Osman Nuri KOÇAK
Ermenek’in
çiçeği burnundaki Belediye Başkanı Attila Zorlu, Karaman Gazetecilerini
Ermenek’ e davet etti. Bizlere, Ermenek ve belediyesini daha yakından tanıma
olanağı sağladığı için teşekkür ederiz. Gazeteci arkadaşlarım bu gezi ile
ilgili çok güzel değerlendirmelerde bulundular. Ben daha fazla hissiyata
dayanan ve yönetim ameliyesinde çok önemsediğim, şal ile papağın birbirlerine
uyumlun olup olmadıklarını gönül gözüyle hissedebilmeye dayanan bazı
çıkarımlarımı paylaşmak istedim.
Yönetim
mekanizması canlı bir aygıttır. Ruhunu da ona başındaki kişi verir.
Başındaki
kişide ruh verebilme kabiliyeti yoksa geriye kalan kadavradır.
Allah’
ın ihsan etmediği bir meziyeti para, pul, şan, şöhret, yağcılık, üçkâğıtçılık
yöntemleri ile o makama yakıştırmak olanaklı değildir. Size verilmiş bir ruhsat
olacak.
Peki,
bu kadarı yeter mi?
Hayır.
Bilgi, heyecan ve çok çalışma ile ruhu birleştirmek zorundasınız. Bunun için de
kendinizin farkına varmanız gerekmektedir.
Ermenek’
i çok şanslı gördüm.
Çünkü
başında Allah’ın ona bahşettiği yeteneklerini, bilgisi ve enerjisi ile
bütünleştirmeyi başardığını gözlemlediğim bir yöneticisi var.
Bunun
dışavurumunu izledik orada.
Ermenek’
in dirliğini dert edinmiş ve ona çözüm arayan bir başkan…
“Artık
kömür yok. Buna alışmalı ve yeni yolumuzu çizmeliyiz. Bizler Ermenek’ i terk
edemeyiz. Çünkü Ermenek bir evden veya üç beş ekmekten ibaret değildir bizim
için. Ermenek, Ermenek’ li için bir karasevdadır. Bu gün Ermenek dışında
yaşamak zorunda kalan kiminle konuşursanız konuşunuz, Ermenek adını andığınız
an gözlerinin buğulandığını, sesinin değiştiğini, çatallaştığını ve sıkça özlem
ifadeleri kullandığını gözlemlersiniz. Bu durum bizim kudretimizdir. Ben de, içimin derinliklerinde var olan
Ermenek aşkıma olan minnetimi ödemek için buralara geri döndüm. Ermenekli’ de
bana güvendi ve ruhsat verdi. Bunu da mutlaka başaracağım” demesini izledik.
Eski
Ermenek’ i, Baraj Gölünü ve diğer tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerini
tanıtırken yüreğindeki coşku, halkına yararı olmak, isteyen bir hizmetkârın
edasıydı.
“Ermenek,
Anadolu’ nun İsviçre’ si neden olmasın?” diyordu barajın engin sularına ve
maviliklerine bakarken. Gerçekten de Attila Başkan’ın gözünde nasıl
canlanıyordu bilemeyiz ama o gölün cennetten bir kesit olduğu konusunda hepimiz
mutabık idik. İyi tanıtıldığı takdirde yeni maden ocakları neden turizm olmasın
ki?
Bacasız
sanayi.
Su
sporları turizmi, doğa turizmi, kültür turizmi, mutfak sanatları – doğal
yiyecek üretimi alanında- turizmi…
Daha da
çeşitlendirmek mümkün…
İnanınız
Ermenek bunları başaracak potansiyele sahip. Sadece doğru çaba, doğru proje ve
doğru yöneticilere ihtiyacı var.
Bence
doğru yöneticisi konusunda sorun yok.
Şimdi
doğru proje ve doğru çaba zamanı…
Yöneticisindeki
mevcut aşk tüm bu engelleri aşacak kudrette gibi görünüyor. O nedenle başkanın
affına sığınarak başlığı görkemli nitelemelerden uzak tutarak sadece “Attila’
nın Aşkı” diye yazmayı uygun gördüm. Adlarımızın başına koyduğumuz “Sayın’lar,
Kıymetli’ler, Değerli’ ler, Hazret’ler, Asaletmeap’lar, Haşmetmeap’ lar ancak
halkın sinesinde sadece Attila olarak yer tutup, onlara gelecek coşkusu
verebilmekle anlamlıdırlar. Bu vasfı Allah’ a borçluyuz. Gerisini koltuk verir,
koltuk alır.
Yolun
açık olsun sevgili başkan…
Hocam bir hafta önce bizde arkadaşlarla Ermenek ve çevresini gezdik ve çok beğendik çok değişmiş sadece şöyle kendi aramızda buraya yapılan yatırımın yarısı bile Karaman'a yapılmamış diye konuştuk yanlış mı düşünüyoruz acaba