Anadolu'da kurduğumuz son devletimiz yüz yaşında. Hanedanlar ve rejimler değişse de Türk devleti Anadolu'da aşağı yukarı bin yıldır yaşıyor. Bunun son yüz yılı şimdiki devletimizin adı altında geçti. Yüz yıl bir insan hayatı için uzun, çok uzun bir süredir, ancak bir devlet için kısa bir süredir.
Düşünsenize bundan önceki devletimiz 600 sene yaşamıştı. Hedefimiz Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatmaktır.
Türk'ün Anadolu'daki varlığını "Şark Meselesi" olarak gören emperyalist Batı, Sevr ile amacına ulaştığını sanmıştı. Fakat Mustafa Kemal'in önderliğinde şanlı bir kurtuluş mücadelesi başlatan onun kahraman silah arkadaşları ve büyük Türk Milleti Lozan Anlaşmasıyla Sevr'i tarihin çöplüğüne atmıştır.
Şairin Harbiye Marşı'nda belirttiği gibi bu Cumhuriyet "kanla, irfanla kurulmuştur." Emperyalistler dışında bütün dünyanın takdir edip örnek aldığı bir mücadeledir bizim İstiklal Harbi'miz ve onun önderi Mustafa Kemal.
Yüzüncü yılında Türkiye Cumhuriyeti için iki büyük tehlike vardır. Geleceğini tehdit eden bu tehlikelerden birisi; Batı'nın (Avrupa ve Amerika) hiç terk etmedikleri Sevr aşkıdır.
İkinci tehlike; uzatmadan söylüyorum, içimizdeki Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı soysuzlardır. Son yıllarda -kendilerince- ellerine geçirdiklerini düşündükleri fırsatla Cumhuriyet'ten rövanş alma hevesleri depreşmiştir. Saltanat, hilafet hayalleriyle Yeni Osmanlıcılık sevdasına kapılan bu gafil ve beyinsiz takımının içinde görülüyor ki, ciddi oranda hain bir kitle de vardır.
Her şey "zıttı ile kaimdir" ve etki tepkiyi doğurur. Bu çerçevede Cumhuriyete, onun kurucu liderine ve kuruluş esaslarına düşman olan bu güruh sayesinde tehlikenin farkına varan ciddi oranda bilinçli bir kitle de oluşmuştur.
Kötü emeller elbette hüsranla yüz yüze gelecektir. Atalarının genini ve kanını taşıyan asil Türk gençleri ve büyük Türk Milleti karanlık emellere geçit vermeyecektir. Ancak Türkiye'nin beka meselesinin tamamen ortadan kalkması için eğitim çağındaki çocuklarımıza iki şeyi kesinlikle öğretmeliyiz.
1.İstiklal Marşı'mızın sözlerini ve anlamını.
2.Büyük Nutuk'un sonundaki Gençliğe Hitabenin sözlerini ve anlamını.
Son sözüm de şudur: Cumhuriyetimizin yüzüncü yaşını hak ettiği görkem ve coşkuyla kutlamayalar tarihin kendileri hakkında vereceği kararın mahcubiyetinden ve utancından kurtulamayacaklardır.
Yaşasın Cumhuriyet!