REDDETMEYİN...

Efendim bugünkü konu, 
Pek çok arkadaşımızı ilgilendirmeyebilir.
Ancak ben genel bir anlayışın, doğru olmadığını anlatmak için bunu yazıyorum.
Ben herhangi bir hastalık durumunda, bu ara tedavilere pek inanmam.
Tıp doktoru ne derse o.
Başına gelmeyen bilmez denir ya doğru.
Yaklaşık on yıl olmuştur.
Çocuklar da boyun fıtığı oluştu.
Doktor doktor dolaştık.
Çareye ulaşamadık.
Arabada sağa bak serbest mi derim bakamaz.
Kollara sirayet etti.
Çaydanlığı kaldıramıyor.
Yirmi gün boyunlukla yaşadık.
Çare yok.
Konya'ya Farabi Hastanesine gittik.
Film, tetkik vs.
Doktor:
-Hocam bu bayanın boynunda kırık emaresi var. 
Böyle bir şey olasımı?
Doktora dedim ki;
Doktor bey benim bu hanımın gönlünü kırmışlığım vaki değil.
Siz ne boyun kırıklığından bahsedersiniz?
Bizim bu camiada laf ebeliği meşhurdur malûm. 
Önce ben.
Bize elif ba öğretirlerken,
Dal beli bükük, zel de ona benzer derlerdi.
Biz hep birbirimize benzeriz.
Allah var pek hanım kıymeti bilmeyiz.
Her neyse orası bahsi diğer.
Farabi’den de sonuç alamadık.
Büyük oğlum Konya'da çalışır o zaman.
Baba burada bir amca var.
Arkadaşlarımdan gidenler oldu, tedavi oldular dedi.
Sordum kimmiş?
Aslı Kılbasanlıymış.
Uncu muhtar diyorlar.
Esas mesleği terzilik.
Şimdi bu bel boyun fıtığına bakıyor.
Çaresizlik var serde, gittik.
Bin konutlarda yeri var.
Erken gitmişiz. 
Birinci sıradayız.
Onda gelirmiş.
Kahvaltı, kuşluk namazı, gazete, sonra tedavi merkezi.
Saat on gibi.
Yirmi kadar müşteri oldu.
Nihâyet muayene başladı.
Hem muayene hem tedavi. Malzemelerin yazımı devam ediyor.
Yazımı ben yapıyorum.
Yedi günlük tedavi.
Tariş zeytinyağı.
Zeyrek tohumu.( Keten tohumu öbür adı galiba)
Yağsız dövülmüş et.
Her gün nöbetleşe sarılacak.
Uyguladık. 
Net sonuç.
Bir hafta sonra.
Elhamdülillah.
Çok şükür.
Binlerce şükür.
Allah'ım senden razı olsun uncu Muhtar.
Ellerin dert görmesin.
Hâlâ dua ederiz.
Şimdi oğlu hakan bey yerine geçti.
O tıp fakültesinde kurs vs.de görmüş.
Yâni daha teknik diyebiliriz.
Neyi anlatmak istiyorum?
Baştan hiçbir şey i reddetmenin doğru olmadığı kanaatindeyim.
Yaşadım ve gördüm.
Eskiler kul kuldan, sebep Allah'tan derlerdi.
Ve tecrübe.
Hiç bir zaman yabana atılmamalı.
Hastanın yüzüne bakınca,
Pankreasta kist var.
Ameliyat gerekli diyen Dr. gördüm ben.
Neticede doğru çıktı.
Ve kesin tedaviye ulaştık.
Demem o ki.
Anadolu boş değil.
Kâinatın efendisi Buyururlar.
“İhtiyarlık ve ölüm hariç her derdin şifasını Allah'ımız yaratmıştır arayınız”
Sağlıcakla kalın.