“Bu dil bayramında bir ANI klasiği olan ve aranılan yayınımız Sami Ölçer’in kitabını basacağız.” demişti Rıfkı Bey, son görüşmemizde. Bilge Bürokrat Sami Ölçer’in o çok beğenilen eseri, “Karaman’dan ve Ankara’dan Anılar”, 2014 yılında ANI tarafından yayınlanmış; birinci bölümde Karaman hatıraları, ikinci bölümde Ankara hatıraları toplanmıştı. Şimdi o kitabın birinci bölümü olan Karaman hatıraları, “Karaman’dan Anılar” adıyla yeniden yayınlandı.
Esere eleştirel baktığımızda kabaca şu özellikleri tespit ettik.
İbrahim Rıfkı Boynukalın, kitabın takdim bölümünde; kendilerinin gelenekselleşen dil bayramı kitaplarına vurgu yaptıktan sonra yoğun istek üzerine sınıf arkadaşı Sami Ölçer’in eserini “Karaman’dan Anılar” adıyla yeniden yayınladıklarını belirtmekte. Yazar Sami Ölçer ise “Bu bir anı kitabıdır. Peki, insanlar neden anı yazarlar?” sözleriyle şık ve çarpıcı bir giriş yapmış, önsöze.
Bilge Bürokrat Sami Ölçer, Karaman hatıralarını yirmi üç başlıkta toplamış. Konu başlıkları o kadar ilginç ki, okuyucu sıkılmadan konuya dalıveriyor. İçerikte ise 1940 ve 1950’lilerin Karaman’ı, Sami Ölçer’in gözünden insan, mekân, olay merkezli anlatılmakta. Sami Ölçer Bey, anlatımda usta bir dil kullanmakta. Akıcı, yalın ve içten cümlelerle son derece özgün bir üslubu yakalamış. Sohbet havasında işlediği konularda okuyucuya sürekli sorular sorarak sürükleyici anlatım ritmini başarı ile uygulamış. Böylece anlatılar, henüz yaşanmış tazeliğinde okura sunulmakta. Daha doğrusu, Sami Ölçer Bey’in doğal anlatımı içinde okuyucu zaman değiştirircesine 1940’ların Karaman’ına girivermekte.
Kitabın sonunda yazarın özgeçmişi var. Eke ise tarihi Karaman fotoğraflarından on adeti sıralanmış. Kitap Anı Bisküvi’nin yayın listesi ile son bulmaktadır.
Kitabın kapağı, kâğıdı, dizgisi, yazı fontu, yazım ve imla gibi özelliklerine ait eleştiri ve değerlendirmelerimiz ise sorulursa ayrıntılı açıklarız.
Esere bir de okuyucu gözüyle baktık. Daha doğrusu Mersin TED Koleji Öğretmeni Celal Yıldırım ile eser üzerine 2014 yılında konuşmuştuk. O konuşmayı tazeledik. Bakın neler konuştuk?
“Celal, kitabı yuttun, nasıl buldun? Ben cümlesinden metnine sıra dışı anlatılar yakaladım. İnsana, hayata, kurumlara bu kadar farklı bakış sergileyebilmek, fark edilmeyen tespitler yapabilmek sıradan değil. Sami Bey hayatta da meslekte de bilge insan.”
“Ankara bürokrasisinin bu kadar içten ve pratik anlatıldığını anımsamıyorum. Daha ilginci Sami Ölçer Bey, bürokrasiyi teorik anlatabilme yeteneğini bu kitaba tam yansıtmış.'”
“Yeni baskıda önsöz çok dikkat çekici, deyim yerindeyse sürklase! Bak ne diyor: ‘İnsanlar neden hatıralarını yazarlar? Hatıra bir nevi neslini devam iç güdüsüdür.’”
“Evet ilginç tespitleri ve bakış açısı var. Sen de fark etmişsindir. Bir İstanbul-Ankara karşılaştırması var: ‘Türkiye’de politika İstanbul’da şekillenir, Ankara’da uygulanır. Onun için başbakan ve bakanlar haftanın üç günü İstanbul’da bulunurlar.’”
“Bürokrasiyi irdeleme biçimi ve bürokrasiye bakışı farkındalık derecesinde. Daha doğrusu tam bir tecrübe yansıması.”
“Karaman’a hizmet etmenin tek yolu bürokrasiyi ele geçirmek ve bürokraside etkili olmaktır.”
“Ayrıca memurlar için bak ne diyor: Memurlara ne yapılmışsa bunu mutlaka diğer memur yapmıştır.”
“Yani memur düşman aramasın, yanı başında demek istiyor!”
“Şu da ilginç: ‘Personel müdürleri normal ölmezler çünkü günün 24 saati yalan söylerler.’”
“Türkler ancak bu kadar anlatılırdı: ‘Biliyorsunuz biz Türkler kanunları çok severiz, bize uygulanmadığı sürece.’”
“Özel kalem müdürlüğü Osmanlı’da sır katipliğidir. Öyle şeylere şahit olursunuz ki anlatamaz yazamazsınız.”
“Özel kalem müdürlerini iyi gözlemlemiş olmalı Sami Yaşar Bey. Bir yerde de şöyle diyor: ‘Söyleyebileceklerinin azamisini söyleyebilendir.’”
“Yani ser verir, sır vermez demek istiyor!”
“Bir özel kalem müdürü tarifi daha var: ‘Alttan tekmeyi atıp üstten ne güzel demektir.’”
“Vatandaşın devlet dairesinde iş görme şeklini bak nasıl anlatıyor: ‘Bir kişi gelir bir yetkiliye gelir ve sorar: Hani bana yardımcı olacaktınız. Cevap ilginçtir: Yardımcı olurum dedim ama yaparım demedim.’”
“Evet gerçekten bürokrasiyi böyle yaşamak böyle aktarabilmek her yiğidin harcı değil.”
“Celal, Karaman hatıraları da çok güzel. Geçmişe tatlı bir tebessüm gibi.”"
“Evet ilginç bir sözü var: Biz bulgur pilavı ile bu kadar yaptık siz daha iyisini yapın.”
“Dikkat ettin mi, konu başlıkları ilginç: Gönlümdeki Galeri, Ka-dük, Şu Ajansı Alalım vs.”
“Gönül galerisi için şöyle diyor: ‘Herkes gönül galerisini açmalıdır. Bunun toplamı Karaman demektir.’”
“Şu tespiti de tam bilgece: ‘Bazı olaylar kanunlarda suç sayılmayabilir. Ama vicdanlarda mahkûm olmak çok daha etkilidir. Ve işin en kötü tarafı oralarda af çıkmaz. Güneş İlkokulunun yıkılması üzerine söylediği söz.’”
“Kitapta anlatılan ilginç kişilerden birisi de Osman Türker. ‘Doğrusu sırf Osman Türker için sevilir Karaman!’ (Hazırcevaplığı ve ilginç üzerine!)”
“Sami Ölçer Bey’in tarih ve hafıza oluşturma bilinci yüksekmiş: ‘Bir şehrin tarihi aynı anda sokakların tarihidir. Herkes kendi sokağını yazsa şehrin tarihi yazılır.’”
“Çok ilginç bir fikri var: ‘Karaman’ın tanınmış simaların heykellerinin şehrin odak yerlerine dikilse olmaz mı?’”
“Karaman kültürü hatıraları da güzel: ‘Karaman’da bir düğün olacaksa ilk akla gelen Kuyruklu’nun Şerife gelir. Anış Abla ve Aliye Abla da sonrakilerdir.’”
“Biraz da Rıfkı Bey’e söz açmak gerek. Sonuçta ANI Bisküvi’nin kültür penceresi Rıfkı Bey. Şimdiden gelecek yılın dil bayramı kitabının ne ve nasıl olacağını düşünmeye başlamıştır. Rıfkı Bey her ne kadar İstanbul’da olsa da kalbi Karaman için atan, derdi Karaman olan bir insan.”
