Sene 1998.
Hac mevsimi.
Yazılı, mülakat, sınavlar oldu.
Görevli gidiyorum.
Kafilede başkan müftü bey.
Hüseyin Şimşek hoca yani.
Müftülük salonunda seminer var.
Ön sırada bir yaşlı oturuyor.
Bugüne kadar gördüğüm biri değil.
Boksör görünümlü, dikkatli biri.
Ben bir şeyler anlatmaya çalışıyorum.
Az konu uzadı.
O yaşlı direkt söze girdi.
- Hoca sen başımızda olmayacak mısın?
Olacağım dedim.
Boş ver ötesini öyleyse deyiverdi.
Bende boş verdim bitirdik.
Tanışıyoruz.
Pek çok kişiyi tanıyorum aslında.
Evren amca, yanı başına oturttu beni.
Bana Gasabalı boz ibram (İbrahim) derler dedi.
Memnun oldum, bende Mustafa Uysal hocayım dedim.
Daha çok konuşuruz dedi kalktı.
İnşallah dedim, bende kalktım.
Ebubekir camii önündeyiz yola çıkacağız.
Otobüslere bindik.
İbrahim amcayı, inip binmesi kolay olsun diye sol öne bindirdik.
Biraz kilo ve yaş sorunu var.
Müftü bey de bizim arabada.
Onun araba görevi yok.
İstediğinde gidebiliyor.
Derken Yaşar Evcen Bey ve iki arkadaşı uğurlama yapıyorlarmış.
Bizim arabaya girdiler.
Evcen bey, Ooooo pirde buradaymış dedi.
Meğer bu İbrahim amcayı ben hariç bütün Karaman bilirmiş.
Müftü bey dâhil.
İbrahim amca, Evcen beye bir isteğin var mı dedi.
Evcen bey; selâm götürün deyince;
İbrahim amca, kuru selâm olur mu bir şey iste diye tutturdu.
Yürüdük.
Otobüsün sağı solu, bize refakat eden arabalarla dolu.
Hepsi Evren amcaya el sallıyorlar.
Evren amcanın yakın çevresiymiş onlar meğer.
İbrahim amca konuşmayı çok seviyor.
Dedi ki bana.
Aslında hacılık falan aklımızda yoktu.
Bir gün
Arabanın içinden, bir çocuğa adres sorduk.
Çocuk demiş ki İbrahim amca ya;
Bak hacı amca, şuradan şöyle şöyle diye adres tarifi yapmış gitmiş.
İbrahim amca çocuk gidince;
AYŞE Teyze'ye derki;
Ayşa çocuk bana hacı amca dedi.
Hacıya gidelim mi?
Gidelim der Ayşe teyze.
Öylece yola çıkarlar.
İbrahim amca hoş sohbet biriydi.
Yolda bana, eve bir sürü atlet geldi dedi.
Hepsine karşılık verilecekmiş.
Atletin hiç biri bana olmaz.
Hiç takım elbise getiren yok.
Ben yandım hoca.
İbrahim amca Adana’da ziraat okumuş.
Biz Adana’dan uçağa bindik.
Adana'da beraber resim çektirmeye başladık.
Arafat, Mina, müzdelife her yerde resim.
Hatta Arafat'ta deve ile resim çektirdik. (vakfeden önce gittiğimiz gezi sırasında)
Sordum bir ara.
İbrahim amca niye bu kadar resim?
Hoca sen bilmezsin.
Bu millet benim hacıya geldiğime inanmaz.
Adana'dan öte gitmemiştir o derler.
Kanıt olacak bunlar.
İbrahim amca zor yürüyor.
Ayşe teyze tembih etmiş.
Asansörde hanımlar varken binmeye kalkma.
İbrahim amca Ayşe teyze ye kulak asmaz.
Asansörü durdurur ama hanımlar içerden dolu dolu derler.
İbrahim amca can havliyle aynen şöyle diyormuş:
BENDEN BİR ŞEY OLMAZ.
BENDEN BİR ŞEY OLMAZ.
Bitirirken ziyaret tavafını tenha diye son katta tekerlekli sandalyede yaptıralım dedik.
Ben pazarlık ediyorum.
Ziyaret tavafı sırasında uçkun fiyat istiyorlar.
İbrahim amca bana sordu hoca ne oldu?
Pazarlık ediyorum dedim.
Ver canım ver, boş ver pazarlığı.
Tavaf sırasında Ayşe teyze ve bizler yürüyoruz.
İbrahim amca süvari ve bize tur bindiriyor.
Her yanımızdan geçerken Ayşe teyze ile el vuruyorlar.
İnsanın gözleri doluyor, o yaştaki sevince şahit olmaktan.
Eve gelince bir ziyaret, bir ziyaret.
İbrahim amcanın hediye işi çabuk bitmiş.
Şöyle demiş ziyaretçilere.
Çarşıda falan yerde hac malzemesi satan var.
Oradan canınızın istediğini alın ben öderim.
İbrahim amcaya çocuklarından soran olmuş.
Baba hak emri vaki olunca seni kim yıkasın.
Siz merak etmeyin kuzum.
Beni yıkayacak olanlar, ziyaret ayağına durumuma bakıp bakıp gidiyorlar.
Onlar sizden evvel duyarlar.
Bunları da İbrahim amca bana anlatıyor.
İbrahim amca bir gün dünyasını değişti.
Sinci köyüne defnettik geldik.
Allah’ım rahmet eylesin.
Ayşe teyze hâlâ sağ diye biliyorum.
Soracağı bir şey olursa telefon eder. Ara sıra Konya'ya gittiğimde sağda sinci yazar.
İbrahim amca aklıma düşer.
Fatiha gönderir, rahmet dilerim.
İbrahim amca gençliğinde jawa hastasıymış.
Jawa ile Türkiye’yi turlarmış.
Bana bir gün şöyle demişti.
Gençken seni tanısaydım, seni jawa ile hacca götürür getirirdim.
Daha onlarca hatıram var İbrahim amca ile.
Fakat yer ve zaman dar.
Hoşça kalın.
Yorumlar
Kalan Karakter: