Devlet yönetiminde mühendisler bir teknotrat olarak düşünülür hep ve dikkate alınmaz.
Ama haçlıda gizli bir mühendislik vardır ki şeytanın yeryüzündeki uygulamalarını yapar. Adı toplum mühendisliği.
Öldürerek yok edemedikleri şark medeniyetlerini ve o medeniyetlerin baş kahramanı Türkleri yok etmenin çarelerini bu mühendislikle ararlar. Müslüman bir ülke olan Türkiye’yi liderlikten edebilmek için önce şaşkın araplar başta olmak üzere Müslüman devletleri çökertmek lazım.
Humeyni ajanını fetö darbesi benzeri bir manevra ile İran’a yollayan, Filistinlileri Osmanlıyı arkadan vurmak için örgütleyen, Afganistan, Yugoslavya, Kafkasları karıştıran, Kuzey Afrika Devletlerini sürünmeye mahkûm eden, Afrika’daki Müslüman ülkeleri sadece sömürmekle kalmayıp cehalete ve açlığa mahkûm eden, Yugoslavya’da Sırplara Müslümanları katlettiren insanlık dışı yöntemleri deneyen hep bu haçlı toplum mühendislerdir. Günümüzde Ukrayna’yı Putin’e peşkeş çekip karşılığını yakın tarihte alacak olan yine onların planı projesidir. Üstelik ne tek devlet ne tek ülkedir. Küfür tek millettir.
Türkiye’deki ihtilal muhtıra, askeri müdahale ve kalkışma gibi tüm olayların arkasında yine bu mühendisler vardır. 12 Eylülden önce kardeşi kardeşe kırdıran da onlardır.
Çanakkale’de ölerek zafer kazanıp destan yazan Türkün, en büyük moral ve güç kaynağı imanı, bayrağı ve istiklal marşının olduğunu biliyorlar. İmanı öyle bir anda söküp atmanın güçlüğünü ve İslamiyet’in vazgeçilmez değerleri olduğunu bildiklerinden inanç konusunu çok daha sinsi ve gizli yürüttüler. Bayrak da İmanlı insanın sahip çıkacağı değerdir.
Bu şeytanın askeri haçlı toplum mühendislerinin, bir 12 takıntısı var. Bir de Cuma düşmanlığı… Muhtırayı 12 Mart Cuma günü vermek, kanlı askeri müdahaleyi 12 Eylül Cuma günü yapma fikri böyle sapıkça bir takıntı olsa gerek.
Tıpkı binlerce yıldır Anadolu coğrafyasında Türk kavimleri olduğu halde, sanki 1071 de Orta Asya’dan gelip de küçük Asya’yı işgal etmişiz, işgalci talancı bir toplummuşuz gibi bir imajla tarih kitaplarımıza bile sokan haçlı 12 mart gününü de anlamsızlaştırıp dikkatleri bu muhtıraya çekmek mi istedi deriniz?
Her bir satırı uhrevi değerler yüklü, binlerce yıl öncesini ce binlerce yıl sonrasını bir gerçek olarak ortaya koyan, geçmişimizin destanı, geleceğimizin kılavuzu olan İstiklal Marşımız her Türk’ün anayasasıdır. Elbette kabul yıldönümleri de her yıl bir önceki yıla göre daha görkemli kutlanmaktadır.
Bu kutlamalar kuduz köpekleri daha da kudurtmuş olacak ki içerideki satılmış kukalaları vasıtası ile gölgelendirmek istediler.
Bu millet için manevi değeri çok yüksek olan böylesi bir günde bunu vermek hiçbir ahlak, namus ve şeref kavramı sınırlarına dâhil edilemez. Genlerinde bir kırıntı olan kimse, öldürseniz bunu yapmaz
Bugün manevi duygular üzerinde çok baskın projeler ile savaş veren bu haçlı mühendisleri dilimize derin yaralar vursa da, aile yapımızı sallasa da, gençlerimize haçlı kültürü ve pislik kurallarla yaşamayı dayatsa da bir şeyi unutuyorlar.
15 Temmuz gibi çok önem verip de güvendikleri bir proje, öyle saatler içinde yerle bir edildi ise bu nesiller daha sağlamdır. O kral maskarası saç tıraşlı, eksi beş derecede göbeği açık gezen şaşkın ergen, kral soytarısı kıyafetli daracık ve ince pantolonlu neslin genlerinde işli değeler yerli yerindedir.
Tek dileğimiz Akif’in yüz yıl önce söylediği duaya âmin demektir. O da ciltlerce kitaba bedel şu duasıdır: “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın”
Yönetici, idareci, siyasetçi, akademisyen, fikir adamı ve yetkili kim varsa bir şaşkınlık ve bilinmezlik içinde yüzmek bize yakışmıyor.
Haçlının şeytana uşaklık eden toplum mühendisliği var ise biz de bir an önce buna benzer kurumu oluşturup evrensel güzel değerlere, bağımsızlığa, kültüre, inanca, insanlığa ve özellikle de yeryüzüne birer pırlanta gibi dağılmış TÜRKLÜK için bize yakışan ahlaki projeler üretmeliyiz. Bize yakışan projeler. Hamile kadınlarımızın karnını süngü ile deşip doğmamış bebelerle top oymayan yunanın açlıktan öldüğü günlerde yapılan insanlık, hala İstanbul’da büyük bir huzur ve hatta büyük ekonomik imkanlarla yaşayan Ermenilere yapılan insanlık gibi.
Hedef şeytana uşaklık edenler olmalı. 12 rakamına takıntılı üstelik 12 rakamı ile Cuma gününü bir araya getiren haçlı ve onun dahili uşakları olmalı…
Tabi bu arada bu gerçekleri göremeyip medeniyet, batılılaşma, çağdaşlık söylemleri ile onlara farkında olmadan hizmet edenlerin de aklını başına getirecek projeler de çok önemli.
Eyvallah kardeşim bilmeyenlere ders niteliğinde bi yazı kaleme almışsın gönlüne saglik