BİRGÜN DEDİM Kİ...

Önce peşin peşin söyleyeyim..
Hatıra konuşmam..
Hak konusunda,
Çinli ile Mekkeli ben'im gözümde aynıdır.
Haklıyı düşmanım da olsa savunmak dinimin emridir.
Haksız öz kardeşim olsa karşı durmak yine öyledir.
Ne dediğime gelirsek:
İki yıl kadar oldu.
İmam Azam camiinin merdivenlerindeyiz..
İki emekli öğretmen, üçte başka kişiyiz.
Dedim'ki;
Hepimizin Almanya'da tanıdığımız vardır.
Bugüne kadar,
Almanlar hakkımızı yediler,
Biz'i kandırdılar,
Emeğimizi sömürler diye bir şey duyan varmı.?
Hep bir ağızdan,
olurmu öyle şey.?
Son feniğine kadar verirlermiş dediler.
Burayı unutmayınız.
Arada şunu anlatmam lazım.
(Cemaatimden bir ihtiyar amca vardı.
Otuzlu yaşların da üç yıl Almanyada çalışmış.
Birgün dedi'ki caminin avlusunda.
-Hocam bu Almanlar da hiç kafa yok.
-Hayırdır Mustafa amca.
-Vakti zamanında üç sene Almanya'da çalıştım.
Şimdi altmış beş yaşımı doldurdum diye,
ben'i ikiyüz kırk (240) Euro maaşa bağlamışlar.
Ben unuttum gittim, ama onlar unutmamış.
Dini kendinin olsun, dürüst adamlar dedi ve güldü.
Güle güle harca, demek düştü bizede.)
Evet merdivenlerdeyiz.
Biz'de, 
bugün ben'i kandırmazlar,
diye rahat çarşıya gidebilen varmı dedim bu sefer.
Aynı ürünün üç dükkan da,
aynı fiyattan satıldığını gören varmı.?
diye devam ettim.
Bir'i dedi'ki,
Yâni HOCA'm ne demek istiyorsun.?
Hiç canım, boşver.
Anladınız ne demek istediğimi.
Haydi Allah kabul etsin dedim ve camiye girdik.
Kur'an'ı Kerim'de şöyle buyrulmuştur.
HELÂL yeyin Salih amel işleyin.
(Mü'minûn sûresi âyet 51)
Başka bir gün.
Cami çıkışı emekli öğretmen arkadaşlarla geliyoruz.
Dedim'ki,
Hocam bizde,
"Doğru söyleyeni kaç köyden kovarlar".
Benimkide sorumu yâni.
Koskoca öğretmenler anında bildiler tabii'ki, "dokuz" cevabını.
Bu, şu demekmidir.?
Dokuz köyden kovulmamak için sürekli yalan söyleyin.
Yok canım olurmu öyle şey cevabı geldi hocalardan.
-O zaman bu atasözü diye bildiğimiz,
Atasözü falan değil.
-Değil galiba dediler.
Bayram geliyor.
Tabii'ki torunlarda geliyor.
Avluya salıncak kurayım dedim.
Çarşıdayım.
Demir halka alacağım dört adet.
Kırk metre arası olan iki hırdavat dükkanına sordum.
Aynı ürünün tanesi birinde beş TL. Diğerinde on beş TL. olduğuna şahit oldum.
Vazgeçtim.
Demirci dövmesi halka alacağım.
İki yere sordum.
Dört adet yüz (100) TL.
Dört adet elli (50)  TL.
Yüz TL. diyen kendi yaptığını söyledi.
Elli TL. (50) diyen Afyon'dan gelir dedi.
Torunlar zevkle sallanıyorlar.
İnsan denilen canlının tamamı,
Adem aleyhisselam soyundandır inancımıza göre.
Yâni yaratılıştan kardeşiz aslında.
Kibrit çöpü gibi aynı olsaydık, şaşırırdık.
Kim borçlu, kim alacaklı bilemezdik.
Bilişelim diye ayrı yaratıldığımızı söyler Kur'an-ı Kerim.
Hiç bir insan,
ırkını, yurdunu,anne babasını, rengini, kardeşini, ömrünü vs.vs. 
seçme hakkına sahip değildir.
O yüzden hiç kimse doğuştan suçlanamaz.
Ve her doğan,
İslam'ı kabule meyilli doğar.
(Bu hadis meâlidir.)
Allah'ım neslimizi istikamet üzere olanlardan eylesin.
Biz'i kendi rızası uğrunda yorulanlardan kılsın.
Bayramınız mübarek (kutlu) olsun.
Nice bayramlara ermek umuduyla, sağlıcakla kalın.