“Evet, o kadar alıştık ki, her yıl nisan geldiğinde ANI’nın çıkacak kitabını bekliyoruz, heyecanla.”
“Rıfkı Bey’in olgun ve vizyoner kişiliği kitaplara doğrudan yansıyor. Yayınlayacağı kitapta şu şartı kesinlikle arar: O kitap, mutlaka Karaman kültürüne katkı vermelidir.”
“Allah bu güzel insanları başımızdan eksik etmesin!”
“Celal dikkat ettin mi? Sami Ölçer, yazılarında doğal ve barışçıl bir dil kullanıyor. Her bir cümle kalplere bir serinlik serpiyor. Kitabın başından sonuna özellikle inceledim. Ne birilerine çamur atıyor
ne pislik sıçratıyor. Bence çok yaşamış, çok görmüş biri. Ve şunu iyi biliyor; İtler ürecek ama kervan da yürüyecek. Bu yüzden hep olumlu düşünceler hep olumlu ifadeler var, kitapta.”
“Zaten bu seviyede kitap yazan birinden düşük tavırlar beklenmez. Belli ki yüksek idealleri kendi kişiliğinde donatmış.”
Karaman’da Anılar’ı Karaman’a kazandırdığı için Bilge Bürokrat Sami Yaşar Ölçer’e ve bir diğer Bilge İnsan İbrahim Rıfkı Boynukalın’a ve ANI Bisküvi’ye çok çok teşekkürler.
Türk Dil Bayramı’nda Suat Özer’i ve Mehmet Oltan’ı unutmadık!
745. Türk Dil Bayramı ve Mercedes Görünümlü Hacı Murat 124’ler yazımın “Elini Taşın Altına Sokanlar” bölümüne eklediğim isimlerden Suat Sözer Ağabey ile Mehmet Oltan Bey, maalesef Uyanış’a eski kopyayı göndermemden çıkmamış.
Suat Sözer, dil bayramı için İstanbul’dan gönlüyle koptu geldi.
Suat Ağabey, sadece dil bayramı için İstanbul’dan kalkıp Karaman’a geldi. Altı gün kaldı. Kibar, enerjik ve heyecan dolu kişiliğiyle yine gönülleri fethetti, Karaman’ı şenlendirdi. Güzel işlere köstek değil, destek olmalı anlayışında biri zaten. Zaten ömrü de bu anlayış üzerek kurulu. Hiçbirini atlamadan tüm etkinliklere katıldı. Suat Ağabey, iyi ki varsın, çok çok teşekkürler.
Mehmet Oltan Bey’in de 745. Türk Dil Bayramı’ndaki katkıları ve etkisi yadsınamaz.
Öncelikle Mehmet Oltan Bey, Karaman Arşiv adlı Facebook sayfasında dil bayramı etkinliklerini hem öncesinde hem de etkinlikler süresince sürekli paylaştı. Bu tam ve doğru gazeteciliktir. Bilgiyi ve haberi kaynağından tam alıp doğru aktarmak gazeteciliğin tam adıdır. Çünkü içinde yalan yok, manipülasyon yok, kırpma kesme yok, iftira ve dedi kodu da yok. Haber hırsızlığı da yok. Bunun haricinde Mehmet Oltan Bey, Karaman için gönülden çıkarsız umarsız ve hesapsız çalışmaktadır. Öyle ki, bizzat cebinden para harcayıp 745. Türk Dil Bayramı’nda etkinlik gerçekleştirdi. Tarihi Türk Dil Bayramları Fotoğraf Sergisi işte o güzel etkinliğin adıdır. Kamu bütçesini delik deşik etmek nere; cebinden para harcayıp yüreğini ortaya koyup bireysel etkinlik üretmek nere! Çok teşekkürler Sayın Mehmet Oltan!