Günümüz insanı seyahate zorunludur.
Doğduğu yerde hayatını geçirip, aynı toprakta can veren insan bulmak gerilerde kaldı.
İster keyif, ister iş, ister şifa, ister eğitim için, her ne sebeple olursa olsun, seyahat günümüzün gerçeğidir.
Seyahat nedeni ve seyahat edenlerin sayısı arttıkça seyahat araçlarının çeşidi ve hızı da artmaktadır.
Dünyada son yıllarda hızlı trenler öne çıkmaya başlamıştır. Trenlerde konfor sağlamanın, hizmet vermenin maliyeti uçak, gemi ve otomobillere göre daha düşüktür ve hizmetten yararlanma süresi de çok uzundur.
Türkiye bu gerçeği erken fark eden ülkelerden oldu. Bir atılım yapıldı, sonra yıllarca demiryolu unutuldu.
Metro ağının ve demiryolunun getirisini yeniden keşfeden Ak Parti iktidarı, karayolu yatırımları kadar olmasa da önemli güzergahlara hat yapımına hız verdi.
Karaman-Konya hattı gibi sorunlu olan ve yapımı uzadıkça uzayan başka bir hat olmadığını biliyorum.
YHT, hizmete girdiği her yerde rağbet gördü. Konya-Ankara YHT hattında, gün içinde bilet bulmak çok güç hale geldi. Yolcu sirkülasyonu hedeflerin üzerine çıktı.
Bunların her biri yüzümüzü güldüren durumlar.
Günümüzün bir gerçeği de “al sana hizmet, sesini kes” döneminin bitmesidir.
Geliri ve görgüsü artan insan, dünyanın her yerinde kaliteyi ve konforu talep eder. Kaba yaklaşımlar tepki görür, rafine hizmetler takdir edilir.
TCDD’nin YHT vagonlarındaki konforu, hizmet kalitesini garlarında ve tüm personelinden istemek yolcuların doğal hakkıdır.
Hızlı trende farklı anketler uygulanabilir. Yolcuların seyahat nedenleri, eğitim durumları, beğendikleri ve eleştirdikleri hizmetler anketlerle saptanabilir. Yolcu profili elde edilir, sosyolojik veriler ortaya çıkar.
Sorumluluk Üstlenmek
Konya-Ankara YHT yolculuğumda tanık olduğum görüntüleri yazmak, benim için bir sorumluluktur.
Otobüs duraklarında içilmesi yasaklanan sigaranın, bebek ve yaşlıların da bulunduğu istasyon ve peronlarda serbest olmasını aklım almadı.
Üstelik kül tablaları var ve izmaritleri raylara atan çöp adamlara yasal işlem yapılmaması bizlerin hakkının gasp edilmesidir.
Kuyruk düzenini sağlamak için bir yöntem bulunması gerekir. Böylece keşmekeşlik önlenir. Saygısız ve nezaketsiz yolcuların sıraya girmeleri sağlanır.
Sarı çizgi ihlali için de mutlaka yaptırım uygulanmalı, güvenlik sarı çizgi ihlali yapan kişileri peron dışına almalıdır.
Elektriğin, suyun, klimanın, giriş ve çıkış kapılarının fotoselli veya otomatik olduğu günümüzde, inisiyatif kişilerden teknolojiye aktarılmaktadır. Ortak kullanım alanlarında da benzer imkanlardan yararlanmak gerekir. Ankara’nın YHT Garı model olabilir.
Kelebek etkisi işte burada devreye girmektedir. Bir yerde gevşeklik varsa, gevşeyen yerden kopma veya kırılma meydana gelir.
Yolculuk süresince bunları düşündüm. Kitabı bırakıp, kalem ve defteri çıkardım, not aldım.
Eryaman İstasyonunda bir çok yolcu indi. Buradan itibaren hızlı trenimiz, kendisine ait olan dünyanın en yavaş hızlı treni rekorunu kırmak için iyice yavaşladı. Not almayı bu noktada bıraktım.
