Yunus Emre Divanı Karaman Nüshasının müzayedesinde heyecanla beklenen gün geldi çattı ama müzayede yapılmadı, beklentiler ertelendi, meraklar uzatıldı. Devlet Karaman Nüshasına el koydu.
Peki, bugünlere nereden nasıl gelindi?
Karaman Nüshasının müzayedesini Türkiye nasıl gördü?
Bu satışa, kim nereden baktı?
Sosyal medyada konu nerelere evrildi?
Bu konuda benden başkası bir şey yazmayacak da şu bilinmeli ki en gerçekçi tablo burada gösterilecektir.
Kayserilioğlu ailesi Karaman Nüshasını önce Karaman’a önerdi!
“Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası Neden Önemlidir?” adlı yazımda belirttiğim gibi Karaman Nüshasının müzayede süreci, 2024 Mayıs ayında başlatıldı. Kasyerilioğlu ailesi daha önce istediği fiyatın beşte biri karşılığı Karaman Nüshasını Karaman’a önerdi. Yaklaşık üç ay bekledikten sonra müzayede işlemlerini başlattılar.
13 Kasım’da Karaman Nüshası açık arttırma ile satışa çıkınca!
Müzayede şirketi Karaman Nüshasını açık arttırmaya üç ayda hazırladığını söyledi. Buna göre de Kayserilioğlu ailesi, ağustos ortası gibi müzayedeye başvurdu.
Müzayede şirketi; gerekli tüm yasal işlemlerin yapıldığını ve izinlerin alındığını belirterek 13 Kasım 2024 Çarşamba günü Karaman Nüshasını web sitesinden müzayedeye ekoydu.
Karaman Nüshasının müzayedeye çıktığı haberi anında X ve WhatsApp ortamlarında paylaşıldı, sansasyonel etki ile yayıldı.
“50.000 $’a kitap mı olur?” noktasında vasat tepkiler yoğunlaştı.
Biraz bilmişler dünyasında “Yunus Emre Divanları parayla satılamaz, etik değildir!”, sesleri kısmen yankılandı.
“Yunus Emre Divanı satılamaz, devlet el koymalı, devlet almalı!” sloganları koro halinde söylendi.
Karaman’dan da hiç Yunus Emre ile adı bir araya gelmemiş birkaç işgüzar ve hoyrat en önde bayrak sallamaya çalıştı.
Satışa karşı çıkanların gerekçeleri!
Bu noktada sosyal medyada iki grup karşı karşıya geldi.
Karaman Nüshası satılmasın, devlet alsın diyenler!
Karaman Nüshası satışı olağandır diyenler!
Kayserilioğlu ailesinin divan satma girişimini olumsuzlayarak, Karaman Nüshasını devletin alması gerektiğini savunan bir grup bürokratik bir baskı oluşturma amacıyla temelsiz ve dayanaksız gerekçelerle çıkış yaptılar. Hiç aslı astarı olmayan bir tezden beslendiler!
Tamamen yalan, eksik, yanlış ve çarpıtma bilgi ile kurgulanmış o tezde neler var?
Yalan: Karaman Nüshası, Şeyh Bekir Vakfınındır, Karaman’da Şeyh Bekir Efendi Tekkesi’nin malıdır.
Cevap: Karaman’da böyle bir vakıf yoktur. Karaman’da bu adla bir tekke yoktur.
Doğrusu: Şeyh Hacı Bekir Efendi 1904’ten itibaren hem Kadiri Tekkesi hem de Yunus Emre Tekkesi şeyhliğini yapmıştır.
Yalan: Karaman Nüshasının vakıf kaydı vardır!
Cevap: Karaman Nüshasının vakıf kaydı yoktur. Karaman Nüshasının zahriyesinde bilgi yoktur. Temlik kaydı yoktur. Son sayfaları yırtıktır, tarih kaydı yoktur. Eğer vakıf kaydı olsaydı, 1950’den sonra Karaman Nüshasını gören uzmanlar, ilim adamları onu mutlaka devletin himayesine geçirirlerdi.
Yalan: Karaman Nüshası, yüzlerce yıldır Kayserilioğlu Kütüphanesine kayıtlı bir yazma eserdir.
Cevap: Karaman’daki Kayserilioğlu Kütüphanesi, 1957 yılında ya da daha sonraları, bir başka Kayserilioğlu tarafından kurulmuştur. Bu tamamen uydurma bir bilgidir.
Tek doğru yayılan bilgi: Kayserilioğlu ailesi Şeyh Hacı Bekir’den bu divanı okumak üzere almış ve geri vermemiştir.
