Felaketler zincirinde yangın, deprem sel gibi afetler vardır. Bu doğal afetlerin yanı sıra bir de medeniyetin getirdiği büyük sorunlar da afete dönüşür.
Karaman içme suyu sorunu belki afet boyutunda kabul edilemez ama çok büyük ve ciddi bir sorun.
Üstelik bu sorun karşısında toplumun tüm dinamiklerinin sergilediği kavgacı, saldırgan, belki biraz suskun, belki gizli panik hali çok daha üzerinde durulması gereken bir konu.
Konu ile milyonda bir bile ilgisi olan herkesin toparlanıp el ele verip güç ve aklı birliği göstermesi gereken bir zaman dilimindeyiz.
Hiç kimsenin böyle bir günde suçlu arama, hesap sorma, eski hesapları koz kullanma, maddi ve manevi rant sağlama gibi davranışları ahlaki olamaz. Sorun çözülür, o zaman suçun suçlusu varsa, kasteden veya ihmali olan varsa adalet gerekeni yapar.
Toplum hayatının her saniyesini ilgilendiren bir sorun ve gecikmesi ertelenmesi mümkün olmayan bir sorun. Bunun yerel, genel, siyasi, resmi, sivil sağcı, solcu ayrımları ile gündeme alınıp futbol topu gibi tekmelenerek birbirine atılacak bir konu değildir. Böyle düşünen görevine ve toplum ahlakına ihanet etmiş olur.
Sebepler neler olabilir. Bunlar maddeler halinde yazılıp konunun uzmanı ekipler ilgili alanlarda tüm güçleri ile çalışarak sebebi bulmalı ve o andan itibaren de tüm ekipler o sebebi ortadan kaldırmalıdır.
Sebep ne olabilir.
Teknik bilgi yönünden uzman değiliz. Ama bazen dile getirilen “sabotaj” “iftira” kavramları gerçek ise bu sabotajı yapanların veya iftirayı atanların “yeryüzü cehennemindeki cezalarını” hep beraber görürüz.
Belki ütopik, hayal ürünü, saçma gelebilir ama bir sebep de bizim aklımıza gizliyor.
Bu bir biyolojik atık karışması olsa bir anlamda aklımıza yatacak. Mineral fazlalığı vb. gibi bir konu olsa yine biraz olası şeyler ama petrol ne alaka?
Hayal gücümüzü zorlayıp beyin fırtınası yapınca bizim aklımıza gelen de Karaman içme suyuna petrolün karışması kadar zayıf bir ihtimal. Ama bugün nefes alan her canlının hayatı söz konusu ise her ihtimal, her fikir her öneri her alternatif konuşulmalı. Akımıza geleni söylemeliyiz.
Petrol ve su yeralatı ürünleri.
Yeraltından elde ediliyor ve borular vasıtası ile ayrı ayrı seyahat etseler de seyahatlerinin son noktasında bir yerlerde buluşuyorlar.
Nerede?
Doğalgaz olarak yerleşim birimlerinde.
Caddelerde sokaklarda yan yana seyahat ediyor ve bir evin iki ayrı vanasından hizmet veriyorlar.
Aynı hattan geçen bir doğalgaz borusunda bir küçük sızıntı olsa, bu sızıntı toprağı yarıp yeryüzüne çıkamayacak kadar zayıf olsa. Haliyle hala çoğunlukla sıvı halde kalmaya devam edecektir.
Bu sızıntı toprağı doyurup yakınlardaki beton su borusuna ulaşsa. Suyu sızdırmayan beton künkler hala sıvı/gaz kıvamındaki kaçıntıyı emip suya aktarabilir mi?
Literatürde buna benzer bir olay kaydı var mıdır?
Bu sızıntının yaklaşık yer tespiti de mümkündür.
Elbette çok aykırı bir fikir ama yine de bir fikir.
Belki suskunluk bozulup şu sorulara cevap verilse insanlar daha rahat olacak.
* Doğalgaz dağıtım şirketinin kayıp ve kaçak miktarının çokluğu konusunda bir incelemesi ve kaydı var mı?
* Şehre verilen suya ibrala barajından karışım var mı?
* Karışan bu petrol türevi ibrala barajındaki sudan mı kaynaklanıyor.
* Kuyulardan çekilen sular sağlam mı?
* Bu karışım suni gübrelerin üretiminde kullanılan bir madde ile örtüşüyor mu? (Bölgede uzun yıllardır suni gübre kullanılıyor. Bu gübre toprakta kalıcı etkiler ve tortular bırakarak çok uzun yıllar kalıyor. Barajda çok azalan suda bu maddeler çökelme yolu ile dipte kalıp bugün büyük oranlara çıkmış olabilir mi?
* Yukarıda belki ilk duyana şehir efsanesi gibi gelecek doğalgaz karışımı da dikkate alınmalı ve kayıp kaçaklar la suyun hangi noktadan sonra karışıma uğradığı tespiti önemlidir.
* Temiz su içinden doğal gazı bir süre kabarcıklar halinde geçitip de o suyun tahlilini yaparsanız, çıkan sonuç karaman içme suyu ile benzer veya örtüşüyor ise bizim tezimiz doğru demektir.
Dileriz anlık kısa zamanlarda bu sorun çözülür ve bu sorun edeni ile kimse kalıcı sorunlar yaşamaz.
20250313