Enkaza Bakarak Geçtik
Marşandiz İstasyonundan adım adım ilerlerken yolcular olarak hepimiz vagon pencerelerine yapıştık.
Elim kazanın izleri hala duruyordu. Savrulan vagonun ve yıkılan üst geçidin parçalarının büyük bölümü tel örgülerin gerisinde, kaldırılmayı bekliyordu.
Daha bir kaç gün önce dokuz kişinin cesedinin çıkarıldığı, 90’a yakın kişinin kanının aktığı, feryatların yükseldiği Marşandiz’in raylarından yavaş yavaş, öylece geçip gittik.
O yolcular ölümü kendileri seçmediler, ulvi bir amaç için can vermediler.
Benim geldiğim yöne gideceklerdi, Marşandiz İstasyonu’nda kaldılar. Bir daha da o yöne gidemeyecekler.
Vagonun yenisi alınır, üst geçidin daha iyisi yapılır. Ama bir gerçek: Giden canlar bir daha gelmez. Acılar dinmez.
Bir insanın ölümüne sebep olmak insanlığın tamamını öldürmek gibidir.
Kazanın gerçek sebebini belki bir süre sonra öğrenebileceğiz. Şimdilik bildiğimiz, ihmaller zinciri olduğu
Liyakat Ve Ehliyet
Liyakat, ihmale izin vermez. Liyakat, akıldır, bilgidir, tecrübedir, dikkattir.
Liyakat, işini hakkıyla yapmaktır. “Hakkıyla” sözcüğünün anlamını bilmeyen kişide liyakat olmadığını bilin.
Liyakatsiz, zarar verir, sıkıntı verir, kolaylaştırmaz, güçleştirir, zorlar, zorluk çıkarır, işi bilmez, insanı bilmez, kendini bilmez.
Liyakatsiz bir görevde çok kalmaz. Yakar, yıkar, kırar, bozar ve def olur gider, bir başka yerde liyakatsizliğini sürdürür.
Bıraktığı göreve yeniden bir başka liyakatsiz gelirse, kısır döngü devam eder.
Liyakat, kolaylaştırır, güzelleştirir, yapar, onarır, mutlu eder, mutlu olur. İşi bilir, sorumluluğu bilir, insanı bilir, kendini bilir.
Liyakat hakkı bilmektir. Hak etmediğinden uzak durmaktır. Liyakati, liyakat sahipleri tanır, liyakatlileri de liyakat sahipleri tanır.
İşi ehline veriniz emrinin kıymeti buradan gelir.
Bir bakın çevrenize. Hemen fark edersiniz, kim liyakat sahibi, kim liyakatsiz.
Liyakatsizlere lütfen iltifat etmeyiniz, onlara yılışmayınız. Mesafenizi koruyunuz. Bariyerlerinizi geçmesine izin vermeyiniz.
Liyakatsizi doyuran, canlı tutan dalkavukluktur, kayırıcılıktır, yandaşlıktır. Bu damarlar kesilirse, liyakatsizler dik duramaz, yıkılırlar.
Doğada taşıyamayacağı yükü yüklenen toprak kayar, buna heyelan deriz.
Tutamayacağı kadar kar biriktiren kayalar, bir hareketlilikte ağırlığını bırakıverir, buna çığ diyoruz.
Allah hiç kimseye taşıyamayacağı yükü yüklemesin.
Liyakatsiz ağırlık taşımayı bilmeyen hamaldır, sorumsuz yetkilidir. Emaneti muhafaza edemeyen güvenilmez kişidir. Liyakatsiz vefadan uzak bivefadır. Liyakatsiz başı olmayan gövdedir, beyni olmayan boş kafadır. Liyakatsiz gölge veremeyen cisimdir.
YHT’nin İlk Rötarı
Şimdi Ak Parti Erzincan Milletvekili olan Süleyman Karaman, TCDD Genel Müdürü idi.
Bir gün, ekibiyle çalıştığım kuruma geldiler. Ankara-Eskişehir YHT’nin açılışından 8-10 ay sonra olmalı.
Sohbette, YHT’nin ilk rötarını yaptığını belirterek, gazete ve televizyonlarda haber olduklarından ve haksız yere eleştirildiklerinden yakındı.
Rötar neden kaynaklandı, diye sordum.
“Elektrik hatlarından birine leylek yuva yapmış. Elemanlarımız yuvayı güvenli bir yere taşıdılar. Tamamen vicdani bir olaydı. Bir yuva, yarım saat kadar rötar yaptırdı” yanıtını verdi.
Kendimi tutamadım, şunları söyledim:
“Bu rötar süper haber. Bizim haberimiz olsaydı, muhabirlerimizi gönderir, yuvanın naklinin görüntüsünü ve fotoğraflarını alır, öyle bir haber yapardık ki, yabancı tv kanalları, gazeteleri ve ajansları bu haberi havada kapardı.”
Süleyman Bey, merakla dinliyordu.
Devam ettim, “Sayın Genel Müdürüm, haberin başlığını, Türkiye’nin ilk hızlı treni leylekler için durdu, hızlı tren leylekler için saygı duruşunda veya leylek rötarı şeklinde atar, güzel bir hikaye oluşturur, görüntülü ve fotoğraflı yayına verirdik. Çevre ve doğa haberleri hiç bayatlamaz. Yıllarca kullanılacak haber olurdu” dedim.
Sayın Karaman bu kez hayretle baktı, ekibine döndü, çok iyi bir insan olarak hatırladığım, edebiyatçı kimliği de olan, o günkü basın danışmanına hitaben, “İşte profesyonellik bu. Böyle bir şeyi biz düşünemedik, aklımıza bile gelmedi. Bakış açısı olayın rengini değiştiriyor” dedi.
Sonra, “Arkadaşlarımın sizlerden öğreneceği çok şey var” diye iltifat etti.
Bir Bilenden Çok Bilene
Ankara’da alt ve üst geçitlerin tartışıldığı günlerde, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek çalıştığım kurumun üst yönetimini makamına davet etti. Şimdiki Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bazı birimlerinin hizmet binasına yeni taşındığı günler.
Belediye muhabirimiz de var, konuşmaları not alıyor. Sayın Gökçek her şeyi bilen yönetici tiplerinden. En büyük yatırımı 15 yıldır bitmeyen dinazorlu oyun parkı.
Konuşmanın bir yerinde, araya girip soruyorum:
“Her yerde alt ve üst geçit çalışması var. Bir ekibiniz mi var, bu kadar proje nasıl hazırlanıyor” diye sordum.
Gökçek’in yanıtı: “Trafik benim hobim. Projeler benden.”
Gökçek benim için o gün bitti. Böylesine derin bir adam başkent Ankara’yı yıllarca yönetti.
Kıssadan Hisse
Bakış açısı deneyimdir, liyakattir, heyecandır. Yapılan işin idrakinde olmaktır.
Bu yazı da bir bakış açısıdır. Bakmayı bilen, at gözlüğü takmayan insanın bakış açısından sonuç çıkarmak kişiye, kuruma ve ülkeye yarar sağlar.
Bu yazı, her şeyi bilen, tepeden inen, kendi aklından başka akıl tanımayanlar için değildir.
Karaman’dan Ankara’ya yolculuğumun hikayesi, yolcuların rahatı ve huzuru için buradan kıssa çıkarmak isteyen, bazı önlemleri gerekli gören liyakatli yöneticiler içindir.
Karaman-Konya YHT hattının dört yıllık rötarının leylek yuvasıyla ilgisi yoktur! Bu hat, leylek göç yolu üzerinde de değildir!
Allah korusun, Ulaştırma Bakanlığı veya TCDD Basın Danışmanı olsam, Karaman-Konya YHT hattındaki gecikmeye ilişkin ben bile farklı bakış açısı getiremem.
Herkes gibi susar, soruları duymazdan gelirim.
Kıvırmak için bile kaliteli malzeme, uygun ortam, havaya uygun ritim şarttır.