Karaman Nüshasının satışına taraftar olanlar!
Bu konuda müzayede şirketi kendini bir savaşın içinde buldu. Zaman zaman satışın meşru olduğu yönünde açıklamalar yaptı, bir de satışın yasal ve doğru olduğu konusunda haber yaptırdı. Ancak satışa karşı çıkanlar gibi malûmâtfurûş tavırlar sergilediler!
Ne demişler bir bakılırsa!
“Bekir Efendi bu ailenin kayınbabası. Eser okunmak üzere emaneten verilmiş bir şey değil, aksine korunması için Kayserilioğlu ailesinin dedesine verilmiş.”
Cevap: Bu bilgi tamamen asparagas, uydurma.
Doğrusu: Karaman’da Yunus Emre Tekkesi şeyhi Hacı Bekir Efendi, hasta yatağında iken kendisine gelen Kayserilizade Bahri Efendi’ye okumak üzere Karaman Nüshasını veriyor; Hacı Bekir Efendi ölünce de divan, Bahri Efendi’de kalıyor. Tüm bilgi bu kadar başka bir şey yok.
“Eserin satışı yasaldır. Yasal izinler alınmıştır, Kültür Bakanlığı temsilcileri işyerimizi ziyaret edip Karaman Nüshasını gördüler.”
Müzayede şirketi, tüm satışlarda olduğu gibi Karaman Nüshası için rutin resmi satış işlemlerini anlatmışlar.
Ayrıca, müzayede şirketi, olumlu olumsuz tepkileri ve kaosu lehine çevirip Karaman Nüshası satışında ilgiyi en üst düzeyde tutmaya yönelik stratejik hamleleri oldu. Medya haberleri, X yanıtları bunların bir parçası idi.
Görüldü ki bu savaşımda tüm yol yöntemler meşru!
Sosyal medyadaki tepkilere, paylaşımlara bakıldığında görüldü ki, Karaman Nüshası hakkında kimse doğruları, gerçekleri görmek derdinde değil.
Kimisi sisli havadan yararlanıp takipçi çoğaltma derdinde, kimisi ruh hastalığını yansıtma derdinde.
Velhasılı, yalanlara yanlışlar, yanlışlara yalanlar karıştı, herkes ilk gördüğünün peşinden gitti.
Karaman Nüshasının satışında Karaman’ın görünümü
Yunus Emre Divanı Karaman Nüshasının satışı haberini, Karaman ilk kez benden duydu.
13 Kasım akşamı, haberi sosyal medya hesaplarımdan ve bağlı olduğum WhatsApp gruplarından anında duyurdum.
Bunun üzerine birkaç yerel site, ilk haber verme refleksi ile müzayede şirketinin katalog metni rehberliğinde haberler yaptı.
Gece yarısına doğru tüm Karaman da ulusalda yayılan haberlerin etkisiyle konudan haberdar oldu.
Bu andan itibaren iki eylem akışı başladı.
Karaman Nüshasını alma dayanışması!
Bir avuç Karaman gönüllüsü her zaman olduğu gibi anında örgütlenip ne yapabiliriz diye düşündüler. Karaman bisküvisiyle onlar rekor kırdılar. Depremzedeler için hiç kimsenin yapamayacağı büyük organizasyonun altından onlar kalktılar. Burada kilit rolde Rıza Duru vardır. Duru soyadı ve KARTAP Başkanı kimliğiyle dost düşmana güven veren ve tüm kesimlere eşit mesafedeki Rıza Duru, KARTAP’ın koordinasyonunda Karaman’ Nüshasının alımı için bir bağış ve destek kampanyasını başlattı. Sekreteryayı da Ethem Büyükköse üstlendi. Karaman Nüshasının satın alınıp Karaman’a kazandırılması için ilk destek anında (alfabetik sırayla) Sayın İhsan Duru, Sayın Necati Babaoğlu, Sayın Sami Özdağ’dan geldi. Yılmaz Babaoğlu abinin açtığı kapıdan gidenlere her zaman selam olsun. Karaman’a rol model olan hayırsever büyük iş insanlarına saygı ve sevgi bizdendir. İyi ki varsınız. Karaman sizlerle daha anlamlı. Yine KARTAP’ın davetine olumlu yanıt veren diğer güzel Karamanlılar da şunlardır: Ercan Çömlekçi, Mualla Mezhepoğlu, Osman Yurtsever, Rıza Duru, Suat Sözer’dir. Ayrıca Karaman’ın Ankara ve İstanbul’dan iki güzide kurumu, onur kaynağı İKEV ve KAREV de destek ve bağış sözlerini verdiler.
