SAFLARI SIKLAŞTIRALIM
Mahmut TOPTAŞ
Ülkesinin çıkarlarını yirmi bin kilometre uzaklarda arayan, ülkelerin servetini, alın terini, direnenlerin kanını, ağlayanların gözyaşını akıtarak huzur aramaya çıkanlar ne huzur bulurlar ne huzur verirler.
Fakirin elli yılda kazanamadığı serveti yalnız bir senelik korumasına harcayan, korumasının da her an kendisini öldürebileceğini düşünen ve ona göre tedirgin tedbirler alan insanların huzur yüzü görmeleri mümkin değil.
Dünyada huzur yüzü görmeyen, halkı hep tedirgin olan ülke hangisidir? Diye sorsam aklınıza hangisi gelir?
Kişi başına düşen dolar, yirmi bini geçse bile, bazı ülkeler var ki, kişi başına düşen gelir beş yüz dolar olmayan ülkelerin insanlarından daha tedirgindirler ve huzur denen şeyin ne olduğunu tanımamışlardır.
İşgal ettiği topraklarda öldürdüğü insanların evlerine yerleştirilen, evinin temelinde insan kanı olan, duvarlarından hep çığlıklar gelen, öldürdüğü insanların çocukları tarafından camı taşlanan İsraillinin yastığı, yorganı ve döşeği Amerika’dan gönderilen dolarlarla dolu olsa ne yazar?
Kendisini ayakta tutmak için milyarlarca dolar gönderen Amerika, kendisinin bir günlük trilyonlarca dolar harcıyorsa onun semtinden de huzur rüzgarları geçemez güvenlik duvarına takılır kalır.
Güvenliğin Arapça karşılığı “Emniyet” tir. İman kelimesinin kökü ile emniyet kelimesinin kökü aynıdır. İmanı olmayanın emniyeti olmaz ve emniyeti olmayan korkak, kimseye güvenmediğinden güvenlik denen şey yok olur gider.
Korkak adamın eli hep tabancada olurmuş.
Askerlerini kışladan dışarıya çıkaramaz hale gelince, askerlerini koruyacak kiralık korumalar bulmaya çalışıyorlar.
Kendilerinin insan içine çıkacak yüzleri ve özleri olmadığından hem kiralık koruma hem de kiralık ajan arayışına giriştiler.
Bu yıkılışın işaretleridir. Türkiye’de ve dünyada bir çok mafya babasının ve devlet başkanlarının ölümü korumaları tarafından olmuştur.
Güvendikleri dağlara hep kar yağmıştır.
Biz, kimsenin korkutmasına veya pışpışlamasına bakmadan üzerimize düşen görevi yerine getirelim.
Allaha, peygambere, Kur’ana iman eden Müslüman, hangi ırk, renk veya dilden olursa olsun onun doğrularına destek verelim.
Hiçbir zaman dolar karşılığında zalimlerin yanında yer almayalım.
“Allah var keder yok” inancıyla yolumuzdan geri adım atmadan yürüyelim. “Sabahın sahibi var” sözünü hatırlayalım.
Kral, demirciyi çağırtıp “Yarına kadar bin tane çivi yapmazsan şafakta asılacaksın” demiş. Bir günde Bin çivinin yapılamayacağını bilen demirci hiçbir endişe duymadan çivi yapmaya başlamış. Yakınları ağlayıp sızlarken o çalışmaktan ağlamaya zaman bulamazmış. Kaygısızlığını hatırlatanlara da “Sabahın sahibi var” dermiş.
Şafak yaklaşırken saraydan bir adam koşarak gelir. Yakınları ağlamayı hızlandırır. Saraydan gelen adam “Ne kadar yaptınsa hemen ver. Kral öldü tabutuna çakacağız” der.
“İslam’a karşı haçlı seferleri başlamıştır. Benim yanımda yer almazsanız, karşımdasınız demektir, diyen “Şu silahlar bende ve İsrail’de olacak Müslümanların hepsi silahsızlanacak yoksa vururum” diyenlere karşı biz korkmadan,
Tefrikaya düşmeden,
Tehdide aldırış etmeden,
Kafir adına Müslümana kurşun sıkmadan saflarımızı sıklaştırmaya devam edelim.
Hani imam efendi her farz namazı kıldıracağında cemaate dönüp “Safları Sıklaştırın” der.
Sevgili peygamberimizin hadisinde “Yeryüzü mescid kılındı” ğına göre yeryüzünün her metrekaresinde “SAFLARI SIKLAŞTIRALIM” araya ajan ve düşman girmesin.
Yorumlar
Kalan Karakter: