Karaman çok eski, soylu bir şehir. Ülkemizin Dil Başkenti… Uzun bir ırmağa benzer bu şehrin yüz yıllardan akıp gelen kültürü… O kültür ırmağı şairlerle denize kavuşur. Karaman Ovası kadar zengin ve bereketlidir bu şehrin gelmiş geçmiş şairleri. Bu şehir insana şiir yazdırır.
İlk şiirim ilkokul beşinci sınıfa gidiyordum,
‘Doğan Kardeş Dergisi’nde yayınlandı.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın önerisiyle şiirim Varlık Dergisi’nde yayınlandığında 17 yaşındaydım.
Attila İlhan beni manevi oğlu olarak kabullenmiş her konuda bana kanat germişti, Attila İlhan’ın sayesinde ilk şiir kitabım yayınlandığında 18 yaşındaydım. Ondan sonra çokça edebiyat dergilerinde şiirlerim yayınlandı, iki şiir kitabım daha yayınlandı. Bir tanesinin ismi de memleketim Karaman’ı anlatan “Karaman Destanı’
Sonra roman yazmaya döndüm yüzümü…
Memleketim Karaman’ı her şeyiyle, dünya âleme tanıtmak için,
“…Konya Karaman mı, karaman Antalya’nın kasabası mı, Karaman Merzifon’un oralarda mı?...” dememeleri için… “Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu…” diyerek kinayeli kinayeli gülmemeleri için, Karaman’ın yetiştirdiği ulvi şairlerden biri olan babam Muammer Baran’a “Karaman’ı her şeyiyle yazıp dünya âleme tanıtacağım sözüm olduğu için roman yazmaya başladım.
Kendimi şair görmüyorum artık, ben bir romancıyım diyorum. Fakat şairleri çok seviyorum. Bir şehrin kültür, sanat ve edebiyat zenginliği olarak görüyorum onları. Hele bir kitap çıkardıklarında kendi kitabım çıkmış gibi seviniyorum. Fakat kültür ve edebiyat geçmişine baktığımızda bu şehrin tarihinde uzun soluklu bir edebiyat dergisi görememek üzüyor beni. Tıpkı Karamanlı şairlerin toplanıp da isimlerini, şiirlerini bir kitapta toplamak isteyip de, onca zenginliğin, onca büyük fabrikanın onca kuruluşun olduğu Türk Dilinin Başkenti olmuş bu şehirde bir ‘KARAMANLI ŞAİRLER ANTOLOJİSİ’ne yardım edecek, destekleyecek, sponsor olacak, onu bastıracak çıkmaması ve o şairlerin kendi ceplerinden para koyarak kendi aralarında para toplayarak bu antolojiyi çıkarmaya çalışmaları da aynı şekilde üzdü beni. Karamanlı kuruluşlara, fabrikalara hiç yakışmadı. İki üç bin tane basılacak ‘KARAMANLI ŞAİRLER ANTOLOJİSİ’ o kuruluşlar ve fabrikalar için çok uzun yıllar kalıcı bir itibar bir tanıtım olurdu ve yine onlar kazanırdı.
Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi’nden sonra, hat yazmaya merak sarmış ve yazı hocası Amasyalı Şeyh Hamdullah’tan, ‘aklâm-ı sitte’ yani altı esas yazı diye bilinen yazı türlerini öğrenirken hocasının hokkasını tutarmış. Bunun ne kadar muhteşem bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz? Şimdi bu durum Cihan imparatoru bir padişahı alçaltır mı, yüceltir mi? Bir başkanın, bir kuruluşun müdürünün, bir fabrika patronunun, şairleri arayıp sorması, yardımcı olması, geleceğe taşıması da onları alçaltır mı, yüceltir mi?..
Sanatçılara değer vermek olgun ve muhteşem insanların güzel bir özelliğidir, bu olgunluk ise hayatın akışında oluşur, sanatçıların yetenekleri ve becerileri çerçevesinde yüceltilmeye ihtiyaçları olduğunu, seviyeli bir şekilde bunu onlara göstermek gerektiğini ancak böyle olgun ve muhteşem ruhlu insanlar bilir.
İki bin yıl önce, Eski Roma da heykeltıraşlar, tiyatro yazarları özellikle de şairler çok değerlilermiş, şairlerin her şiirine bir altın verirlermiş. Bırakın bir altını, bir simit parası vermiyorlar o güzel şiirleri için şairlere. Üstelik Karaman ismini duyurmaya, yüzyıllardan akıp gelen o uzun sanat kültür ırmağını akıtmaya çalışan fedakâr, duygulu şairler güçlüklere, duyarsızlıklara aldırmayıp bu kitabı çıkarmışlardır. Sevindirici olan budur; yeteneklerini ve becerilerini fedakârlıkla ortaya koyan bu şairlerin bu kitabı ortaya çıkarmasıdır, önemli olan budur. Bu şairlerin değerini bilelim efendim.
Ne demiş erenler!
“Şu üç kişiye daha çok acıyın:
1.Varlıktan yokluğa düşene
2. Şerefli iken zelil olana,
3. Cahiller arasında kalan ehl-i kalbe.”
Ne diyor Üstat Necip Fazıl “Sakarya Türküsü”nde:
“İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal:
Hamallık ki, sonunda ne rütbe var ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!”
Aslında eskiden Karaman’da insana, sanata, değer kıymet verilirdi. Bu yüzden Karaman’dan çok önemli şairler çıkmıştır. Klasik Türk Edebiyatı çerçevesinde Karamanlı şairler şunlardır efendim:
Sultan Veled, Tursun Fakîh, Cemâli, Fâhhâri, Nizâmi, Niyâzi, Aynî, Sadrazam Nişancı Mehmed Paşa (Nişâni), Neşri, Figâni, Pîrî Mehmed Paşa ( Remzî), Sübûtî, Kâmî, Yek-Çeşm Ahmed Efendi, Helâkî, Sun’î, Hamdî, Şemsî, Sabûhî, İzârî Çelebi, İlmî, Kartal Dede (Dâlî), Zıllî, Şânî, Vücûdî, Sebâtî, Cünûnî Ahmed Dede, Sîyâhî, Zihnî Sâlîh Dede, Şühûdî, Kerîm Dede, Emrî, Remzî, Nazîf, Hüseyin Nesib…
Karamanlı halk âşıkları ve diğer şairler ise şunlardır efendim:
Yunus Emre, Ali Cemal Efendi, Fethi Abdülkerim Efendi, Ahrârî, Aşık Kenzi, Şıhana Mehmed Ağa, Deli İbrahim, Ali İhraki, Aşık Hüseyin, Ahmed Düzenli, Hottuoğlu, Aşık Gufrani, Aşık Hamid, Tahsin Görgülü, Ahmet İner, Kemal Şeber, Emin Agah Ünver,
Prof. Dr. Mehmet Asil Yılmaz, Zeki Üyetürk, Mustafa Kahve, Hüseyin İnan, Ali Gündüz Gürgen, Nabi Toker, Bekir Cemal Öğet, Mirza Buket, Ahmet Atakan, İbrahim Ferit Ergenekon, İrfan Baran, M. Fehmi Akman, Mustafa Kemal Kolcuoğlu, Osman Etaş, Abdurrahman Erdal, Aşık Mevlevi, Sami Tunca, Ali Özgür, Ali Rıza Çopur, Ahmet Talat Duru, Ali Birer, Mustafa Ertaş, Ahmet Kahve, Baki Erkonukseven, Yunus Yanık, Gündoğdu Duran, Saim Yazgan, Yücel İpek, Halit Bardakçı, A, Yücel Atalayer, İlhami Büyükyağcı, Kamil Uğurlu, Hasan Altay, Özgür Çoşkun, Veli Gözel, Abdullah Uysal, Türkan Çankaya Güleç, Ali Altınsoy, Mehmet Emin Böcü, Nevzat Dağlı, İmran Güleç, Mustafa Varel, Mehmet Çetin, Mehmet Emin Can, Seyit Yiğit, Ahmet Celil Buket, Zeynel Düz, Ahmet Ötgün, Adil Ceylan, Ali Badem, Durmuş Çetinkol, Hasan Özünal, İsa Oğuz, Mustafa Koçgürbüz, Muharrem Özgür, Ahmet Altıparmak, Semiha Oğuz, Mehmet Uğuz, Öcal Uzunay, Ekrem Kocatürk, Hasan Habalı, Recep Uzun, Emine Tekin, Hasan Sarıyiğit, Emin Uğuz, Muammer Çalar, Ahmet Tekin, Hikmet Elitaş, Erdal Demir, İsmail Hakkı Keçeci, Rıza Toker, Mustafa Savran, Murat Ay, Keramettin Çetin, Ulvi Emre, Mehmet Kumlu, Sezai Yaşar, Erdal Kaya, Nevzat Kuraloğlu, İhsan Özdemir, Cemalettin Taşkıran, Kemal Uysaler, Ali Uyanık, Abdullah Sertan, Mestan Karabacak, Hamdi Altınbaş, Abdullah Karabacak, İsa Eşme, Asuman Ergün, Filiz Sertan Kızıl, Birsen Oğuz Erdinç, Devrim Oğuz, Mehmet Zeki Akdağ, Osman Nuri Koçak, Yunus Yaşar, Hasan Baran, Erol Göksu, Ahmet Murat Özel, Reyhan Aydın, Hasan Rüştü Okumuşgil, Ahmet Tufan Şentürk, Ahmet Muhtar Güneri, Muammer Baran, Mehmet Çınarlı, Bekir Sıtkı Erdoğan…
Yunus’tan bu yana şiirimizin yüz akıdır bu şairler.
Bu dünyadan göçüp gidenlere rahmet olsun.
Bu dünyada kalanlara selam olsun.
Beni Karamanlı şair olarak anlamak... D. Ali Gültekin'den Karaman'a, Karamanlı şair dostlara selamlar...