Üniversiteyi bitiren iki kişiden birisi iş bulamıyor. İş Bulanların yarısı da asgari ücret ile işe başlıyor.
Sus!
Çiftçi üretemiyor. Girdilerin fiyatları füze gibi yukarı fırlıyor ama ürün fiyatları artmıyor. Kredi faizleri onları eziyor.
Sus!
Memurların ortalama maaşları yoksulluk sınırının çok altında. Bu durum devletin verimini düşürür.
Sus!
Çağdaş bir devlette EYT gibi bir manzara olmaz. Çalışan bir insan, yarı yolda işten ayrılarak emekliliği için geriye kalan süreyi geliri olmadan bekleyerek geçiremez. Bu zulümdür.
Sus!
Eğitim kurumları ve özellikle bazı üniversiteler laik ve demokratik bir devletin değil de teokratik bir organizasyonun örgütleri gibi çalışıyorlar.
Sus!
Sanayi ve üretim diyerek inşa edilen bazı tesisler doğamızı acımasızca kirletiyorlar. Toprağımız, havamız, suyumuz zehir oldu.
Sus
Esnafımız alev almış yanıyor, devlet hâlâ onlara yüksek faizle kredi alın kullanın diyor. Yani, ağa bizimle eğleniyor.
Sus!
İstatistiklerde en az güvenilen kurumların başında siyaset hemen arkasında hukuk kurumları geliyor. Bu tuzun koktuğunun resmidir. Adalet devletin temelidir. Temel çatırdıyor.
Sus!
Devlet, tarikat ve cemaatlerin örgütlenme alanı haline gelmiş. Parsel, parsel…
Sus!
Dış politikamız düşman üretmekten başka işe yaramıyor. Komşularla sıfır sorun dediniz, sorunsuz komşumuz kalmadı.
Sus!
Susmaz isek???
Komünist!
Terörist!
Kızılbaş!
Bölücü!
Hain!
Zillet!
Ve dahi nice küfür, nice suçlama, nice karalama.
Bir saldırı, bir saldırı… Hem de her koldan. En ön safta da diyanet… İçimiz sızlıyor.
Öteki… öteki… öteki…
Bin beş yüz yıldır her başınız sıkıştığı zaman buna benzer söylemler ile insanlara işkence yaptınız, katlettiniz, dışladınız. Zındık dediniz, Zenç dediniz, Karmati dediniz, Harici dediniz, Alevi dediniz kırdınız, yaktınız, yıktınız, derilerini yüzdünüz. Bu gün de muadil suçlamalarla hız kesmeden devam ediyorsunuz.
Ya hu! bir nefes alın, biraz yorulma belirtisi gösterin artık. Şöyle bir oturun ve düşünün ne yapıyorsunuz? Yaşadığımız bu topraklar kardeş kanına doymadı mı? Her alanda geri kalmamız bunlardan değil mi? Kardeşi ötekileştirdiğiniz zaman bundan kazanan kim olur?
Galiba bunu sorgulayacak halde değilsiniz.
Derin nefesi burundan alın, yavaş yavaş dudağınızı büzerek verin. Beyninize bir oksijen gitsin, o zaman bir daha düşünün.
Ne yapıyorsunuz?
Kime terörist, kime zillet diyorsunuz bir daha bakınız.
Biz, vallahi, billahi, yalan, dolan, abara, dubara,numara ile suçlanmaktan ve iftira edilmekten yorulduk, bıktık. Siz bıkmadınız mı?
Bıkın be ya hu! Yorulun artık be ya hu!
Bir sarılalım bir birimize. Sarılmanın tadını bir alın hele. Bir daha ayrılamazsınız.
İşte dünya asıl o zaman Türk Çağını yaşamaya başlar.
Başkanım açiklamalarniz çok doğru ve etkileyici Teşekkür ederim yorulmazlar çünkü iftira ve yalan dolandan besleniyorlar
Muhteşem bir Çağrı olmuş anlayan (!) Hocam. Yüreğinize sağlık ! Dostlukla kalın!...
Yılların yanlışları en kısa ve net olarak ancak bu kadar güzel anlatılabilir.Doğru davranışların nasıl olması gerektiği de ancak böylesine güzel ortaya konabilir. Kutluyorum sayın yazarımızı.