Zaman hükmünü icra ediyor.
Artık sabah ve akşamları serin, geceleri soğuk.
Yaşamakta olduğumuz Son Bahardır. Güz mevsimindeyiz yani.
Sararan yapraklar dallardan birer birer düşmekte.
Bağ bozumu çağındayız. Evet, bağlar bozuldu. Üzümler sergiye taşındı, kurutuldu/ kurutuluyor. Kalanlar kazanlara kondu, kaynatıldı, köpüğü savrularak pekmeze dönüştü.
Elmalar toplanıp sandıklanıyor. Sebze bahçeleri son demlerini yaşıyorlar. Üç beş güne belki de soğuk vuracak.
Karamanın meşhur salçalı günleri de bitti, salçalar raflarda artık. Turşular kurulup kilere kondu. Öte yandan kırsalda ekinler ekilmeye başladı. Kış hazırlığı bütün hızıyla sürüyor.
Yaşadığımız Sonbahardır. Arkası kış.
Onun da kendine göre güzellikleri var.
Aslında her mevsim güzeldir. İlk sırayı İlkbahara, son sırayı kışa versek de güzeldir her mevsim. Yazın da güzün de tadı başkadır.
İnsan hayatı öyle değil mi? Mevsimler gibi dönüşerek akıp gidiyor.
Biz insanlar genel olarak İlkbaharı gençliğimizi, yazı olgunluğumuza, Sonbaharı yaşlılığımıza, kışı da ihtiyarlığımıza denk tutmuyor muyuz?
Bahçelere, ormanlara bakıyoruz, sarıdan kızıla dönen renklerde her tonu görüyoruz. Sarı renk güz mevsiminin ana rengi kabul ediliyor. İnsanoğlu sarıya coşku ve mutluluk anlamını yüklemişiz.
Ama yine de gönlümüzdeki mevsim hep İlkbahar olsun değerli dostlar.