Şaka gibi.Türkiye gibi bir ülkede, Türkiye Cumhuriyeti Devletini idare eden bir hükûmetin bir bakanı 1933 yılından beri ilköğretim okullarında okunan "Andımız"ı bir genelgeyle yasaklıyor. 2013 yılında "Çözüm Süreci" denilen bir dönemde yapılıyor bu. Bölücü terör örgütüyle pazarlıkların yapıldığı bir dönemde bu karar alınıyor. Andımızın kaldırılması, PKK' nın ve onun siyasi uzantısı olan partinin talebiydi. Böyle olduğuna dair yetkili ağızlardan
yapılmış açıklamaları var.
Başta Türk Eğitim Sen olmak üzere, bu yanlış kararın düzeltilmesi için çeşitli kişi ve kurumlar mahkemelere başvuruyorlar.
Danıştay 2018'de bu konuda "yürütmeyi durdurma kararı" veriyor. Milli Eğitim Bakanlığı karara itiraz ediyor, temyize götürüyor. Üç yıl sonra-resmen açıklanmayan- bir kararla, Danıştay'ın önceki kararının aksine bir karar alınarak, "Andımız"ın okullarda okunmasının yasakladığı basına yansıyor.
Yapılan açıklamalara bakılırsa, bu üç yıl üyelerin değişmesi ve hükûmet lehine bir yapının oluşmadı beklenmiş.
Lafa gelince, yargı bağımsızlığı,hukuk, adalet, adalet reformu öyle mi?
Andımızı 1933 yılında zamanın Millî Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip yazmış. 1972 ve 1997'de üzerinde bazı değişiklikler yapılmış. Yasaklandığı zaman, ilköğretim öğrencilerinin sabah derse girmeden önce okudukları metni şu idi:
ANDIMIZ
Türküm, doğruyum, çalışkanım, ilkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ne mutlu Türk'üm diyene!
"Andımız" Türk çocuklarına millî ülkü ve millî kimlik vermek amacıyla yazılmıştır. Böyle bir metin hiç bir çocuğumuza olumsuz bir duygu yüklemez. Bunu her gün okuyan çocuklarımız ancak vatansever ve yüksek ahlâklı bireyler olarak yetişir.
Şimdi sormak lâzım, bu metnin neresinden, niçin rahatsız olundu? Kimler rahatsız oldular?
Eğri oturup doğru konuşmak gerekir. Sözü uzatmanın da hiç gereği yoktur.
Bölücü örgüt mensuplarının ve yandaşlarının rahatsızlıklarını biliyoruz. Hükümet niye rahatsız oldu? Andımızda devrin siyasi iktidarını, başbakan, bakanlar ve parti mensuplarını rahatsız eden ibareler kanaatimce şunlardır:"Türküm, Ey Büyük Atatürk, varlığım Türk varlığına armağan olsun, Ne mutlu Türküm diyene.
Bu ifadelerden kimler rahatsız olur? Türklükle sorunu olanlar ve ondan rahatsız olanlar ile Atatürk'le sorunu olanlar ve onu sevmeyenler.
Onlar istemeseler de Türk Milleti sonsuza kadar yaşayacaktır. Türklüğün tarih boyu yetiştirdiği en büyük liderlerden birisi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün adı da unutulmayacak, sonsuza kadar yaşayacaktır.
Türkçeye, Türk milliyetçilerine ve Türklüğe karşı baskılar ve yıldırmalar 1944 Türkçülük hareketlerinden buyana Nihal Atsız ve arkadaşlarına olduğu gibi bugün de maalesef aynen devam etmektedir. Andımızı yasaklayanlar sanki Fransız mahkemesinin veya Ermeni mahkemesinin hakimleri gibi. Yazık, çok yazık. Mestan Hocam çok güzel bir yazı yazmışsınız. Gönlünüze, düşüncenize ve kaleminize sağlık.