Kıymetlimiz...
Değerli büyüğümüz, ablamız, annemiz...
Varlığımızın mimarı...
29 kere kırk yıl köle olunası, öf bile demeden sırtında taşınası...
Kimse bilmez belki bizim ona olan sevgimizi, verdiğimiz değeri...
* * *
Tam olarak 50 yıl önceydi.
Günlerce iple çektiğim o gün gelmişti. Sevinç ve heyecan iç içeydi.
Babam elimden tutup Cumhuriyet İlkokuluna yazdırmaya götürdü. Okul Müdürümüz Necati Güngör'ün odasına oturduk. Korktuğumu ve heyecanlandığımı hatırlıyorum.
Necati Müdür bana sordu; "Ağzından mı nefes alırsın, burnundan mı?"
Bi ağzımdan nefes aldım, bir de burnumdan; "İkisinden de" dedim utana sıkıla, çocuk çocuk...
Her çocuğa farklı sorular sorarmış. Yıllar sonra anladım böyle sorular sormasının nedenini. Çocuk gelişimi dersinde okumuştuk. Sorulan sorulara verilen cevaplar çocuğun durumunu, derecesini gösteriyormuş. Mesela çocuklara sorun "gölge nedir" diye, çok ilginç cevaplar alırsınız. Ama zeka seviyesi yüksek çocukların verdiği cevaplar olağandan farklı olur.
Tabi bizimkisi vasat, sıradan cevap...
Bunu olsa olsa Aysel öğretmen adam eder dedi kendince muhtemelen. Zaten abilerimden biri de onda okumuştu. Beni onun sınıfına kaydetti...
Mahalleden bir sürü arkadaşım aynı sınıftaydık. Birlikte okula gidip gelecektik, birlikte oyunlar oynayacaktık.
Biz bir okulluyduk artık. Bizim de bir çantamız, kalemimiz, defterimiz olacaktı. Siyah önlüğümüz, beyaz yakamız olacaktı...
Ve sabah kalktığımda okul yolunda aldığım o temiz ve güzel günlerin tertemiz havasının kokusunu alabilmek için ben hâlâ her gün derin derin solurum...
* * *
Ve onun elinde beş yıl elinde hamur olduk, yoğrulduk. Okumayı, yazmayı öğrendik, asaleti öğrendik, doğruyu-yanlışı, düşünmeyi, araştırmayı, muhakeme etmeyi, sorgulamayı öğrendik ve büyüdük...
Ben flüt ve bağlama çalmayı öğrendim. Tek başına o kadar velinin huzurunda bağlama çalıp şarkı söylemiştim. Toplum önündeki ilk imtihanımdı o benim...
"Dam başında sarı çiçek oy oy"
Folklor öğrendik, Artvin oyunlarını... Aysel öğretmenimizin elimizden tutup birlikte folklor çalıştırdığını dün gibi hatırlıyorum vallahi... Elimizden tutup bizimle oyun oynaması unutulur mu?
"İndim dere ırmağa oy nanay da"
Tiyatrolarda oynadık, sanatı, resmi öğrendik... Bugün hangi ilkokulda ebru yapılır?
Sosyal insan olmayı öğrendik, hepsinden öte insan olmayı, iyi insan öğrendik.
Okulun bando takımı vardı. Bando önde, trampetin, davulun ritmine göre ayak uydurmaya çalışan öğrenciler arkada günlerce statta yürüyüş yapacağımız güne çalışırdık. Öteki okullardan en başarılısı, en iyi yürüyeni biz olmalıydık. Allah'ım ne güzeldi ya...
Ya okulumuzun mehter takımında o mehter kıyafetlerini giydiğimdeki o günü hiç unutamam. Türk olmaktan duyduğun gururu...
Türk Milleti, Türk milleti,
Aş ile sev milliyeti
Kahret vatan düşmanını,
Çeksin o melun zilleti
Göktürkler, Uygurlar, Oğuzlar, Peçenekler
Türk'ün yüce tarihine binbir zafer ekler...
Her gün sabah bir öğrenci çıkar Andımızı okuturdu. Biri söyler hep birlikte tekrarlardık. Hani sonunda "Ne Mutlu Türk'üm Diyene!" diyorsun ya... O okutan ben olsam, bütün gücümle bağırarak "Ne Mutlu Türk'üm Diyene" desem diye can atardım hep.
O rengini şehitlerin kanından alan ay yıldızlı al bayrak göndere çekilirken, asil Türk milletinin bir evladı olmanın verdiği gururla gözlerimizden yaş akıyorsa bu bizim öğretmenimizin bize kazandırdığı duygu sayesindedir.
O zamanın her öğretmeni böyleydi ama Aysel öğretmenimiz hepsinden başkaydı. Çünkü bizim anamız, ablamız, eli öpülesimizdi.
Yıllarca hiç görmesek te hep ardımızda biri var gibi hissettik, ondan güç-kuvvet aldık. Her yaptığımız işte ondan bir parça oldu. Hep aklımızda, içimizde, hiç bilmediğimiz bir yerlerde hep bizimle oldu, hep yanımızda oldu, hep yol gösterdi...
Şimdi onun çocuklarının her biri bir yerlerde, farklı görevlerde olsa da hepsi iyi insan oldu, hepsi öğretmenine yakışan terbiye ile hayatını sürdürdü.
Bir annem Hakk'ın rahmetine kavuştuğunda böyle oldum, bir de Aysel öğretmenim..
Mahzun, kimsesiz, kolu kanadı kırık...
Üzüntümüz büyük, içimiz buruk...
Yüce Yaratan Aysel öğretmenimi cennetine koymayacaksa kimi koyacak? O cennete girmeyecekse biz cennete layık mıyız?
Çünkü o ne ise biz de oyuz, biz ne isek o da o...
Rahmet ona olsun...
Aysel öğretmenimi tanımak onun eğitimini almak çok büyük bir şanstı benim için Allah Rahmet eylesin,mekanı cennet olsun inşallah Öncelikle ailesinin öğrencilerinin ve bütün Ayşel öğretmenimizi sevenlerinin tanıyanların başımızsağ olsun
Aysel teyzemiz çok iyi bir insandı üzüntümüz çok büyük Allah rahmet eylesin böyle iyi insanları vakitsiz kaybetmek çok acı