İnsanoğlunun yeryüzünde varoluşundan bugüne dek uzanan yaşam serüveni, bazı toplumsal ve kişisel değerler oluşturmuştur.
Bu değerlerin hepsine birden kültür varlıklarımız, bu varlıkların uygulanış biçimine de kültür diyoruz.
Kültürel değerlerin illaki yazılı olması gerekmiyor.
Kuşaklardan kuşaklara geçen hem sözlü hem yazılı aktarımlar, her toplumun yaşamına yön verir. Özellikle genel ahlaki değerler, toplumsal yaşamı yasalardan daha güçlü bir şekilde etkiler.
Kişiler ve toplumlar arasındaki sayısız etkileşimlere yön veren, işte bu birikimlerdir.
Uluslaşmış toplumlarda bu birikimlerin baskın çoğunluğu, ortak değerler haline gelmişler ve bu değerlerin intizamı, ülkelerinin yaşam ve yönetim sistemini oluşturmuştur.
Devletler, kültürün önemini kavramışlar ve tüm bu değerlerin yaşatılması için çaba göstermişler, bu amaç ile ciddi örgütlenmelere yönelmişlerdir.
Sistematik bir plan-program oluşturmak ve bu değerleri toplumun eğitilmesi esnasında herkesin serveti haline getirmek için bakanlıklar kurmuşlar, büyük paralar harcayarak, ortak ülkülerin oluşması için gayret etmişler.
Güzel sanatlar, hak anlayışı, ahlaki duruş, insan hakları gibi onlarca başlık, kültürün taşıyıcısı alanlar halinde değerlendirilerek, devletin veya devletlerin genel kültür politikası oluşturulmuş.
Ülkemizde de aynı yol ve yöntemler izlenmektedir.
Her ilde Kültür Müdürlükleri kurulmuş ve büyük kültür havuzuna yerel değerleri taşıyarak toplumumuzun yaşamı zenginleştirilmiştir.
Bu girizgâhı neden uzun tuttum?
İllerimizde bu görev ile sorumlu kılınanlar acaba sırtlarında nasıl bir yük taşıdıklarının farkındalar mı? diye uzun tuttum.
Kuşaklar boyu bu güzel yükü sırtlarında taşıyan kültür insanları olmadan, bu arkadaşlar kültür işinin nasıl üstesinden geleceklerini düşünüyorlar ki?
Belediyemiz, sağ olsunlar 10 gün süren bir kitap fuarı için güzide bir etkinlik planlamış.
Siz kültür müdürü olsanız ne yaparsınız?
Hemen bu etkinliği sahiplenir, belediyedeki yetkililerle temasa geçer ve fuar boyu özel etkinliklerle kitap okuma ve okutturma işini üstlenmez miydiniz?
En azından buralardaki kültür hamalları ile görüşüp, tanışıp, halleşmez miydiniz?
Karamanlı kültür insanlarının bir kısmı oradaydı ve gözlerimiz kültür müdürümüzü boşuna bekledi.
“Okullar olmasaydı, maarif ne güzel olurdu” değil mi?
İLESAM Başkanımız gerekli açıklamaları yaptı ve kültür için el uzatanlara teşekkür etti. Aynen katılıyorum. Keşke ilk el bu iş için memur edilmiş kişilerin eli olsaydı.