Sahnede en önde bayrak taşıma yarışı.
Olayın ulusala taştığını gören birtakım şahsın ani rol değişikliğine gittikleri gözlemlendi. Öyle ki, elde bayrak sahnede en önde görünme derdine düşmüşler.
Bazıları daha öte giderek bilirkişi içgüdüsüyle birtakım ortamlarda salvo sergilemişler.
Karaman medyası konuyla neden ilgilenmedi?
Ayrıca Karaman medyası Karaman Nüshası konusunda sınıfta kaldı. Birkaç internet sitesi ve bir gazete dışında konuya eğilen araştıran olmadı. Bir de KARTAP WhatsApp grubundan sızdırılan bilgi ile olabilir, derinleşmemiş birkaç cılız yazı çıktı ortalığa! Velhasıl konunun önemi ve ciddiyetini anlamaktan yoksunluk söz konusu gibi.
Kültür Bakanlığı 14 Kasım’da devreye girdi.
Karaman Nüshasının satışının gündem olmasıyla Kültür Bakanlığı, Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı altında bir kurul oluşturdu ve eseri müzayededen isteyerek inceledi. Kurul, eserin alınması yönünde karar verdi.
18 Kasım Salı günü Kültür Bakanlığı rüçhan hakkını kullanarak Karaman Nüshasına ön alım yaptı. Ben bu bilgiyi 20 Kasım’da teyitsiz haber olarak X’ten (Twitter) paylaştım.
Devamında Kültür Bakanlığı nüshaya el koydu ve Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesinde muhafaza etti.
Yazma Eserler Başkanlığı altında tekrar oluşturulan bir kurul, yazmanın tam dönemini ve parasal değerini belirlemek için hafta sonu toplandı.
Tüm bu bilgilerden habersiz kamuoyu, 24 Kasım Pazar günü Karaman Nüshasının müzayedede olacağını umdu, kimin alacağını, kaç TL’den satılacağını merak edip durdu.
Ancak müzayede gerçekleşmedi.
Karaman Nüshası halen Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesindedir.
Son bilgilere göre hafta içinde Kültür Bakanlığı bir karar verecek Karaman Nüshasını ya alacak ya da serbest bırakacak. Kuvvetli görüşe göre de alacak.
Karaman, Karaman Nüshası sürecini neden yönetemedi?
Eğer lafla peynir gemisi yürüseydi, herkes kaptan olurdu.
Övgücülük ve şakşakçılık, gerçekler karşısında sabun köpüğü kadardır.
O zaman olaylara, durumlara nesnel, gerçekçi, akılcı, eleştirel ve stratejik bakmak gerekmez mi?
Son 63 yıldır Karaman’ın ve Türkiye’nin kültür ve tarih gündeminde önemli bir yeri olan Karaman Nüshasının önemi ve ciddiyeti kavranamamış görünüyor.
Son 15 yılda Karaman Nüshası, Karaman’ın 4 kez kapısını çaldı. 2021 Yunus Emre Yılında Sevdamız Karaman kitabında Yunus Emre Divanı Karaman Nüshasının alınması yönünde bir proje önerisi olarak sunulması son uyarı idi. Son kez altın tepside geldi. Öyle ki elinde nakit 2.000.000 olan herhangi birisi alabilirdi.
Ama çoğunluk izleyici konumunda kaldı.
Daha kötüsü “Bir kitaba bu kadar para verilir mi?” zihniyetinde boğulundu.
İçindeki tertemiz şiirler, bir güneş gibi serilseydi yine de bir şey değişmeyecekti.
Oysa Karaman Nüshası, geçmişte, bugün ve gelecekte özel politika gerektiren en önemli Yunus Emre belgesidir.
Karaman bu noktada bir vizyon, bir strateji geliştiremedi.
Karaman, Yunus Emre Karamanlıdır sloganın altında ezildi, bir üst eşiğe atlayamadı.
“Yunus Emre Karamanlıdır!” sözü bir vaat idi, kimse Yunus Emre Müzesi kurmadı, kimse Yunus Emre Kütüphanesi kurmadı; kimse Yunus Emre Atölyesi düşünmedi, kimse Yunus Emre Araştırma Merkezi düşünmedi.
Herkes büyük düşlerden ürktü.
Ortada cıbıldak “Yunus Emre Karamanlıdır!” sözü kaldı.
Biri aldı, diğerine verdi, biri aldı diğerine verdi…
Avara kasnak döndü durdu…
sayın yazar ismi olup cebinde akrep olanların reklamını çok güzel yapmışsınız.