1.500 metrekarelik bir tarla aldım bu sene...
Ömrümde ilk defa domates, salatalık, fasülye, kabak, karpuz, kavun... ektim.
Tek bir çekirdek ekiyorsunuz; kilolarca topluyorsunuz. Küçücük bir çekirdeğin neler verdiğini izliyorsunuz...
Çok şey öğrendim...
Sabretmeyi öğrendim. Bir tohumun bir ağaç olması için geçen zamanı yaşamayı...
Bitkilerim büyürken geçirdiği her safhayı izledim.
Ektiğinle bıkmadan ve sabırla ilgilenirsen, sonuç alabildiğini, bakmazsan netice alamayacağını öğrendim.
Bunun için çalışmanın zorunlu olduğunu, sadece dua etmekle bir şey olmadığını anladım.
Önce tarlanızın sınırlarını belirleyeceksiniz. Ve sınırlarınızı telle çevirip, domuzlardan koruyacaksınız. Gerektiğinde elinizde tüfekle gece tarlanızda nöbet tutacaksınız...
Böyle...
Hakikaten çok şey öğrendim ben...
Zararlı böcekleri, otları öğrendim. Onlarla mücadele etmenin yaşamak olduğunu, türünü, neslini devam ettirmek için mecburi olduğunu öğrendim.
Yabani otlar, diktiğiniz fidelerden, tohumlardan çok ve çeşitli... Fidelerinize zarar vermek için fırsat kolluyorlar. Rahat bırakıp, yok etmezseniz, ürün alamıyorsunuz mesela...
Suyun önemini özümsedim. Vahşi sulamanın ne olduğunu, hırsları, hep daha çok, daha çok isteyen, başkasını düşünmeyen açları da gördüm.
Doğal ve kimyasal gübre, yerli ve hibrit tohum arasındaki farkı anladım. Yerli ve milli tohum yetiştirmenin şart olduğunu öğrendim.
Kendi ellerinizle dikip, büyütüp, yetiştirdiğiniz yerli tohumun mahsülündeki lezzeti tattım.
Her canlının bir faydası olduğunu, arının, kuşların, farelerin, solucanların, yılanların, ayıların ve domuzların oluşturduğu tabiatın dengesini bozmamak gerektiğini anladım.
Hiç kuş görmedim. Yetiştirdiklerinizi, kuşların yediği zararlı böcekler sarmış...
Gavurun tohumuna, aynı gavurun ilacını vermediğinizde yetiştirdiğiniz neslin sakat olduğunu, yok olduğunu anladım.
Köyde hayvancılık yapan kimse kalmamış, şehirlere göçmüşler, her yer boyum kadar ot dolmuş...
Köyde üreten kişilerin kalmadığını, ekilmeyen boş toprakları, size yardım eden köylülerden yardımlaşmanın, birlik ve beraberliğin önemli olduğunu öğrendim.
Tohumlar gibi, çocuklarla ilgilenmenin, her safhasını izlemenin, dış etkenlere ve zararlılara karşı mücadele etmenin ülkenin bekasını kurtaracağını, bunun için iyi baba, güvenilir, yerli ve milli Türk çoban olması gerektiğini özümsedim.
Hepsinden önemlisi; Bitkide Allah'ı gördüm. Allah'ın büyüklüğünü, azametini gördüm... Merhametinin, rahmetinin ve ihsanının ne kadar bol olduğunu gördüm, öğrendim.
Allah'ım sana şükürler olsun...
İnanç, kültür ve değerlerine sadık, çalışkan Türk çocukları ve gençlerini yetiştirmek için bize güç ver, imkan ver...