Ekim ayında ekiyorsun...
Önce toprağı hazırlamak gerek, sürmek, gübresini vermek gerek...
Sonra bekle baharı...
Yağış iyiyse sorun yok, değilse sulamak gerek...
Kuyun varsa ne âla, yoksa sıranı kollaman gerek...
Sonra selden, doludan, afattan koruyacaksın...
Yaz gelecek, deneler dolacak, kuruyup sararacak...
Olursa iyi de olmazsa ne yapalım?
Tanrı'nın takdiri...
Ve dağlık değil, düzlük yerse tarlan, biçerler girecek, sapını-samanını ayıracak, denesini ayıracak... Yamaçsa tırpan, orak Allah ne verdiyse...
Sonra yükle traktörlere yık ambara...
Sapını, samanını çek doldur ambarlara...
Satmak için fiyatı kollaman gerek!
İyi verim almak için çalışmak, alın teri dökmek gerek...
* * *
İşte o bir yıl çalışıp emek verip kaldırdığın o 1 kilo buğday fiyatına tek bir bardak çay içiyorsun...
1 pet şişe su alabiliyorsun.
Sturbucks'ta 1 kahve içebilmen için tam 10 kilo buğday kaldırman gerek...
Mazot, gübre, tohum, emek bedava olsa dahi en ucuzundan tek bir telefon alabilmen için 2 dönüme yakın buğday ekmen gerek... 1 İphone 15 Max alabilmen için de 13 dönümden fazla buğday kaldırman gerek!
Alın terinin kıymetini bilmek gerek!