Her ne kadar yayla ve kışla hayatını yaşamasam, Kara çadırda yıllarım geçmese de bir Yörük çocuğu olarak dünyaya geldim. Babam ve ailesi ben doğmadan on yıl önce (1950) yerleşik hayata geçmiş. Kısa bir süre sonra da annem ve ailesi yerleşmiş.
Büyüklerimizin "Yörükçülük" diye adlandırdıkları konar- göçer hayatın hatıralarını çocukluğumda ve gençliğimde çok dinledim. Daha sonraki dönemde bu konuda kitaplar okudum, araştırmalar yaptım, bildiriler sundum.
Yörükleri anlatan son kitabı üç dört gün önce getirttim ve akşam bitirdim. Bu kitap "Yörük Obasında Bir Alman Kızı Ulla" adını taşıyor Ali Küçükaydın yazmış. Kendisi tanıdığım bir aileden. 1985-86 yıllarında Siverek Kız Meslek Lisesinde birlikte görev yaptığımız değerli arkadaşım Uğur Küçükaydın'ın ağabeyi oluyor. Ali Bey çadırda doğan, çoçukluğunda bu hayatı yaşayan, sonrasında yerleşik hayata geçerek okuma şansı bulmuş bir insan.
Kaymakamlık ve Vali Yardımcılığı gibi görevlerde bulunmuş, 22, 23,24. dönem Adana Milletvekilliği yapmış. Bu kitabı vefalı bir bilim insanı olan Prof. Dr. Ulla Johansen'e bir vefa nişanesi olarak yazmış. Ulla Hanım kim mi? 1927 yılında Estenyo'da doğan Ulla Johansen İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Almanya'ya göç etmiş. 1957 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin 15 aylık bursunu kazanarak Yörükler hakkında araştırmalar yapmak üzere ülkemize ( Adana'ya) gelmiş. O sırada Kadirli'de ( Karatepe) Hititlerden kalan bir höyükte kazı çalışmalarını yürüten Halet(Çambel )Hanımla tanışmış. Onun yardımıyla orada kışla yurdunda bulunan Küçükaydın ailesinden İsa (Ese) Emmi ile tanışıp, onun ailesine dahil olarak yaylaya çıkmış. Altı ay sonra onlarla birlikte tekrar aynı bölgeye( kışlaya) dönmüş. Yörükler ve kültürleriyle ilgili çok sayıda fotoğraf çekip bilgiler derlemiş, not etmiş.
2005 yılında bu dokümanlar "50 Yıl Önce Türkiye 'de Yörüklerin Yayla Hayatı" adıyla kitaba dönüşmüş, Kültür Bakanlığınca yayımlanmış. Son derece değerli bilgi ve fotoğrafların yer aldığı bu kitabı 2006 yılında Erzurum'da Kültür Bakanlığı Yayınevinde görmüş ve iki adet birden almıştım. Yörüklerin hayatları ve kültürleriyle ilgili kıymetli bir kaynak olduğunu anlamıştım.
Sanırım 2017 yılında TRT tarafından çekimleri yapılan "Seyyahların İzinde" adlı belgeselin çekimi için Türkiye'ye gelen Ulla Johansen'i bu belgeselin yayımlandığı TRT 2'de görmüş ve programı ilgiyle izlemiştim. Orada, 1957 yılında birlikte çadırda altı ay yaşadığı ailenin hayatta olan fertleriyle görüşmesi ve bunun duygusal görüntüleri de yayımlanmıştı. Hatta, İsa( Ese) Emmisinin ölüm haberini duyunca, taziye için Türkiye'ye gelen ve onun için yemek verip Kur'an okutan bir vefalı kişiliktir o.
İşte Ali Bey, bu vefalı araştırmacı, bilim kadını Ulla Hanıma olan vefasının da bir gereği olan bu kitabı,(Yörük Obasında Bir Alman Kızı)yazmış ve 2021 yılında yayımlamış.
Okurken beni bir hayli duygulandıran bu kitabı "iyi ki yazmış" dedim. Ancak kaderin acı bir cilvesi olarak kitabın yayımlandığı günlerde Ulla Hanım da maalesef 14 Şubat 2021 tarihinde, 94 yaşında hayata gözlerini yummuş. Toprağın bol, ruhun şad olsun "Yörük Anası" Ulla Hanım. Seni unutmayacağız
Ve siz de çok yaşayın Ali (Küçükaydın) Bey, yeni kitaplarınızı okuyalım.