İlgili olanlar biliyor.
Tartışmasız, döneminde yazılmış en eski ve en sağlam kaynaklardan birisi olan “Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası” açık arttırma ile satışa çıkarıldı.
Kaynağın isminden de anlaşılacağı üzere bu kaynak Karamanındır. Karamanlıdır. Yunus emre Hazretlerinin Karamanlı olduğu, Tekke ve Zaviyesinde yer aldığını ayan beyan kanıtlayan bir belgedir.
Önce işin olumlu taraflarına bakacak olursak:
Kaynak yüzlerce yılı aşarak bu günlere ulaşabilmiştir.
Kaynak elden ele geçse de kıymet bilen kişiler elinde kalmıştır.
Kaynak bunca yıl Karamana, Karaman kültürüne hizmet etmiş bir ailenin elinde kalmış korunmuştur.
Bir Molla Kasımın eline geçip derelerde balıklara yem yapılmayan bu eser Karamanın gururu olduğu kadar onurudur da…
Devlet envanterinde olup da, devlet envanterinde kalarak Karaman dışına götürülen, devlet envanterinden uçurulup yok edilen, dünyanın ta bir ucuna giden değerlerimizi görünce bu eserin bu gün yerinin belli olması bile bir büyük kazanımdır.
Eh bu noktada böyle bir değerin mezat yolu ile satışa çıkarılmasını da pek hoş bulmuyoruz. Bulmuyoruz ama başka çareleri mi kalmadı acaba?
Karaman hizmetkârı olarak konuyu uzaktan da olsa takip ettik. Ailenin birkaç girişimi oldu. O girişimlerden çözüm bulamayınca bu yolu mu tercih ettiler acaba. Ama yine de şartlar ne olursa olsun bu yöntem pek hoş olmadı.
Birileri devletin bu kaynağa el koyması gerektiği yönünde fikirler ve teklifler de ileri sürdü. Hukuk uzmanı değiliz. Böyle bir girişimin olup olmayacağı ya da sonucu ne olur bilemeyiz.
Düz mantıkla hareket edecek olsak “olur hem de çok güzel olur” bile deriz. Ama bu işler öyle olmuyor işte…
Evet, bu eser bir vakıf, bir kamu ve halkın malıdır. Ama yukarıda iyi yönlerine bakalım diyerek saydıklarımızı da göz ardı etmeyelim.
Bir emanetçi dükkânına, bir kiralık kasa kiralayan şirkete, bir emanet bıraksanız, o işletme sizden bir bedel talep eder. Çünkü o emaneti korumak için bir sistem kurmuş belki ufak tefek masraflar etmiş zaman harcamış, güvenlik sağlamış ve özen göstermiştir. Sonuçta siz emanetinizi sağlam olarak alınca ödediğiniz bedele değdiğini görürsünüz.
Bedelli/bedelsiz, şartlı/şartsız nasıl temin ederse etsin bu aile bu eseri sahiplenmiş, bu güne kadar getirmiştir. Belki psikolojik bir halet ile de “Bu bizim, tek sahibi biziz, bize atamızdan miras kaldı” diyebilirler. Onların yanılgısı da burada başlar.
Bu eser Karamanındır. Karamanlıdır. Karaman Halkınındır. Bu eser Karamanın gururu olduğu kadar onurudur da…
O ileri sürülen teklif hukuken uygun mu bilmiyoruz (Hukukçu değiliz) ama uygulanırsa bu ailenin hakkı olmaz mı? Bir emanetçi olarak bile gönüllerinin alınması gerekmez mi?
Yakından tanıdığımız kişiler değiller. Ekonomik olarak Karun kadar zengin olsalar, bunca yıl Karaman sevdalısı ataları Karamana hizmet etmiş insanlar olarak bağış yolunu da seçebilirlerdi. Demek ki bu konuda beklentileri var.
Yüksek/düşük onu onların vicdanı ve konunun uzmanları bilir. Konu ile sadece bir Karaman sevdalısı olarak ilgilenen bizler için üzüldüğümüz öncelik, mezat yolu ile satışa çıkmasıdır.
Geçmişte 6/30 Bin talebi ile bir Eskişehir olayı anlatılır durur. Bu eser için bu parayı –veya fazlasını- basıp da ÖZ BE ÖZ KARAMANLI YUNUS EMRE HAZRETLERİNE düzmece istirahatgâh peylerler ise; bu aile vicdan azabı çekmez mi? Karamanlı o günkü 6/30 bin olayındaki gibi yıllarca pişmanlık duymaz mı?
Biliyoruz ki bu güne kadar pek çok Karaman Sevdalısı maddi manevi çok şeyi Karaman için feda ettiler.
Gün bu gündür; Birileri yine fedakârlık etmeli, aile de bu MEZAT sıkıntısından vazgeçip EHVEN bir şartla KARAMANA SON GÖREVLERİNİ ŞEREFLE yapmalıdır.
Bu eser Karamanın gururu olduğu kadar onurudur da…
Karaman olayın her iki cephesindekileri de tarihe altın harflerle yazmayı bekliyor…
Aksi mi?
YAKIŞMAZ...
20241120