YUNUS EMRE DİVANI

Yusuf Yıldırım’ın kitap hakkında şu açıklamayı yaptı;
“600 yıl boyunca Yunus Emre Tekkesinde okunan ve son postnişin Şeyh Sunullah’ın erken yaşta ölümü üzerine 113 yıl önce Tekkeden çıkarılan Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası; çeviri-tıpkıbasım yayın ile tekrar Karaman’a ve Türkiye’ye kazandırılmıştır. 40’ı aşkın Yunus Divanı arasında en eskisi ve otantiği, Karaman Nüshasıdır. Asıl nüshaya en yakın nüshadır. Belki de asıl eserdir. Dili ve yazısı ile diğer Yunus Emre divanlarından ayrılır.
Bir kere Selçuklu nesihi ile yazılmıştır. Yani 1300’lerin başına; bir başka deyişle Yunus’un yaşadığı döneme aittir. Yunus divanlarının çoğunun yazısı Osmanlı nesihidir.
Divanın diğer ayırıcı özelliği dilidir. Has Oğuzcadır. Göktürkçeden gelme arkaik kelimeler barındırır. Daha açık söylenirse 13.-14. yyda Anadolu’da konuşulmuş Oğuzca’nın tüm özelliklerini taşımaktadır. Yunus divanlarının çoğunun dili ise 15. yyda yeniden şekillenen daha sonra İstanbul Türkçesi diye adlandırılan Anadolu Türkçesinin özelliklerini taşımaktadır.
Divan’ın az bilinen bir özelliği de bir tekkeye, hem de Yunus Emre Tekkesine ait tek nüsha olmasıdır. Diğer nüshalardan hiç birinin bir tekke ile bağlantısı tespit edilememiştir.
Kitap 20x27 cm ölçülerinde, 750 sayfadır. Birinci ana bölümde Divan’ın tanıtımı, çevirisi, sözlük ve dizini vardır. İkinci ana bölümde tıpkıbasım yer almaktadır.
Kitap iki yıllık hazırlık aşamasından geçti. Hak ettiği kalitede çıksın diye içerik ve tasarımda ayrıntı düzeyinde titizlik gösterildi. Bu noktada Duru Bulgura ayrıca değinmek gerekmektedir. Bir kitabı hazırlamak kadar ona sahip çıkmak ve hami olmak da önemlidir. 
Hazırlığından matbaa çıkışına kadar Yunus Emre Divanı; Duru Bulgurca profesyonelce samimice ve heyecanla sahiplenildi. Nasıl daha iyi olur diye kitap için ayrıca roller üstlenen Duru Bulgur; hiçbir masraftan da kaçınmadı.
Herkese nasip olmayacak bir çalışmayı birlikte gerçekleştirdiğim Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru’ya ve şahsında Duru Bulgur A.Ş.’ne çok çok teşekkür ederim.”