Sabah kalkınca ilk işim balkondaki radyoyu açmak. TRT Türkü'ye ayarlı radyo. Güne türkülerle başlıyorum, bana iyi geliyor. Kahvaltımızı da türküler eşliğinde yapıyoruz. Kimisi göğüs kafesimi genişletiyor, kimisi gözlerimi nemlendiriyor. Hepsinin tadı başka. Kimisi uzun hava/bozlak, kimisi deyiş, kimisi kırık hava. Türkülerimizi hepsi güzel. Erzurum'dan, Elazığ'dan (Harput'tan),Kars'tan, Eğin'den, Arguvan'dan, Diyarbakır'dan, Şanlıurfa'dan, Gaziantep'ten, yahut, Azerbaycan'dan, Kerkük'ten, Karadeniz'den, Trakya'dan, Teke yöresinden, Ege'den, Orta Anadolu'dan. Nereden olursa olsun bizim türkülerimiz çok güzel.
Arabama binip Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi'ne hareket ediyorum. Bu sefer kontağı açar açmaz arabadaki radyo devreye giriyor. Yine TRT Türkü. Yol boyu gâh hayale gâh hatıralara dalarak türkülerle gidiyorum.
İş yerinde, odama girer girmez ilk işim radyoyu açmak oluyor. Tahmin edeceğiniz gibi o da TRT Türkü'ye ayarlı. Bir taraftan çalışıyorum, bir taraftan türkü dinliyorum.
Uzun yola gidiyorsam, bazen radyo da kesmez beni ve Âşık Ali (babam) ile Fettah Karabatak'ın (amcam) birlikte doldurdukları kasetten Yörük havaları, bozlak ve ağıtlar dinlerim.
Türkülerimiz milli kültürümüzün rengârenk renk çiçekleridir. Türk Milleti, aşkını, hasretini, hüznünü, coşkusunu, vatan sevgisini, yiğitliğini, her türlü duygusunu türkülere dökmüştür.
Türkünün Türk için ne olduğunu anlayamamış olanlara Dr. Mehmet Güneş'in beş bölümden oluşan "Türkülere Destan" şiirini şiddetle öneririm. Sadece bir dörtlüğünü vereceğim:
Düğünde, dernekte, toyda söylenir
Şehirde, yaylada, köyde söylenir
Halayda, sinsinde, çayda söylenir
Cenkte mehterandır bizim türküler.
Son günlerde sosyal medyada bir haber dolaşıyor. Türkülere ucu dokunan bir açıklama bu. Kim hangi amaçla yapmış olursa olsun, türkülerimize söz etmek kimsenin hakkı da haddi de değildir. Ancak milli kültürden nasibini alamamış cahillerle zavallılar türkülere karşı çıkabilir. Unutmamak gerekir ki, türkülerimiz ölümsüzdür. Onlara laf eden niceleri unutulur gider de türküler yaşar.
Sözü türkülere söylediğim şu dörtlüğümle bitirmek istiyorum:
Ruhumuza kanat olur, uçurur
Alır bizi diyar diyar göçürür
Âşıklara âb-ı hayat içirir
Türküler, türküler bizim türküler.