Gazi Meclis 100 yaşında. O bir Kurtuluş Savaşı yönetmiş meclistir. O milli mücadelemizin ilk güzel sonucudur.
19 Mayıs 1919'da işgalci emperyalistlere karşı başlatılan Milli Mücadele 23 Nisan1920'de ilk güzel sonucunu vermiştir. TBMM Ankara'da açılmıştır.
En ağır ve zor şartlar altında bile halk iradesinden kopmayan cumhuriyetçi ve demokratik bir iradenin ürünüdür o. Şanlı bir meclistir. Şanlıdır, çünkü bütün mazlum milletlere örnek olan bir Kurtuluş Savaşı'nı başlatmış ve kazanmış bir meclistir.
29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilip devletimizin adı konmuştur. Her ne kadar böye olsa da aslında 23 Nisan 1920'de meclisin açılmasıyla yeni bir devlet kurulmuştur. Adının konması sonraya bırakılmıştır.
23 Nisan tarihi bilindiği gibi Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmaktadır.
Tabii bu sonuca kolay ulaşılmadı.
1911'de Trablusgarp'ta başlayan savaş 1912-13'te Balkan Savaşı'yla sürdü. Osmanlı Devleti soluk almaya bile fırsat bulamadan kendisini I. Dünya Savaşı'nın içinde buldu. (1914-1918) Ardından Kurtuluş Savaşı başladı. 1919-1922... Bir devlet ve millet düşünün ki 11 yıl boyunca çok çeşitli cephelerde durmadan savaşıyor.
İşte bitmek tükenmek bilmeyen bu savaşlar, zaten yorgun ve bitkin olan Osmanlı Devleti'nin çökmesine sebep oldu.
Emperyalist Batı bununla yetinmeyip Türk milletini Anadolu'dan tamamen atmak istiyordu. Yani Şark Meselesini de sonuçlandırmak istiyordu.
Beri yanda ülke ekonomik olarak çökmüş, sosyal yönden çok yorulmuş ve yıpranmıştı.
Bir ülke düşünün ki yol yok, fabrika yok, üretim yok, yok, yok, yok. Moralmen de çökmüş böyle bir ülkeyi ayağa kaldırmak, yeni bir savaşa ikna etmek hiç de kolay değildi.
İşte Mustafa Kemal ve silah arkadaşları bunu yaptılar. Bazı askerlerin, bazı aydınların ve halkın bir kısmının kendilerine katılmaları biraz zaman aldı. O günün şartlarını düşündüğümüzde bunu normal karşılamak gerekir.
600 yıldır yönünü döndüğü bir padişahtan ve yönetimden halkın hemen kopmasını beklemek, hayatın gerçekliğiyle pek uyumlu bir beklenti değildir.
İşte Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları bu aşılması çok zor engeli/engelleri aşarak 23 Nisan 1920'ye gelebildiler. Amasya Genelgesi, Erzurum Kongresi, Sivas Kongresi ve bunların arasında geçen sürede yaşanan nice zorluklar... Bunların hepsi imkansızlıklar içinde aşıldı.
23 Nisan 1920'de TBMM açılınca bu zorluklar bitti mi? Hayır, fazlasıyla devam etti.
Ancak, inançla, iradeyle, çalışmayla, milletle bütünleşerek bu engelleri aştılar ve güzel sonuca ulaştılar.
I. ve II. İnönü Savaşları, Sakarya Savaşı, Büyük Taarruz vs. hepsi ayrı bir destanlık mücadeledir.
İşte bütün bunlardan sonra içte ve dıştaki kuşkular ortadan kalkmış ve Yeni Türk Devleti, Türkiye Cumhuriyeti bir güneş gibi ufuktan parlamıştır.
Bütün bunların sonunda, M. Kemal Paşa, Atatürk olmuştur.
Ancak, Atatürk'e ve silah arkadaşlarına güç ve omuz veren en büyük dayanakları da Türkiye Büyük Millet Meclisi olmuştur. İşte 23 Nisan 1920'de açılan o Gazi Meclis şimdi 100 yaşında.
100 yıl sonra o şanlı meclisi ve içindeki asil milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. O kahramanlarla gururlanan bir torunları olarak onlara minnettarlığımı sunuyor ve rahmetler diliyorum.
Sağol Hocam sağol
Kalemine, yüreğine sağlik sevgili Mestan hocam... İşgal altındaki topraklardan yeni bir 'Vatan'; tarihin derinliklerinde kalması istenen bir imparatorluğun küllerinden yeni bir 'Devlet' çıkartan Gazi Meclisin 100. kuruluş yıldönümü gelmiş, hiçkimseden ses sedâ çıkmıyor..! Yüreğimizin sesi oldun; çok tesekkürler sevgili hocam; var ol..!
Sagol Mestan hocam..