoruz kendisiyle.
Tam bir şehirli beyefendisi.
Her haliyle düzgün bir esnaf.
Milliyetçi fakat gürültücü değil.
Yurtsever ancak, ürkütücü değil.
Sohbetinden keyf alıyorsunuz.
Her ay âidat ödemeye gidiyorum.
Köyünü ve soyadını geçen hafta sordumda öğrendim.
Saygıdeğer bir kişilik.
Bu gittiğimde yirmi dakika sohbet ettik kendileriyle.
Kırk beş yaşlarında tahminime göre.
Çor çocuktan da konuştuk bu kez.
Üniversite okuyan oğlu kızı var diye biliyordum.
Oğlu okulu bitirmiş avukat çıkmış.
Tebrik edip, başarı diledim elbette.
AFERİN çektiğim avukat işte bu avukat.
Hâkim veya savcı olmak istiyormuş avukat Murat bey.
Ancak mesleğe askerden sonra başlıyacağım diyormuş.
Bedelli yapsan diyecek olmuş babası.
Olmaz demiş Murat bey.
Buda hizmettir,
pek çok kişi öyle yapıyor desede olmaz demiş genç avukat.
Tam burada gözlerim dolmaya başladı.
Hiç dayanamam böyle hallerde.
On on dökerim.
Çocuklarım ve torunlarım ben'i asker kıyafetimlede görsünler istiyorum baba demiş genç adam.
Tek kelâm etmemiş baba bunun üzerine.
Vatan toprak değildir.
"Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı."
Demiyormu ulu ceddim .
Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy hazretleri.
İşte o toprak biz'den üzerinde,
elde silah, belde kasatura, hâki giysiler içinde nöbet tutmamızı bekliyor.
Gerektiğinde kan,
icabederse can bekliyor.
Ne yazık ki vatanıma verebileceğim bir tek canım var diyen yüce ruhu iyi anlamak gerekir.
Dedim ki aziz dostuma:
Akşam eve vardığında; avukat Murat bey i tam karşına çağır ve deki;
"Sana selâm ve kelâm getirdim oğlum.
Müşterilerimden UYSAL bir ihtiyar var.
Sana çoook çok selamı var.
Bir de ben'den ricası var.
O pâk alnından öpmemi istedi benden.
Onu yerine getiriyor ve sen'i öpüyorum evimin kıymetli hukuk adamı.
İstikbalin onurlu yedek subayı.
Uysal amcan sana dua ediyor."
Evet aynen böyle söyle kıymetli hukukçumuza dedim.
Bunu ben'im için yaparmısın dediğimde:
Ne demek hocam ayniyle yerine getirmeyi vazife bilirim deyişine çok sevindim.
Herkesin kendi özgür kararı saygındır.
Hiç kimse ye bir söz etme hakkımız yoktur ve olamazda.
Ben'im ki yalnızca Murat Bey'in asil hareketini takdirden ibaret.
Yok'sa bedelli yapan arkadaşlar da hür iradeleri ile belli bir fedakarlık yapmaktadırlar.
Sakın olaki alınmasınlar gücenirim.
Elli yıl önce yirmi ay onurla sırtımda taşıdığım hâkileri özlemedim dersem yalan olur.
Çabuk git, hızlı gel Muradım.
Daha sen'i baş göz edecek ve oğlunu askere göndereceğiz.
AFERİN AVUKAT BEY'İM...