Yetmiş sekiz yılı Eylül ayında
Aydın ili Çakırbeyli köyünde
Çalışırken Çine çayı boyunda
Bir kız gördüm aklım başımdan gitti.
Buğday benizliydi, gözü bal rengi
Büyülüyor kaşın, gözün ahengi
Bu güzelin acep var mıdır dengi?
Bir kız gördüm aklım başımdan gitti.
İm eyledim, gelsin diye yanıma
Annesi dikildi hemen önüme
O çoktan girmişti benim kanıma
Bir kız gördüm aklım başımdan gitti.
Pamuk tarlasında ağca bir ceren
Döner de bakardı bir daha gören
Kendi bir mamure, otağı viran
Bir kız gördüm aklım başımdan gitti.
Elim kolum düştü, çalışmadım
Bu yeni duruma alışamadım
Tekrar göremedim, buluşamadım
Bir kız gördüm aklım başımdan gitti.
Günlerce divane gezmişim öyle
Duvara bir beyit yazmışım öyle
Demişler ki "buna ne oldu böyle?"
Bir kız gördüm aklım başımdan gitti.
Orada daraldım, Aydın'a gittim
Aydın da dar geldi, İzmir'e yettim
Sonra da Konya'nın yolunu tuttum
Bir kız gördüm aklım başımdan gitti.
Sonra yine gittim Aydın iline
Rastlamadım Çakırbeyli gülüne
Görenler acıdı benim halime
Bir kız gördüm aklım başımdan gitti.
12.08.2025
* Değerli dostlar, bu şiir üniversite birinci sınıf defterimin arasından çıktı. Paylaşmak istedim. Biz, (orta ve alt gelir grubuna dâhil ailelerin çocukları) eski Türkiye'de hem çalışır hem okurduk. Ben de lise ve üniversite yıllarımda okul açılıncaya kadar Aydın ve Söke ovasında -okul harçlığımı çıkarmak için - pamuk işinde çalıştım. Bu kazandığım para ile durumu idare ettim. Kitap aldım, ufak tefek kıyafet aldım Gönlümüzce yiyip, giymeden okulu bitirdik. Ancak hiç kimsenin malında mülkünde de gözümüz olmadı.
Eski Türkiye' de, şimdiki gibi soru çalmak, parayla diploma almak gibi alçaklıklar olmazdı Hırsızlık, yolsuzluk, haksızlık, kayırıcılık gibi ahlaksızlıklar bugünkü gibi sıradanlaşmamıştı. Neyse bizim gençlik anısı ve şiiri güne gitmesin, sözü bağlayalım.
Yorumlar
Kalan Karakter: