Hani sabah kalkarsınız, derin bir nefes çekersiniz o çektiğiniz nefes sizi çocukluğunuza götürür. O geçmişte yaşadığınız bir günün kokusunu alırsınız ve "Allah'ım Sana şükürler olsun!" dersiniz ardı arkasınca, elinizde olmadan şükredersiniz... Çünkü özlemini duyduğunuz, parayla elde edemeyeceğiniz özel bir kokudur o...
Paranın bedelini ödeyemeyeceği lezzeti tatmak için şehirlerarası, hatta ülkeler arası yolculuk yapanları biliyorum.
Sırf Karaman'ın yemeklerinin lezzetini tatmak için gelen misafirlerim oldu. Sabah tirit yedik, Karaman etli ekmeğini tattılar, callasından yediler... Peynir, küflü peynir, kuruttuğumuz gıdalardan, elmasından bulguruna yanlarında götürdüler. İl il geziyorlar o lezzetleri tatmak için...
Hep özlemini çekeriz anacığımızın yaptığı bir kuru bulgur pilavının... Dünyanın en iyi aşçıları, şefleri bile anamızın yaptığı bir eriştenin yerini tutmaz. Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç artık...
Nerede bulacaksın ana gibi bakıcı, onun gibi aşçı, onun gibi sırdaş, onun gibi, onun kadar seveni...
Nerede bulacaksın ana gibi yar!
* * *
Hikmet el'de olduğu kadar onu kullan o eski toprakta, eski havada, suda, eski tohumdadır aslında.
Gerçek bir salatalığın kokusunu, domatesin tadını bilmiyor bugünün çocukları... Bir odadan kırdınmıydı salatalığı, kokusu buram buram öteki odaya kadar gelirdi vallahi...
Mutluluğun sıradan olduğu o zamanlarda konu komşu birlikte erişteler kesilir, salçalar yapılır, tarhanalar dökülür, çeşit çeşit turşular hazırlanır, sirkeler kurulur küplerde... Patlıcanından, biberine, domatesinden kayısıya kadar kışın yiyecek kurutmalıklar hazırlanırdı. Pastırma, sucuk... Nişasta bile evde yapılırdı. Hepsi emekti, alın teriydi.
Şimdi de var, satılıyor da, o ana yemeği, elinin lezzeti, köy tadını bulamıyoruz. O doğallık yok, o arayıp bulamadığınız lezzet yok, her şeyde olduğu gibi öylesine...
Domates değil, domates benzeri sebze....
Biber değil, biber benzeri, salatalık değil, salatalık benzeri sebze o yediklerimiz.
* * *
Geçen gün Karaman'da Uyanış Gazetesi'nin söyleşisi için gittiğimde Yasemin kardeşimin bahçesini yakından gördüm. İnternetten takip ediyordum ama yakından o emeği, gayreti özentiyi görünce...
Tebrik ettim. Hakikaten mükemmel.
Hepsi doğal hazırlanmış. Eski usul... Köy usulü... Özlediğim koku, özlediğim tat; ana yemeği tadı...
En çok doğallığına dikkat ediyorlar, sonra ürünün yapılış-hazırlanış şekline, hijyene. Köyleri geziyorlar, hep o doğallığı bulmak için.
Tadı tarif etmesi zor... Kısaca köy tadı, ana eli...
* * *
Hani her yıl Karaman'dan tahinli göndeririz yakınlara... Ev salçası, turşusu, köy bulguru göndeririz. Hepsini internette alabiliyorsunuz artık ne güzel.
Arama motorlarına "Yaseminin Bahçesi" yazdığınızda bunların hepsine ulaşabiliyorsunuz. Ramazan tahinlisini uzaktan alabiliyorsunuz, kapınıza kadar geliyor artık. Ayrıntılar düşünülmüş, güzel hazırlanmış bir internet sayfası...
Bu ticari bir iş olduğu kadar bir hizmettir. Hem Karaman'da hem uzakta yaşayanlar için... Öncelikle Yasemin kardeşime, sonra eken, biçen, çapalayan, toplayan, taşıyan, kurutan, hazırlayan o kadınlarımıza, analarımıza Allah güç, kuvvet, sağlık versin, huzur versin, ağız tadı versin...