Dünyada baştan sona bir şehri anlatan TELKADIN'dan başka edebiyat eseri yok. TELKADIN okuyucuyu içine alıp Karaman'ı baştan sona dolaştıran, her şeyiyle anlatan bir roman.
TELKADIN romanında eski Karaman evlerini, komşuluklarını, eski terzilerini, esnafları, Kazımkarabekir i, Karadağ'ı, Helvacılar Sokağını, Odun Pazarını, Aktekke Camisini, Hamamlarını, Kalesini, Karadağ üstünde kurulan uygarlıkları, yılkı atlarını, mübadelede Yunanistan'a gönderilen Hristiyan Karamanlıları, öğretmen okullarına giden gariban ova çocuklarını, kıraç köyleri, trenleri, Maden Şehrini, Çeşmeli Kiliseyi, mürşidi Tabduk Emre ile birlikte Yunus Emre'nin mezarını, Mevlana'nın ailesinin Karaman'a gelişini, daha bir çok şeyi, Karaman'ı dağıyla ovasıyla, tarihiyle, adetleriyle, batırığıyla, her şeyiyle baştan sona anlattım.
Fakat bunun yanı sıra romanın dekoru baştan sona bir şehir olsa da, asıl kahramanı çok yetenekli, fakat çirkinliğiyle yalnızlaşmış bir ressamdır. TELKADIN romanı bir şehir kitabı olduğu kadar bir yandan da bir ressamın manifestosudur.
Elif Şafak, Telkadın romanımı bir solukta okuduğunu, bir şehri anlatmamdan ziyade, resim sanatını ve bir ressamın ruhunu bu kadar olağanüstü anlatışıma hayran kaldığını, belirtmişti.
Aslında bir edebiyatçının resim sanatına ilgi duymasında şaşırtıcı bir yan yoktur; çünkü resim sanatı tüm sanatları besler. Tevfik Fikret, Nazım Hikmet, Bedri Rahmi, İlhan Berk, Oktay Rıfat hem çok iyi birer şairdiler, hem de iyi resim yaparlardı. Hatta İlhan Berk o kadar resim sanatıyla içli dışlı olmuştur ki, Paul Klee ve Picasso'dan çok etkilenmiştir. Hatta onun 'PAUL KLEE'DE UYANMAK' şiiri çok ünlüdür. İkinci Yeni Şiirinin öncüsü sayılan İlhan Berk için "Yazacağı şiir üzerinde yoğunlaşmak için, resimden yararlanıyordu,' denilir. Çoğu şairler ve romancılar bir şekilde resim sanatıyla temasa geçerler.
Sanat tarihinde edebiyat ve resim arasında etkileşim olduğunu görürüz. Mesela, yüz yıllar öncesinde bile Rönesans sanatçıları birden çok sanat dalında yetkindiler: Leonardo da Vinci ressam olduğu kadar yazardı da... Michelango hem heykeltıraş hem de şairdi.
Türkiye’de ise edebiyatçılardan Ahmet Hamdi Tanpınar, ‘Mahur’, ‘Huzur’, ‘Aydaki Kadın’ gibi romanlarında detaylı anlatımlarla resimle ilgili konulardan, sanatçılardan söz eder. Ressam veya resim sanatına düşkün karakterlerle birlikte günlük hayatı, İstanbul’un manzaralarını, bir kadının elbisesini veya saçını tarif ederken ünlü sanatçıların tablolarına gönderme yapar. Resim ve edebiyat yakınlığına Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabı da örnek verilebilir. Kitapta ressam ve resim sanatı üzerine detaylı anlatımlara rastlanır.
İnsan iyi bir romancı olabilir, iyi bir ressam olabilir, ama önemli olan, çok daha değerli olan iyi bir insan olabilmektir.
Babam Gönüller Sultanı Muammer Baran şöyle derdi: "İYİ İNSAN ALLAHA YAKINDIR."