Biden’dan sonra Trump’ın seçilmesi bir şey değiştirmez.
Çünkü Bush oğlu Bush’un Afganistan’da, Irak’ta, Sudan’da öldürdüğü çocuk sayısı, Filistin’de öldürülmesine yardım ettiği çocuk sayısı onunkinden çok olduğu için bunu seçmemişler.
Trump da, Filistin’deki Müslümanların tamamını imha edecek bombaları İsrail’e verdi ve elli binin üzerinde Müslüman’ı şehit ettiler ve etmeye devam ediyorlar.
Filistinli mazlumlara yardım eli uzatılmaması için savaş gemileri ve uçaklarını hazır bekleten Amerika, insanlıktan çıkmamış ve Filistin için içi yanan milletlere gözdağı vermeye devam ediyor.
Bundan sonra seçilecek olan da aynısını yapacak.
Kâfirler için normal olan bu. Aksi olsaydı şaşardım.
Tarih boyunca adil bir toplumun başına zalim yönetici gelmemiş.
Rabbimiz buna izin vermemiş.
Amerika’nın zulmünün önünü almak için başkanın değişmesi yeterli değil.
İnsan kanı, gözyaşı ve alın teri içip yiyerek cehenneme gitmek için para ve zaman harcayan, kandan beslenen bu milletin topyekûn İslâmi eğitimden geçirilerek bu milletin değiştirilmesi gerekir.
Rabbimiz, Bakara süresinde:
“Hani İbrahim'i, Rabbi birtakım kelimelerle imtihan etmişti de, o da bunları tam olarak yerine getirince Allah da, “Ben Seni bütün insanlara imam (lider) yapacağım" demişti.
İbrahim de: (Ya Rab) neslimden de (imamlar önderler çıkar) deyince (Allah), "zalimler ahdime (o imamlığa) erişemezler" buyurdu. (Bakara süresi ayet 1/124)
Halifelerin, kralların, şahların, padişahların, cumhurbaşkanlarının, başbakanların, kabile şeflerinin, aşiret beğlerinin iki eli, iki ayağı ve bir başı vardır.
Onlarca, yüzlerce, binlerce, milyonlarca başlar ve eller, baş eğerek, oy vererek, alkış tutarak iki ele güç katarlar.
Yöneticiler adil olurlarsa sizin ellerinizle adalet dağıtıyor demektir.
Eğer zulmediyorlarsa sizin ellerinizle zulmediyor demektir.
Onlar bizim iç dünyamızın dışta görülen halidir.
Onun için Sevgili Peygamberimiz; “Ummâlüküm a’mâlüküm/İşleriniz sizin yöneticilerinizdir” buyurmuş.
Bir başka hadisinde ise, “Kemâ tekûnû yüvellâ aleküm/Nasılsanız öyle idare olunursunuz” buyurmuş. (Beyhaki, Şuab-ül iman 6/22, hadis no 7391, Keşf-ül hafa 2/127)
Bu iki hadisi bize rivayet eden Hasan-ı Basri’dir.
Bir adamın Haccac-ı Zalim’in aleyhinde dûa ettiğini görünce Hasan-ı Basri, “Öyle dûa yapma. Siz birbirinizin aynısınız. Birbirinizden geldiniz. Eğer Haccac, görevden alınır veya ölürse maymunlar veya hınzırlar yöneticiniz olur” dedikten sonra yukarıdaki hadisleri rivayet eder.
Kur’an-ı Kerim’de:
“İnnellahe lâ yüğayyiru bi kavmin hatt’a yüğayyirû mâ bi enfüsihim/Bir toplum kendini değiştirmedikçe, Allah o toplumu değiştirmez” buyurur. (Ra’d süresi ayet 13/11)
Eskiden “seçim” kelimesi yerine “intihap” kelimesi kullanılırdı. Müntehıp seçmen, müntehap seçilendi.
Bir gün milletvekilinin biri halka konuşurken; “Siz müntehıpsınız; ben müntehabım.
Kelimeni kökü, “nuhbe”den gelir. “Nuhbe” seçilmek, süzülmek, öz, kaymak manalarına gelir.
Siz süt iseniz ben süt kaymağıyım.
Siz katransanız, ben katran kaymağıyım” der.
Onun için bizlerin, önce kendimizin değişmesi için gayret göstermemiz gerekir.
Sonra peşinden gittiğimiz bizi nereye götürüyor diye dikkatli bakmamız gerekir.
“O gün, bütün insanları önderleriyle çağırırız. (İsra süresi ayet 17/71)
Rabbimiz böyle buyuruyor.
Ona göre peşinden gideceğiniz, ülkenin güvenlik, huzur, sağlık, eğitim sorunlarını kendisine havale edeceğiniz devletin başını seçerken dikkat ediniz.
Bu dünyada canınızı, malınızı, namusunuzu, dininizi, vatanınızı korumak üzere önder seçtiğiniz insan, ahirette de önderiniz olacak.
Mahşerde kiminle haşrolmak istiyorsak onunla bu dünyada beraber olalım.
“Camiye imam seçmiyoruz, milletvekili seçiyoruz. Oruç da tutmalı, iftar vakti dansöz de oynatmalı” sözü yıllardır söylenir.
Bu sözün sevindiren tarafı var, üzen tarafı da var.
Sevindiren tarafı, bütün halkımız tarafından imamların dürüstlüğü kabul edilmiş.
Bu sevindirici tarafı.
Ama milletvekillerimiz hakkındaki kanaat ise üzücü.
Hâlbuki milletvekillerimiz, imamlarımız kadar dürüst, imamlarımız da milletvekillerimiz kadar atılgan olmalı.
Yorumlar
Kalan Karakter: