Yunus Tekkesi'nin son günleri
Uyanış Gazetesi'nin 26 Mart 2013 sayısında değerli kardeşim Yusuf Yıldırım'ın bir yazısını okudum. Yazının güzelliği bir yana Yunus Emre konulu olmasından dolayı sevindim. Sebep her neyse uzun zamandır Yunus Emre konusuna değinen yok. Bu suskunluğun kaynağı ne olursa olsun gerçekler kaybolmaz. Ben de Yunus Emre tekkesinin son günlerini anlatan bir belgeden söz edeceğim. Belgeyi bulan Konya'lı Tapucu Ahmet Efendi Hicri 1320 Miladi 1904. Belge çok uzun olduğu için size özetini ve neden bahsettiğini anlatmaya çalışacağım.
Şeyh ailesinden mutasarrıflığını müştereken yürüten Şeyh Abdullah ve Sunullah kardeşlerin vefatları dolayısı ile, yerlerine geçen Şeyh Abdullah oğlu Abdurrahman'ın da bila velet ölmesi dolayısı ile Ahardan (dışarıdan) Ahmet isimli bir zata şeyhlik verilmiş. Şeyh Sunullah'ın Ziya (Ziya Duru) Ali isminde iki oğlu yaşları küçük olduğu için o zaman için şeyh olamamışlar. Bundan önceki yazılarımda Şeyh Ali'nin hiçbir zaman şeyh olamadığını yazdımsada, bazı kayıtlarda ve bazı yaşlı kişilerden edindiğim intibalarımda, beş altı yıl sonra şeyh olmuş sonra Kafkas Cephesi'nde şehit olmuştur. Geçici olarak vazife verilen Ahmet Efendi ölünce tekkenin mutasarrıflık tarafı yine boş kalmıştır.
Bu arada Belviranda oturur Ahmet Usta isminde bir zat (Eyüp Hoca) ben Sunullah oğullarındanım, şeyhlik benim hakkımdır diyerek yazılı ve sözlü olarak şer i mahkemeye başvurmuştur. Toplanan şer i meclis iddia sahibinden delil istemiştir. Şahit olarak Bedestan Mahallesi'nden Süleyman oğlu Mustafa ve Ahi Osman Mahallesi'nden Hacı İbrahim oğlu Mustafa dinlenmiş, iddiacı Hafız Eyüp babasının ismi Hacı Mehmet, annesinin ismi Rukiye, Rukiye'nin babasının ismi Yunus Emre tekkesinin şeyhi Sunullah Oğulları'ndan olduğuna dair şer i mecliste şahitlik yapmışlardır. Şahitlerin ifadelerinin doğru olup olmadığının kontrolü için Zaviye Mahallesi'nden Dede Mehmet oğlu Ali ve Alişahane Mahallesi'nden Macarzade İsmail Efendi oğlu Osman Efendi kararı tasdik ederek Eyüp Hoca'nın Sunullahoğulları soyundan geldiğine karar alındı. Ve Karaman şer i mahkemelerine bilgi verildiğine dair belge verildi. Eyüp Hoca şeyhliğine hazırlanırken Kadirhane şeyhi Bekir Efendi Yunus tekkesine çulu atıp bundan sonra burada icra edilen halveti tarikatının yerine gadiri tarikatı yürütülecektir diye duyuru yaptı. Bu tarihlere kadar düzenli giden bu atama işleri İstanbul Hükümeti'nin otoritesini yürütememesi yüzünden tekkenin işleri kapanın yanına kar kaldı. Eyüp hoca da şeyhlik benim hakkım idi deyip bütün kitapları evine götürüp yaktığı söylüyorlarsa da böyle bir cahilliği Eyüp Hoca'nın yapmayacağı kesin olarak aşikardır. Karaman İstasyon Müdürü İzzet Koyunoğlu'nun götürdüğüne dair söylenti çıktı. Koyunoğlu müzesine gidip soruşturdum. Burada bir kağıt parçası göremedim. Velhasıl koca Yunus Emre kütüphanesi yağma oldu.