Yıllar önceydi. O zamanlar idareci idim.
Köylerin ortasında bölgeye hizmet sunan bir köy Sağlık Ocağını denetlemeye gitmiştik. Sağlık ocağında bir doktor hanım görev yapıyordu.
Biz denetlerken doktor hanımın gözlerinden yaş süzüldüğünü gördüm. Bıraktım denetlemeyi... Bilmeden yanlış bir şey mi söyledim diye düşündüm sordum;
— "Neden ağlıyorsunuz doktor hanım?"
— "Zoruma gitti hocam denetlenmek!"
Eski görevim "öğretmenlik" olduğu için "hocam" derlerdi. Ben de çok sevinirdim bu hitaplarından...
— "Ne oldu ki, yanlış bir şey mi söyledim, hatalı mı davrandım?" deyince ders verir gibi ardı arkasınca sıraladı cümlelerini...
— "Yok hocam, yok, sizinle ilgili değil... Ben her zaman başarılı bir öğrenciydim. Doktor olabilmek için yıllarca çalıştım. Gecemi gündüzüme kattım, gençliğimden fedakarlık edip okudum... Ailem yediğinden içtiğinden kesti, sırf çocuklarını doktor yapabilmek için zorluklarla okuttu beni... Siz beni aldınız bu köye verdiniz. Burası bir köy. Hiç bir şikayetim yok ama burada kalabileceğim bir ev yok. Toprak evler var... Kiralık bir toprak ev dahi yok..."
— "Peki nerede kalıyorsunuz doktor hanım?" Sağlık Ocağının en dipteki bir odasını gösterdi...
— "Şu odada kalıyorum"
— "Banyonuzu filan nerede yapıyorsunuz?"
— "Hocam haftada bir gün banyo yapabiliyorum. İlçede doktor arkadaşlarım var, onlara gidiyorum, onlarda banyo yapabiliyorum."
Bir sessizlik oldu, yüzümdeki üzüntüyü fark etti sanırım. Kızarıklık içindeki kolunu gösterdi;
— "Bunlar ne biliyor musunuz hocam! Bit ısırığı... Ve biz bu şartlarda yaşamak için mücadele ederken denetlenmek zoruma gitti... Ondan kendimi tutamadım. Üzgünüm..."
İnanılmaz üzüldüm. kalacak bir yeri olmayan doktorun neyini denetleyeceksin! Buraya bir Sağlık Ocağını yaptın da sonrasını neden düşünmedin? Bu benim görevim değildi ama bu düşünülmeliydi. Bir doktorun orada olması bile fazlalık diye düşündüm.
Bıraktım denetlemeyi...
— "Doktor hanım nerelisiniz?"
— "Ailem Ermenek'te hocam"
— "Ermenek'te çalışmak ister misiniz?"
— "İsterim tabii ki, kendi memleketim, ailem orada"
— "Ben sizi ararım" dedim ve çıktık oradan...
Çıkıp Müdürlüğe gelinceye kadar neler geçti aklımdan. Oldum olası memurların neden kendi doğup büyüdükleri yere atanmadığını anlamamışımdır. Hani bazı özellikli görevlerde olabilir ama doktor kendi doğup büyüdüğü yere daha iyi hizmet sunmak istemez mi?
İl Müdürüne durumu anlattım. "Ermenek'i istiyorsa hemen işlemini yapın verelim tabi" dedi.
Şimdi orada çalışıyor. Her gördüğünde bana dua eder. Yıllar oldu görmedim. Bir Eczacı ile evlenmiş, çok mutlularmış.
Allah mutluluklarını daim etsin...
Sonrasında biz bazı sağlık ocaklarını dört kat yaptık. Bir katı sağlık ocağı, diğer katlarında personeller kalsın diye...
Bu siyasi bir hadise değildir. Hekimlerin başka ülkelere gitmemeleri için tedbir alınmalıdır.
Bugün mesele maaş değil, paylaşımdaki adaletin sağlanmamasındadır. Hekimlerin çalışma şartları ve maaşları düzeltilmelidir...
* * *
Kıssadan hisse...
Kim kendine ne pay çıkarırsa çıkarsın!
Çok çok önemli bir konu. Böyle nice başka mağdurlar var. Bilhassa adaletsizlikler üzüyor insanımızı. Teşekkürler Yunus bey.