CHP üzerine kurulmuş olan büyük oyun nihayet açıklık kazanmaya başladı.
İstanbul İl Başkanlığı olayının doğal uzantısı, Adalet Bakanının da işaret ettiği gibi, parti genel merkezinin durumu 15 Eylül’ de bir kayyım uygulamasına kadar gidecek gibi.
Bağırıp çağırmadan ve parti içinde büyük kargaşalar yaratacak bir üsluba tevessül etmeden, sürece biraz yukarılardan bakmak gerek.
İstanbul İl Başkanının kimin olacağı, genel başkanın kim olacağı, parti içi işleyişin nasıl olacağı CHP’yi bu kumpasa çekenleri niye ilgilendirsin ki?
Gerçekten ilgilendikleri ve kayyım olarak görev verdikleri insanları da beğendikleri kanaatinde değilim.
Elbette aklı başında ve ülkenin gidişatını biraz okuyabilen bir CHP’li böyle bir onursuz ortamın ortasına kendisini atmaz. Böyle bir görevi kabul etmez.
Ama oyun öyle kurulmuş ise bir kayyımı her zaman bulurlar.
O olacağına bu olur. Parti müflis siyaset tüccarları ile dolu. Birileri her zaman koşarak gelmeye hazırdır. O nedenle bu alanda enerji tüketmeye değmez.
Burada asıl olan şu.
Bir senaryo yazıldı ve bir tiyatro sahnesi kuruldu.
Oyunda herkesin görevi belli.
Hukuk, adalet…
Boş ver.
Bu sahnenin görevi CHP’yi kendi iç kavgaları bitmeyen ve bir türlü iç huzuru sağlanamayan bir parti olarak halkın gözündeki itibarını düşürmek ve muhalefeti derleyip toparlamasını engelleyecek bir yapay görüntü sağlamak. Bu görüntüyü de illerde, ilçelerde küçük küçük beslemek.
“Kendi sorunlarını çözemeyen bir partinin, hangi ülke sorunlarını çözecek ki?” algısını yerleştirmek. Küçük büyük atılan her adım bu subliminal etkileme metodolojisinin işleyip işlemediğine göre ayarlanıyor.
Bilinç altından topluma verilen mesaj “CHP’nin iktidar olması halinde bitmez tükenmez bir kaos hali egemen olacaktır” iletisidir.
Kılıçdaroğlu, Gürsel Tekin vb. sıradan ayrıntılar. Partililerin önüne atılan oyalantılar.
Başarılı olurlar mı?
Şimdiye kadar oldular.
CHP ve CHP’liler ne yapmalı?
Bütün kalmak. Olası gruplaşmaları engellemek.
Her olayda erken konuşup geri dönülemeyecek laflar etmek yerine, duruma göre ve en geniş akıl ile karar almayı benimsemek.
Elbette CHP sözde görevden almalara en şiddetli tepkileri göstermeli ama bu toz duman arasında da tabanını bölünmeden yarına taşıyacak aklıselimi de kaçırmamalıdır.
Görev kapsamı dışında davranan mahkemelerin kararlarına karşı da direniş göstermek bizzat hukukun insana tanıdığı bir haktır. O alan da boş kalmamalıdır.
Son söz olarak CHP’ liler iç kavgayı alevlendirecek odunları kapının dışında bırakmalıdırlar.
İstenen iç çıngının söndürülemez alevlere dönüşmesi değil mi?
Bu durumda halk CHP’ den uzaklaşır.
Biline.
ASIL OLAN GÖRÜNTÜ
Yayınlanma :
05.09.2025 11:12
Güncelleme
: 05.09.2025 11:12
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: