Karaman
çok eski, soylu bir şehir. Ülkemizin Dil Başkenti… Uzun bir ırmağa benzer bu
şehrin yüz yıllardan akıp gelen kültürü… o kültür ırmağı şairlerle denize
kavuşur. Karaman Ovası kadar zengin ve bereketlidir bu şehrin gelmiş geçmiş
şairleri. Bu şehir insana şiir yazdırır. İlk şiirim ilkokul beşinci sınıfa
gidiyordum, ‘Doğan Kardeş Dergisi’nde yayınlandı. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın
önerisiyle şiirim Varlık Dergisi’nde yayınlandığında 17 yaşındaydım. Atilla
İlhan beni manevi oğlu olarak kabullenmiş her konuda bana kanat germişti,
Atilla İlhan’ın sayesinde ilk şiir kitabım yayınlandığında 19 yaşındaydım.
Ondan sonra çokça edebiyat dergilerinde şiirlerim yayınlandı, iki şiir kitabım
daha yayınlandı. Bir tanesinin ismi de memleketim Karaman’ı anlatan “Karaman
Destanı’
Sonra
roman yazmaya döndüm yüzümü… Memleketim Karaman’ı her şeyiyle, dünya aleme
tanıtmak için, “…Konya Karaman mı, karaman Antalya’nın kasabası mı, Karaman
Merzifon’un oralarda mı?...” dememeleri için… “Karaman’ın koyunu sonra çıkar
oyunu…” diyerek kinayeli kinayeli gülmemeleri için, Karaman’ın yetiştirdiği
ulvi şairlerden biri olan babam Muammer Baran’a “Karaman’ı her şeyiyle yazıp
dünya âleme tanıtacağım sözüm olduğu için roman yazmaya başladım.
Kendimi
şair görmüyorum artık, ben bir romancıyım diyorum. Fakat şairleri çok
seviyorum. Bir şehrin kültür, sanat ve edebiyat zenginliği olarak görüyorum
onları. Hele bir kitap çıkardıklarında kendi kitabım çıkmış gibi seviniyorum.
Fakat, kültür ve edebiyat geçmişine baktığımızda bu şehrin tarihinde uzun
soluklu bir edebiyat dergisi görememek üzüyor beni. Tıpkı Karamanlı şairlerin
toplanıp da isimlerini, şiirlerini bir kitapta toplamak isteyip de, onca
zenginliğin, onca büyük fabrikanın onca kuruluşun olduğu Türk Dilinin Başkenti
olmuş bu şehirde bir ‘KARAMANLI ŞAİRLER ANTOLOJİSİ’ne yardım edecek,
destekleyecek, sponsor olacak, onu bastıracak çıkmaması ve o şairlerin kendi
ceplerinden para koyarak kendi aralarında para toplayarak bu antolojiyi
çıkarmaya çalışmaları da aynı şekilde üzdü beni. Karamanlı kuruluşlara,
fabrikalara hiç yakışmadı. İki üç bin tane basılacak ‘KARAMANLI ŞAİRLER
ANTOLOJİSİ’ o kuruluşlar ve fabrikalar için çok uzun yıllar kalıcı bir itibar
bir tanıtım olurdu ve yine onlar kazanırdı.
Yavuz
Sultan Selim, Mısır Seferi’nden sonra, hat yazmaya merak sarmış ve yazı hocası
Amasyalı Şeyh Hamdullah’tan, ‘aklâm-ı sitte’ yani altı esas yazı diye bilinen
yazı türlerini öğrenirken hocasının hokkasını tutarmış. Bunun ne kadar muhteşem
bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz. Şimdi bu durum Cihan imparatoru bir
padişahı alçaltır mı, yüceltir mi?.. Bir başkanın, bir kuruluşun müdürünün, bir
fabrika patronunun, şairleri arayıp sorması, yardımcı olması, geleceğe taşıması
da onları alçaltır mı, yüceltir mi?..
Sanatçılara
değer vermek olgun ve muhteşem insanların güzel bir özelliğidir, bu olgunluk
ise hayatın akışında oluşur, sanatçıların yetenekleri ve becerileri
çerçevesinde yüceltilmeye ihtiyaçları olduğunu, seviyeli bir şekilde bunu
onlara göstermek gerektiğini ancak böyle olgun ve muhteşem ruhlu insanlar
bilir. İki bin yıl önce, Eski Roma da heykeltıraşlar, tiyatro yazarları
özellikle de şairler çok değerlilermiş, şairlerin her şiirine bir altın
verirlermiş. Bırakın bir altını, bir simit parası vermiyorlar o güzel şiirleri
için şairlere. Üstelik Karaman ismini duyurmaya, yüzyıllardan akıp gelen o uzun
sanat kültür ırmağını akıtmaya çalışan fedakâr, duygulu şairler güçlüklere, duyarsızlıklara
aldırmayıp bu kitabı çıkarmışlardır. Sevindirici olan budur; yeteneklerini ve
becerilerini fedakârlıkla ortaya koyan bu şairlerin bu kitabı ortaya
çıkarmasıdır, önemli olan budur.
Bu
şairlerin değerini bilelim efendim.
Ne
demiş erenler!.. “Şu üç kişiye daha çok acıyın: 1.Varlıktan yokluğa düşene 2.
