Rabbimiz isteyin vereyim diyor.
E istiyoruz vermiyor.
Vermek zorunda mı?
Haşa ve kellâ.
Ne münasebet.
O zaman bir terslik var gibi bu işte.
Eskiden bu kadar istemiyorduk.
Fakat bolca veriyordu.
Evet, hem de öyle bir terslik var ki sormayın.
Şimdi gece gündüz yağmur istiyoruz.
Hatta Temmuz da yağmur ister olduk.
Benim yaştakiler iyi bilir.
Kar üstüne kar yağardı eskiden.
Öyle ki belimize kadar.
Eylülle başlar, Mayıs sonuna kadar yağmur eksik olmazdı.
Bütün köylerde çağıl çağıl dereler akardı.
Karamanın içinde akardı arkadaş.
Şehir ırmağı, su değirmeni vardı.
Şimdi ne oldu da, böyle damla suya hasretiz.
Tekrar soruyorum.
Gökyüzü yerinde duruyor.
Yeryüzü yine öyle.
Evet, ne değişti birader.
Bunu bin defa önce kendime, sonra size soruyorum.
Değişen nedir?
Doğru oturup, doğru konuşalım.
Çünkü eğri kalıptan doğru kerpiç çıkmaz.
Amelimiz bozuldu amelimiz.
Sahtekârlık aldı başını gitti.
Dilimiz dua ediyor, halimiz dana güdüyor.
Eskiler,
Eli hamur ovalar, gözü dana govalar derlerdi.
Teraziyi bozduk.
Kul hakkına girdik.
Yetim ağlatıyoruz.
Haram helâl tanımaz olduk.
Geldiğimiz nokta ortada.
Toplumun yarısı, öteki yarısına hırsız diyor.
Doğru mu?
Öteki yarısı da, karşıya öyle diyor.
Doğru olmadığını farz edelim.
O zaman da iftira gibi bir suç var ortada.
Bizim hepimiz biliriz ki kanun fakire işler bu ülkede.
Bu, benim aklım erdi edeli böyle.
Yani fakirsen, her zaman hakkın yenir arkadaş.
Sen orda sızım sızım sızlarken, Allah'ım da senin hakkını, bizim gibi göz yuman Müslümanlardan böyle alır.
Temmuz'da yağmur duası yaptırır.
Canımdan bezdim arkadaşlar.
Abdest için musluğun başına vardığımda;
Önce ince bir su ayarı yapıyorum.
Hızlı hızlı abdestime başlıyorum.
Her uzvumu bir kere yıkıyorum.
Tabii burnumun direği sızlıyor.
Gözlerim doluyor.
Yılkı atları aklıma düşüyor.
Kuş, gurab zihnimi işgal ediyor.
Allah'ım aklıma sen mukayyet ol diyorum.
Bazı köylere tankerle su taşınıyormuş.
Olacağı buydu.
Ne konuşuyorsunuz diyen birine bizde ne denir.
Hiç ya,
Havadan sudan deriz öyle değil mi?
Yâni önemsiz konular demek.
Hâlbuki bütün canlılar için;
Önce hava sonra su gerekli.
Abdest alan bütün Müslümanlara söylüyorum.
Önce biz uyacağız su tasarrufuna.
Teyemmüm yapacağımız günler gelmeden aman hâ.
Belediye başkanımıza söylemiştim bir ara.
Bütün camilere aynı ayar su akıtan musluk takalım diye.
Ne kadar açarsan aç, çocuk parmağı kadar su akıyor.
Not almışlardı ama bilmiyorum ne oldu.
Bizim insanımız, şadırvanda suyu açar, çorabını çıkarmaya başlar.
Ormanın rızkı, toprak ve sudur.
Ben 60 sene önce çamlığın ağaç dikiminde çalıştım.
Yani o zaman bu kadar Orman'da yoktu.
Ağaç dikmek lazım, KABÜL.
Öncenin öncesi,
Kul hakkı, yetim hakkı, canlı hakkı gözetilmeli.
Hoşça kalın.
Yorumlar
Kalan Karakter: