BEKKE’DEN MEKKE’YE
Muzaffer CAN
Üç gündür Mekke-i Mükeremedeyiz, Kuranın indirildiği, Allahın kullarına en son peygamberi olan Efendimizin doğup büyüdüğü, hayatının elli üç yılını geçirdiği, ve bağrında yer yüzünün ilk mescidini bulunduran ve o mescitle alemlere yol gösteren mübarek şehir, bunun içerisinde de Allahın ayetleri/ibretleri bunan şehir.
Seni bir defada ben öveyim dedim, ne mümkün, üç gündür her gece acaba bu gece etrafımda uçuşan kelimelerden dilime konan olacak mı diye bekleyip duruyorum ama korkarım ki boşa beklerim, zira “bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler” Hem Mekke’yi Allah övdükten sonra geriye ne kalır. Sen ey alemlerin Rabbi! نَ (95) إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِلْعَالَمِينَ (96) فِيهِ آيَاتٌ بَيِّنَاتٌ مَقَامُ إِبْرَاهِيمَ وَمَنْ دَخَلَهُ كَانَ آمِنًا “İnsan için yapılan ilk mescit Bekke’de ki mübarek ve insanlara yol gösterendir. Allahın açık delileri ve İbrahim’in (ayak izler bulunan) makamı/iskelesi vardır. Kim oraya sığınırsa artık o emniyettedir.” (Al-i İmran) buyurdun.
O zaman bende boynumu büküp Buseyri’nin şu şiiriyle yetiniyorum:
دع ما ادعته النصارى فى نبيهم واحكم بما شئت فيه مدحا واحتكم
Sen hristiyanların peygamberlerine Allahın oğludur demelerini kendi peygamberine söyleme de onu övecek ne diye bileceksen sağlam söyle.
Bu vesileyle hepimize peygamber efendimizin doğumunun hayırlara vesile olmasını dilerim,