Şerefli iken zelil olana, 3. Cahiller arasında kalan ehl-i kalbe.” Ne diyor
Üstat Necip Fazıl “Sakarya Türküsü”nde: “İnsandır sanıyordum mukaddes yüke
hamal: Hamallık ki, sonunda ne rütbe var ne de mal, Yalnız acı bir lokma,
zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!..”
Aslında
eskiden Karaman’da insana, sanata, değer kıymet verilirdi. Bu yüzden
Karaman’dan çok önemli şairler çıkmıştır.
Klasik
Türk Edebiyatı çerçevesinde Karamanlı şairler şunlardır efendim:
SULTAN
VELED, TURSUN FAKÎH, CEMÂLİ, FÂHHÂRİ, NİZÂMİ, NİYÂZİ, AYNÎ, SADRAZAM NİŞANCI
MEHMED PAŞA (NİŞÂNİ), NEŞRİ, FİGÂNİ, PÎRî MEHMED PAŞA ( REMZÎ), SÜBÛTÎ, KÂMÎ,
YEK-ÇEŞM AHMED EFENDİ, HELÂKÎ, SUN’Î, HAMDÎ, ŞEMSÎ, SABÛHÎ, İZÂRÎ ÇELEBİ, İLMÎ,
KARTAL DEDE (DÂLÎ), ZILLÎ, ŞÂNÎ, VÜCÛDÎ, SEBÂTÎ, CÜNÛNÎ AHMED DEDE, SÎYÂHÎ,
ZİHNÎ SÂLÎH DEDE, ŞÜHÛDÎ, KERÎM DEDE, EMRÎ, REMZÎ, NAZÎF, HÜSEYİN NESİB…
Karamanlı
halk âşıkları ve diğer şairler ise şunlardır efendim: YUNUS EMRE, ALİ CEMAL EFENDİ,
FETHİ ABDÜLKERİM EFENDİ, AHRÂRÎ, AŞIK KENZİ, ŞIHANA MEHMED AĞA, DELİ İBRAHİM,
ALİ İHRAKİ, AŞIK HÜSEYİN, AHMED DÜZENLİ, HOTTUOĞLU, AŞIK GUFRANİ, AŞIK HAMİD,
TAHSİN GÖRGÜLÜ, AHMET İNER, KEMAL ŞEBER, EMİN AGAH ÜNVER, ZEKİ ÜYETÜRK, MUSTAFA
KAHVE, HÜSEYİN İNAN, ALİ GÜNDÜZ GÜRGEN, NABİ TOKER, BEKİR CEMAL ÖĞET, MİRZA
BUKET, AHMET ATAKAN, İBRAHİM FERİT ERGENEKON, İRFAN BARAN, M. FEHMİ AKMAN,
MUSTAFA KEMAL KOLCUOĞLU, OSMAN ETAŞ, ABDURRAHMAN ERDAL, AŞIK MEVLEVİ, SAMİ
TUNCA, ALİ ÖZGÜR,
ALİ
RIZA ÇOPUR, AHMET TALAT DURU, ALİ BİRER, MUSTAFA ERTAŞ, AHMET KAHVE, BAKİ
ERKONUKSEVEN, YUNUS YANIK, GÜNDOĞDU DURAN, SAİM YAZGAN, YÜCEL İPEK, HALİT
BARDAKÇI, A, YÜCEL ATALAYER, İLHAMİ BÜYÜKYAĞCI, KAMİL UĞURLU, HASAN ALTAY,
ÖZGÜR ÇOŞKUN, VELİ GÖZEL, ABDULLAH UYSAL, TÜRKAN ÇANKAYA GÜLEÇ, ALİ ALTINSOY,
MEHMET EMİN BÖCÜ, NEVZAT DAĞLI, İMRAN GÜLEÇ, MUSTAFA VAREL, MEHMET ÇETİN,
MEHMET EMİN CAN, SEYİT YİĞİT, AHMET CELİL BUKET, ZEYNEL DÜZ, AHMET ÖTGÜN, ADİL
CEYLAN, ALİ BADEM, DURMUŞ ÇETİNKOL, HASAN ÖZÜNAL, İSA OĞUZ, MUSTAFA KOÇGÜRBÜZ, MUHARREM
ÖZGÜR, AHMET ALTIPARMAK, SEMİHA OĞUZ, MEHMET UĞUZ, HASAN HABALI, RECEP UZUN,
EMİNE TEKİN, HASAN SARIYİĞİT, EMİN UĞUZ, MUAMMER ÇALAR, AHMET TEKİN, HİKMET
ELİTAŞ, İSMAİL HAKKI KEÇECİ, RIZA TOKER, KERAMETTİN ÇETİN, MEHMET KUMLU, SEZAİ
YAŞAR, ERDAL KAYA, ASUMAN ERGÜN, FİLİZ SERTAN KIZIL, DEVRİM OĞUZ, MEHMET ZEKİ
AKDAĞ, YUNUS YAŞAR, HASAN BARAN, EROL GÖKSU, AHMET MURAT ÖZEL, REYHAN AYDIN,
HASAN RÜŞTÜ OKUMUŞGİL, AHMET TUFAN ŞENTÜRK, AHMET MUHTAR GÜNERİ, MUAMMER BARAN,
MEHMET ÇINARLI, BEKİR SITKI ERDOĞAN…
Yunus’tan
bu yana şiirimizin yüz akıdır bu şairler. Bu dünyadan göçüp gidenlere rahmet
olsun. Bu dünyada kalanlara selam olsun.
Sayın Baran, verdiğiniz bilgi için teşekkür ederim.